• "her şeyim tam, bütün isteklerim hedeflerim yerinde istediğim gibi sevgilim var, başarılıyım, belli bir karizmam var param var" diyen insanlardan dahi duyduğumuz "ama gene de sanki bir şeyler eksik, bunlar bana tat vermiyor" diyen pek çok insanın olağan hali... kimi zaman bu duyguya karşı insan vurdumduymaz takınır, kendini sıradan şeylerle oyalamaya çalışır; kimi zamansa bu duygu hiç dayanılamayacak bir hal alır.

    bu duygunun temel kaynağı, insanın hayatına allah'ı dahil etmeyişi o'na teslim olmayışıdır. allah'a karşı o kadar ilgisizdir ki hatta eksikliğin allah'a kul etmemekten kaynaklı olduğunu dahi anlayamaz. fıtratı gereği acıkır, karnını doyurur; ama varlığının ve dünyaya gelişinin en büyük (hatta tek sebebini) yerine getirmediğinden ne kalbini ne aklını doyuramaz. kimilerinde bu sebeplerden huzursuzluk, tatminsizlik, madde bağımlılığı, kendini bir şey sanma, sürekli bir heyecan arayışı gibi değişik çeşitli yol açtığı haller mevcuttur.

    bu yüzden ceketin sağlam, araban gıcır, kolunda sevgilin var; ama eksiksin be oğlum. bir şeyler tam değil bir yavanlık var.

    başarılısın, başarmak için hırslısın, karşı cins sana hasta, istediğim erkeği elde ederim sanıyorsun ama kimse senin duygusal bunalımlarını, içinde yükselen kötülüğü kıskançlığı kibri ayıklayamıyor be kızım.
  • insanoğlunun yegane dertlerinden biridir kanımca. tam olamama, tamamlanamama, eksik hissetme...
    ölüme ithafen yazılan her şey bu nedenledir. yarım yamalak yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim, mottosu. tabii buna da cesaret edilemediği için ortaya çıkan bu duygu en ağır işkencesini yapar bünyeye. bir de cevapları bilsek, daha güzel olacak belki ama. yok işte...

    varoluşunu belirli bir temele oturtmak isteyen insanın vazgeçilmez duygusudur çoğu zaman.
    her şey anlamsız gelir. umutların içi boşalır. yaşamın üzerine çöktüğü en kesif andır o.

    "...
    çatlak ve ıslaksın
    tuttuğun dileğin tutarsızlığı kadar.
    gördüğün düşten ziyade
    yarım bir insansın
    dünya, boş umut satar..."
  • (bkz: penis hasedi) *
  • "hep gam hep keder, bu da gelir bu da geçer."

    aşk, iş, aile ya da eksikliğini en ağır şekilde hissettiğimiz neyse artık... sadece 1-2 yıl geriye gitmek (daha da geriye, ergenliğe kadar gidebilirsiniz. birşeylerin varlığını aramadan da mutlu olduğunuzu hatırladığınız herhangi bir döneme gidin.) ve bu hissin üzerine oralarda oturup -evet, oturun üstüne- etraflıca düşünüp bir yerlere yerleştirip orada bırakmak ileriye bakmayı sağlayacaktır. yani demek istiyorum ki, hep böyle eksik hissetmiyorduk. lanet olsun.. güzel günler vardı!

    bu tek seferde "yaptım, yerleştirdim, üstünü de örttüm" diye olmaz. içiniz her çöktüğünde oturun üstüne, üşenmeyin. birşeyler bulun ve yine öyle şeyler olacağını kafanıza sokun.

    spotify "dans" listesi var bir de. onu açıp bağıra çağıra dans edip tüm evi temizlemek de (bekar evi gibi leş bir eviniz varsa tadından yenmez) çok iyi geliyor. klişe değil bu hakkat iyi geliyor yaa :p ama her yeri indirin. silin, yerleştirin. sonra düşünüp ağlayın biraz, sakıncası yoktur. her yeri tekrar yerleştirmek zihindeki karmaşayı da yerleştirir. "neredeydi o mutluluk cıvıltıları?" diye düşünür, bulursunuz. deneyin, ne kaybedersiniz ki?

    insanın asfalyalarını attırmayın. herşey geçer!
hesabın var mı? giriş yap