• hayata küsmek mazoşist bir eylemdir hatta eylemsizlik.
    tek taraflıdır bir kere, "george clooney' e son günlerde dargınım" ya da " bush bu aralar gözüme gözükmesin valla asabiyim" den teorik olarak pek de farklı değildir.

    -sana küstüm hayat, lütfen şu gökkuşağını kaldırır mısın? öyle böyle kızgın değilim sana, gökkuşağıyla, ocak ayında bahar havasıyla, cola kapağıma bedava 1 litre koymakla, trafiği azaltmakla geçecek gibi değil yani sinirim, sitemim.
    ayrıca fırından yeni çıkmış ekmeğin köşesini kırıp tereyağı sürmeyi de reddediyorum. pıh!

    e ne oldu? hayat üzüldü mü önümüzde biriken sümüklü mendiller arttıkça, kafayı yastığa gömünce, nefes alamıcaz diye korkup hemen işleri ayarlayıp maaşımıza zam, kilomuza indirim mi yapacak moralimiz düzelsin diye?hiç sanmam.
    hayat ki, yere para düşürse eğilip almaz, ardından sesin kısılana kadar bağırsan dönüp de bakmaz.

    ahahaha kiminle dansettiğinize dikkat edin!
  • "küskünlüğüm hayata değil,
    içindeki beş para etmez insanlara" diyordu cemal süreya..
    çocukluk yıllarımda ailem hep geçimsiz olmakla suçlamıştı beni. ömrümün ilk yarısını öyle olmadığımı ispat etmeye adadım, bir sürü kuru kalabalık insan, boğuluyordum. keşke yapmasaymışım.
    okudukça, yazarları tanıdıkça teselli buldum; hemen hepsi yalnızlığı seviyor, ördükleri duvarların arkasında yaşıyorlardı. anlaşılan geçimsiz olan yalnız ben değildim, onlar da geçimsizdi; galiba insanların hepsi geçimsizdi.

    ölüm gibi bir şey hayata küsmek diyor, bir yerde ayşe kulin, ölümün bile umut taşıdığını ama hayata küsmenin hayattayken ölmek olduğunu, ölümden de daha umutsuz olduğunu söylüyor.
    doğrusu o kadar karamsar değilim; suçlu olan hayat değil.
    hayattan insanı çıkarınca küsecek bir şey kalmıyor..
  • depresyon meraklisi gencler disinda kalan yasi kemale ermis ama inancini ve umutlarinida kaybetmis bireylerinde yaptigi eylem. dangalaklik falanda degildir vardir bir bildikleri bazilari kapanir icine bazilari ise dagitir. hani deliler gibi sevdigin kadindan gun gelirde kacarsin ya onu uzmek icin degil tam tersine daha fazla uzulmemek icin buda oyle bir sey. aciklamasi zor olandir.
  • sevilen birinin vefatı, boşanma, iflas etme, terkedilme gibi nedenlerden doğabilecek eylem(sizlik).
  • ruhu kaçmış cesetler gibiyiz.
    uyanıyoruz, yiyoruz, içiyoruz, yatıyoruz, kalkıyoruz hatta bazen gülüyoruz bile.
    ama yaşamıyoruz.
    yaşamak bu olmasa gerek.......
  • tek kelimeyle şımarmaktır. siz gece kendi kendinize trip yapıp yağmurda gezersiniz, sözde dertlisinizdir. sonra sabahleyin tam evden çıkacakken ayakkabılarınızı silinmiş ve parlak görürsünüz. kahvaltınızı yaparken anneniz sessizce ayakkabınızı silmiştir. hayatta hiç utanmadığınız kadar utanırsınız, utanmalısınızdır.
  • hevesli bir şekilde tüm güzellikleri ile hayal edileni söyledikten sonra gerçekleşmeyeceğini bilmenin keskin tadı ile "bir gün ölüp gideceğiz" diye ekleme ihtiyacı hissettiren burukluk.
  • hayatin zerre siklemedigi durum.
    o, her kosulda devam ediyor.
  • sonrasında, barışı sadece kendinizle yapabilirsiniz. yoksa hayat akıp gider...
  • yanlış yaşanmış bir hayatı değiştiremeyecek olmanın acısıyla yapılandır.kendine katacak o kadar çok şey varken ot gibi yaşadığının farkında olmak, kendine kızmaktır. " çok geç " diyerek daha çok geç kalmaktır.
hesabın var mı? giriş yap