• konjontüre göre çok uygundur.
    bugün artık milletvekili, bakan vs. olmak için eğitim, kültür filan şartı yoktur,
    biat şartı vardır ki kendisinde bu yeterince mevcuttur.
    siyasi donanımı da dert etmesine gerek yok,
    nasılsa ne yapacağını söyleyecek birileri vardır,
    ona mı kaldı siyaset yapmak,
    o kafasını yormasın böyle şeylere,
    görünsün yeter.
  • günümüz siyasi pazarının en önemli konusu. siyasi kısmını bilemem ama kültürel olarak gayet donanımlıdır. televole zamanında yaptığı sakızdan çıkan espriler ile gayet kültürlü olduğunu bizlere göstermişti. epey tecrübeli yani.
  • hakan şükür'ün tüm donanımı; 22 kişilik bir güruh olarak dümdüz çimenler üstünde sekerek giden bir kütlenin peşinden 1.5 saat nasıl koşarımın taktiksel halinden ibarettir. ayrıca kendisi tam bir şakirt'tir.
  • kadrolaşma konusunda gülen'le birlikte ilk 11'i kuracağı bakanlıkta forvete geçecek olan, kültürel ve siyasi donanım konusunda ise şahane futbol bilgisinden yararlanılacak milletvekili adayı...

    edit: başbakanla birlikte karşılıklı top koştururlar artık...

    meclise de yeşil çim ve iki kale koyarlarsa sabah akşam antreman yaparlar...

    ve meclis kapısından şu ses sık sık duyulmasıyla yürekler daha da şenlenir: gooooooollllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
  • mahallenin çırağı kadardır. bildiğin alt-kültür ürünü yani. bu bakımdan olumlu bile denebilir. sorun şurada ki bize bu bir ordinaryüs kıvamında imiş gibi sunuluyor. zat-ı muhterem de öyle zannediyor kendini.
  • gençlik ve spordan sorumlu devlet bakanı olabilmek için gayet yeterli bir donanıma sahiptir. hakan şükür türk futbolunda gerçekleşen devrimin liderlerinden biriydi. avrupa futbolunu yaşayarak öğrenmiş bir futbolcudur. iyi bir basketbol oyuncusu başarılı bir atlettir aynı zamanda. sporculuk hayatı boyunca en küçük bir disiplinsizliğine rastlamak mümkün olmamıştır. iyi bir kriz yöneticisidir, teknik direktörsüz bir takıma nasıl sahip çıkıp genç kadroyu kendi disiplinine uydurduğunu alınan şampiyonlukla görmüş bulunmaktayız. böyle bir insanın milletvekilliği bir yana bu bakanlığa aday gösterilmemesi ilginç olurdu.
  • aktif futbolu bıraktıktan sonra futbol yorumcusu olarak televizyonlarda boy gösterirken kendi alanı sayılabilecek bir konu* üstüne dahi iki lafı bir araya getiremediğinden mütevellit fikir sahibi olunabilinecek birikimidir.
  • türk halkının siyasi katılım anlayışından kat be kat yüksektir büyük ihtimalle. bak kötülemeden önce iyi oku, sonuna kadar oku. bir de işbu yazarın siyasi görüşü veya eleştiri kabiliyetinden şüphe duyuyorsan akp ile ilgili entry'lerini oku.

    sayın ortalama sözlük yazarı: sen değil misin her seçim döneminde partilerin listelerini çok yaşlı ve dinazorlardan oluştumasını eleştiren? sen değil misin egemen sınıfın mecliste yasal olarak halkı ezmek için dokunulmazlık, aşiret desteği, ahbaplık gibi çağdışı mekaniznaları kullanmasını eleştiren? sen değil misin demokrasi, temsil ve halk egemenliğini savunan?

    demokraside siyaset herkesi ilgilendirir ve herkes siyaset yapabilir. hatta ve hatta siyaseti meslek olarak görmemenin, siyaseti halka hizmet olarak algılamanın belki de ilk şartı "siyasetçi" kimliğini ortadan kaldırmak ve sıradan vatandaşa siyaset yapma yolunu açmaktır. hakan şükür elbette çevresi, tanınırlığı dolayısıyla "sıradan" vatandaş değildir ama siyaset dışı bir kişilik olarak meclise girmesi, kendisinin siyasi görüşü ve devlet yönetimi bilgisi ne olursa olsun belki de bu ülkede bazı şeylerin değişmesine yol açabilecek bir gelişmedir.

    dünyada siyasi katılımı arttırmak, herkesin en az bir kez toplumsal hizmete kendini adaması için ne tür tartışmalar döndüğünü (bkz: belçika) (bkz: fransa) (bkz: almanya) bilmeden bir insanın kabiliyetine atıp tutmak neyin nesidir?

    meclis dediğin yer hukukçu doludur. bir yasa tasarısının nasıl geçeceğini belki de birçok siyasetçi ve sendikacı da meclise girmeden bilmiyor, sonra öğreniyor. milletvekilliğinin ruhu ve özü hukukçu olmak değil, siyasi ve toplumsal konularda bir dünya görüşünü ortaya koymaktır ve bunu olgun formata dökecek insan zaten milletvekili değildir. danışmanlar, uzmanlar bunun için var. sadece uzmanların halkın egemenliğini temsil ettiği bir düzeni (bkz: teknokrasi) şöyle bir gözünün önüne getir bakayım?

    kaldı ki bir insan siyasette örgütlenmeyip siyasi kitap okuyamaz, bilgilenemez mi? işinize gelince bu kadar mı prosedüral takılıyorsunuz? adam yıllarca her gün eşek gibi kimsenin kaldırmayacağı kadar idman ve maç kaldırmış, buradan arta kalan zamanında okuyacağı her satır ekran başında mastürbasyon yapanlardan fersah fersah değerliyken henüz seçilmemiş ve dolayısıyla hatalı icraati bile bulunmayan bir adamı ne hakla itin götüne sokuyorsunuz?

    hayır entrylerimi biraz takip eden akp karşıtı olduğumu bilir ama sırf akp'den aday oldu diye bir insanın kültürel, siyasi ve ahlaki donanımını sorgulamak hangi siyaset ahlakına sığıyor? bu tahammülsüzlük, kendisi iktidarda olsa akp kadar dışlayıcı bir politika üretecek olan zihinsel yapının bir tezahürü olsa gerek.

    siyasi katılım diyorum. gidin araştırın. yapmazsanız da "partiler ve siyasiler bizi dinlemiyor" diye inlemeyin sonra. hiç kimse siyaset dışı değildir. ve hiç kimsenin donanımı siyasrt yapmak için bir başkasınınkinden daha yüce değildir. kendiniz inanmasanız bile bir gün çocuğunuz, torununuzun siyasette vatandaş olarak, sade vatandaş olarak söz sahibi olsun diye biraz katılım konusunu araştırın.

    hakan şükür'ün siyasi ve kültürel donanımını görmek için de biraz bekleyin. iyi çıkarsa alkışlar, kötü çıkarsa hep beraber yereriz.
  • böyle milletvekilleri de varmış. (bkz: milletvekilinde aranan nitelikler)
  • hava toplarında etkilidir. en azından diğer ülkelerin meclis takımlarıyla yapılacak karşılaşmalarda bariz avantaj sağlar bence.
hesabın var mı? giriş yap