hakan günday

• üzerinde fazla tartışmaya gerek olmadığını düşündüğüm yazardır. türk edebiyatının modern ayağının en iyi 10 yazarının arasında kafaya oynayan yazardır. yazdığı kitaplardaki kurgusal yaratıcılık hiç bir yazara nasip olmuş değildir. ve her kitabında bu yaratacılık gelişe gelişe değişe değişe ilerlemiş. şimdi bu yazarı sevmeyen tipler olabilir aramızda. "aman çok popüler yaavvv" , "gerçek edebiyat bu değil" , "anlatımı çok ağdalı" , "o ne ya ergen fanzini cümleleri" diyen arızalar da olabilir. ama ne olursa olsun ne denirse densin bu adam türkiyede hala bir şeyler için umut olduğunun kanıtı. edebiyat için diğer kanıtlar da aşağıdaki gibidir bence.
  (bkz: murat uyurkulak)
  (bkz: hasan ali toptaş)
  (bkz: barış bıçakçı)
  (bkz: hakan bıçakçı)
  (bkz: emrah serbes)
  (bkz: alper canıgüz)
  (bkz: celal gündördü)
  (bkz: murat menteş)
• vıcık vıcık ergen, loser romantizminin (l)aforizma prensi. (bkz: gerçek edebiyat bu değil)
• insanın hastalıklı yanlarıyla derdi var bence bu yazarın. kimi zaman hiç bilmediklerinizi anlatıyor, kimi zaman da hiç aklınızdan geçmeyecekleri. farklı bir düşünme tarzı var, insanı bazen rahatsız eden. farklı bir tarzı var ben de varım beni de görün diyen.
• zargana kitabıyla keşfettiğim yazar. üniversitedeydim keşfettiğimde, aslında almak istediğim kitabı kinyas ve kayra idi. ama pahalıydı, sürekli rafta bakıp dururdum o kitaba. madem şimdilik onu alamıyorum, ben de gidip ucuz kitaplarından başlıyım dedim öğrenci mantığıyla. ve zarganayla başladım. hayatımda okuduğum en karanlık kitaplardan biriydi, şimdi bile zarganayı gözümün önünde canlandıramam. yavaş yavaş tüm kitaplarını okumaya başladım. şu an çıkan tüm eserlerini bitirmiş durumdayım, belki herkesin favorisi kinyas ve kayradır. ama hakan gündayı bana sevdir deseler ziyan ve azil'i seçerdim. ziyan, hayatta küt bir kavram olan askerliği anlatmasıyla, içinde ziya hurşiti ve atatürkü barındırmasıyla askerlik sırasında yaşanan duyguları vermesiyle etkilemişti beni. askerlik yapmadım ama okuduğumda askerlik böyle bir şeymiş dedim. azil ise kesinlikle tedirgin edici, rahatsızlık veren bir roman. azili de zargana gibi hala kafamda canlandıramıyorum. herhangi bir kalıba oturtamıyorum. kitapta iyilik-kötülük, tanrı-tanrısızlık, düşünce-davranış, kalabalık-yalnızlık... var. azil, bence başlı başına türk edebiyatının roman kahramanlarından biri olabilir. son kitaplarının öncekiler kadar iyi olmadığını düşünsem de hakan günday, modern türk romanı için şanstır, okunası bir yazardır.
• malafadan sonra ikinci bir kitabını dot ile birlikte oyunlaştıracağını duyduğum müthiş yazar. kinyas ve kayra okunur, bir daha okunur ve okunur. keza az adlı romanı pek farklı değil.
• kendisiyle yapılan bir söyleşiden:
  
  “konuşurken aramızda hep maskeler var…”
  
  ama bütün bunlar da aslında yazıyla alakalı şeyler. o yüzden başa dönüp yazıyla maceranın nasıl başladığını sorayım…
  
  yazmayla ilişkim, okumakla başladı. konuşurken aramızdaki iletişim çok kırılgan olabiliyor, çünkü her türlü sosyal ve psikolojik baskı iletişimimizi baltalamak için orada hazır bekliyor. önyargıların var mesela ve sen konuşurken, hayat hakkında her türlü fikre sahipmiş, her şeyden fazlazıyla eminmiş gibi davranıyorsun. o yüzden yazıyla iletişim sözlü iletişimden çok daha etkili ve saf. sözlü iletişimde aramızda hep birtakım maskeler var ve onları aşmak çok zor.
  
  yazıyla ne oluyor?
  
  eğer öncesinde zihninde çeşitli önyargılar üretmediysen, metinle kurduğun iletişim daha kusursuz oluyor. neden biliyor musun, çünkü en nihayetinde okuduğun metin bir yalnızlık halinde üretilmiş. sen de okur olarak onu gene bir yalnızlık halinde tüketiyorsun. o metin iki yalnızlığı birleştiriyor… işte bu bence iletişimin en saf halidir.
  
  söyleşinin tam hali
• ''ziyan'' romanıyla türk-fransız edebiyat ödülü'ne layık görülmüştür.
  
  yazdıklarıyla, aldığı tüm ödülleri hak ediyor..
  
  http://kitap.radikal.com.tr/…-hakan-gundayin-409933
• bu akşam paris'te "prix littéraire france-turquie 2014" ödül töreninde ödülünü kenizé murad'ın elinden almış yazar.
  
  http://t.co/hj3ozcm774
• kinyas ve kayra hangi kafa ile yazıldı merak ediliyor.
• --- spoiler ---
  
  ''ama ölmedim. yaşamam gerektiği için değil. sadece ölemediğim için...''
  
  --- spoiler ---