• oyunların yeteri kadar sergilendiği bir dünyadayız aslında.hepimiz birşeyleri ima ederek anlatıyoruz;
    ve insanlar kapılarından çıktıklarında giydikleri kıyafetlerin dışında görünmez bir kılıfa sokuyorlar kendilerini..
    kimisi cesur oluyor, kimisi korkak..
    niye özünle yaşayamıyor insan ?
    kendini başka kimliklere sokmak onu eksiksiz mi yapar? yoksa her eksiksizlikte eksik olan bir eksiksizlik varda bundan benim mi haberim yok..
    yaşadığı çevre adına kendini maskelere büründüren insanlara kızmıyorum, kızamıyorum.onlara göre herşeyin bir kuralı bir adabı varmış..
    bunlar özgürlüğe örülen ufak bir duvardan başka birşey olamaz ki..
    bir de imkansızdan söz ediyorlar.oysa imkansızlık küçük insanların sığındıklarını sandığı o büyük yalanlarda yaşar..
    bizler bir kıyafeti ya da herhangi bir eşyamızı beğenerek alıyoruz, sonra sahip olduğumuz şeyler bize sahip olmaya başlıyor.ne kadar garip..
    yeterince özgür olabilmek için ne yapılabilir mesela.bunu hiç düşünen oldu mu bilmiyorum..
    fakat insanlar artık bunun yerine daha eğlenceli birşey buldular..
    bu anlık kuralları yıkarak kendimizi tatmin etme eğilimi..
    bu yüzden sanırım artık özgürlük kavramınıda dünyada en çok özgürlüğü tadan varlıklar olarak yoketmeyi başardık...
    ve her geçen gün dünya daha bir sistematik, duygular daha bir basit hal alıyor.ve bizi teker teker takip edebilecek nitelikte bir eğilim gösteriyor dünya..
    merak ediyorum;
    suçluların yaşadığı yerler hapishane diye adlandırılıyorsa..
    o halde hangimiz suçlu muamelesi görmüyoruz ki..
    sanırım hepimiz hayata, bize sahip olan eşyalar ve kurallar ile prangalandık..
    şimdi gerçek hapishaneye hoş geldiniz..
    rahat bir nefes alın ...
    dünya artık sizin müebbetinizdir..
    işte günümüz böyle birşey.

    son olarak
    (bkz: biz büyüdük ve kirlendi dünya)
  • hiçbir şeyin gerçekleşmediği, her şeyin geçtiği zaman dilimi.
  • (bkz: bu zamanda)
  • bp paleontoloji, paleoekoloji, paleoarkeolojide kullanılan before present anlamındaki bir kavramın kısaltması. türkçesi "günümüzden önce" ve türkçesinin kısaltması . günümüz günümüz değil 01.01.1950 gibi standart bir günümüz (referans) noktası var.

    "bu yüzden farkına varmalıyız ki inkar edilemez başarısına rağmen günümüz akılcı bilincinin adapte olmayan çocuksu bir yanı vardır ve hayata düşmandır. hayat kurumuş ve engellenmiş, kaynağın yeniden keşfedilmesi için haykırmaktadır; fakat kaynak, ancak bilinçli zihin "çocukların bölgesine" geri dönme acısını çekerse ve orada tıpkı daha önceki gibi bilinçdışından yardım alırsa bulunabilir." carl gustav jung - rüyalar

    "ortaçağ simyası kadar uzak bir şeyin bunlarla alakalı olması okura tuhaf gelebilir. anca "kara sanat" düşündüğümüz kadar uzak değildir: eğitimli bir insan olarak faust'u okumuş olmalı; çünkü faust, her ne kadar günümüz insanı için karmaşık olsa da baştan sona simyayla ilgili bir dramdır." carl gustav jung - rüyalar

    (ilk giri tarihi: 14.5.2017)
  • sabahattin ali'nin hedonist esintiler içeren bir şiiri. son iki kıtası şöyle:

    vücut cevhersiz bir kalıp,
    hiçe gider hiçten gelip.
    bir tenhaca köşe bulup,
    günümüzü hoş geçirsek…

    toprağa girinceye dek,
    esrârı görünceye dek,
    yani, geberinceye dek,
    günümüzü hoş geçirsek…

    edebi bir şekilde hayat boş pompala coş diyor özetle.
  • ıcinde bulunduğumuz devir öyle bir durumdaki ne duyguları gerçek, ne değerleri, ne de insanları. bir cogu cikarlari için iki yüzlü. ne sözle değiştirilebilir, ne davranışla. ınsanin içinde ki adalet duygusu yok olmuş. bir çok kişi başkalarının acısıyla, kayıplarıyla besleniyor. sahtelikler arasında gerçek olmaya ve kalmaya çalışsanızda karşınızdaki de o kadar çok sahteliklerle karşılaşmış ki sizide onlardan sanıyor. dürüst olsanızda, apaçık olsanızda sizi tanımadan yargılama gafletinde bulunuyor.

    ve devir öyle bir devir ki, dindar geçinen bir çok kişi ellerini ovusturarak faizden gelecek parayı bekliyor, yüzünüze karşı can ciğer dost görünen insan sizin ayağınızı kaydırmak için canla başla çabalıyor. zaten duygularda, sevgilerde ayağa düşmüş. seviyorum diyen yarin vazgeçiyor. seni seviyorum kelimesi öyle ağırdır aslında ama ele ayağa düşürdükleri için anlamını kaybetmiştir günümüzde, bir çok şey gibi.

    anlamsizliklarin arasında anlam bulmaya çalışıyorum. pisliğin içinde temiz kalmaya çalışıyorum. sizede tavsiyem budur. kendinize yapılmasını istemediğiniz hic bir şeyi bir başkasına yapmayın. 32 yaşındayım ve mükemmel bir insanda değilim. hatalarım yanlışlarım olmuştur olacaktirda ama hatalardan dersimi alip oyle devam ettim hep yoluma, oylede devam edecegim.ancak bu yaşıma kadar kimseye bile bile kötülük yapmadım, yapamadim.

    bir is yapiyorsaniz sadece kendinizi dusunmeyin, kendi duygusal ve maddi cikarlarinizi dusunmeyin. cevrenizdekileri ve hatta sizden sonrasini dusunun. düz bir insanım ve ard niyetle düşünmedim hic bir zaman. sizde düsünmeyin başkaları hakkında kotu niyetli belki bir noktadan sonra bu yaşanmaz çekilmez ülkeyi daha yaşanılabilir bir hale getirebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap