2614 entry daha
  • biraz kısa hikaye tadındadır...

    90'lı yılların ortaları... sekizinci sınıfa gidiyorum (ağız alışkanlığıyla hala orta üç veya orta son derdik). lise giriş sınavları var önümüzde. o yıllarda her lise türü için ayrı sınavlar oluyordu. endüstri meslek ve türevi (teknik lise vs.) okullara girmek için bir sınav, anadolu liseleri için başka bir sınav, fen veya öğretmen liselerinde okumak için de bambaşka bir sınava giriyorduk.

    ailemin durumu çok iyi sayılmazdı. o zamanki beşlik not sistemiyle beş üzerinden iki diyeyim siz anlayın. tabi bu sınavlara girmek için her birine ayrı bir form doldurmak ve giriş ücreti ödemek gerekiyordu. bizimkiler ilk iki (endüstri ve anadolu) sınav için başvuru parasını verdiler. üçüncü sınav (fen ve anadolu öğretmen) için annemden para istediğimde, "buna da girmeyiver, para yok," dedi. çaresiz boyun büktüm.

    okul derslerim gayet iyiydi. sınıfın en iyi üç öğrencisinden biriydim diyebilirim. zaten 46-47 kişilik sınıfta o zamanlar üç takdir üç teşekkür falan anca çıkıyordu. müdür yardımcısı sınıfa gelip "kimler fen ve anadolu liseleri sınavına girmek istiyor?" diye sorunca elimi kaldırmamıştım malum sebepten. elimi kaldırmadığımı gören müd. yard. "telaki, sen girmiyor musun?" diye sordu. "başvuru ücretini veremiyorum," dedim. "peki," dedi ve sınıftan çıktı.

    şimdi tam hatırlamıyorum, kendisi o duyuruyu yapmak için ya iki kez geldi sınıfa (ilk başlarda ve bir de son başvuru tarihinden bir gün önce galiba), ya da benim aklımda son gelişi kalmış. neyse, ben o meseleyi unuttum. aradan ya birkaç gün veya birkaç teneffüs geçti. son derslere doğru, sınıftakiler yanıma geldi. sözcü olarak da platonik olarak sevdiğim kızı seçmişler (kendisi diğer iki takdirlik öğrenciden biriydi). "telaki, biz arkadaşlarla senin bu sınava girmeni istiyoruz. o yüzden aramızda para topladık. hemen başvurunu yap geç kalmadan," dedi benim kız.

    kızardım, "sağolun ne gerek vardı," gibi bir şeyler geveledim biraz da utana sıkıla. "oğlum sen girmeyecen de biz mi girecez," dedi bir başka arkadaş. toplanan para acayip bir karışımdı. birkaç kağıt para ve bir sürü bozukluk... muhtemelen duyurunun yapıldığı gün alelacele toplanmış. millet cebindekileri vermiş ne kadar varsa o anda. ki arkadaşların çoğu da zaten bizden farksızdı aslında.

    başvuruyu yapıp sınava girdim ve .... ili ... ilçesi anadolu öğretmen lisesi'ni kazandım. ve sonrasında hayallerimin bölümü ve üniversitesi... ardından yurtdışında mastır doktora macerası...

    eğer nasibimiz/kaderimiz/takdir-i ilahi, adına her ne diyeceksek, bizi bir yere yönlendiriyorsa, şartlar bizi oraya itiyor bir şekilde. düşünüyorum da, o gün bir-iki arkadaşın aklına para toplama fikri gelmese, şimdi hayatım bambaşka bir çizgide devam ediyor olacaktı belki de.

    ...........

    platonikle olmadı çünkü açılamadım hiç... ama iyi bir arkadaş olarak kaldık sonrasında. nasip değilmiş...
  • bim'e zamanında kuzenle gitmiştik,evdekiler bi kaç şey istemişlerdi, cips almıştık yanına da para yeter diye. fakat yetmedi ve biz de iade etmek zorunda kaldık. arkamızda sıra bekleyen kadınsa bizden sonra kendi parasıyla almış o cipsi,biz çıkarken yanımıza gelip 'alın çocuklar, belli ki sizin paranız yok benden hediye olsun' demişti.üstümde de yeni yırtılmış bi tişört vardı, heralde onu görüp böyle bir kanıya vardı. o yaşımda bile bana baya koymuştu biraz amk. şimdi olsa cipsi almam da, o zaman tabi görür görmez teşekkür edip almıştık.
  • kışın soğukta yakacak kalmayınca kiracısı olduğumuz evin kullanılmayan oda kapılarını söküp yakmıştık.ev sahibimiz yıllardır öğrenci alırım evlerime ;sizin kadar adileri görmedim demişti.bize karşı kimseler,şu senin ve sizin lafını iyi bir cümle olarak kimse kurmadı. bu cümlenin yoksunluğu bile başlı başına fakirliktir.
1869 entry daha
hesabın var mı? giriş yap