• (bkz: warhammer 40k)
    (bkz: emperor)

    emperor'un yonetiminde genetik olarak laboratuvarda ubermensch olarak yaratilan primarch'larin en guclusu olan horus, ayni zamanda emperor'un en sevdigi oglu ve kendisinden sonra en yetki sahibi olan ki$i, warmaster of imperium'dur. fetus zamanlari sirasinda chaos tanrilari tarafindan warp'da dagitilan primarchlarin her birinde warp yuzunden degi$iklikler olmu$tur, horus da kendi icinde bir chaos izi ta$imaktadir.

    bir sava$ sonrasinda gezegenin yoresel sava$ci tarikatinin ayinine katilan warmaster, yarali olmasinin da getirdigi zayiflikla kendini chaos tanrilarinin etkisine kaptirir ve sonrasinda kendine sadik olan adeptus astartes birlikleri (ki bu adeptus astartes'in yarisidir) ile bir isyan ba$latir. bu ba$layan isyana "horus heresy" denmektedir.

    heresy sirasinda karde$ space marine'ler birbiri ile sava$mi$, sayisiz sava$ci ve gezegen yitmi$tir. en son terra'nin ku$atmasi esnasinda emperor, horus'un bir anlik bo$lugundan yararlanmi$, battlebarge'ina yaninda rogal dorn, sanguinius ve sadik imperial fists ve blood angels oldugu halde teleport etmi$tir. horus, karde$i sanguinius'u olumcul derecede yaralami$tir, fakat bu sirada sanguinius, horus'un zirhinda bir delik acmi$tir. tam sanguinius du$tugu anda horus'un odasina giren emperor, horus'u bu centikten verdigi yara ile oldurmu$, kendisi de onulamayacak derecede yaralanmi$tir. karde$i sanguinius'u ve babasi emperor'u bulan rogal dorn, emperor'un da yardimi ile golden throne'u in$a eder.

    kalan isyanci birlikler horus'un olumunden sonra geri cekilirler ve warp'a kacarlar. bu heresy'nin sonudur.
  • seriyi okumayı düşünenleri de gözeterek mümkün olduğu kadar az spoiler ile olayı başından ele almak gerekirse;

    terra'daki unification wars'un bitimi ve primarchlar ile space marine lejyonlarının yaratılışının ardınan karanlık çağ süresince galaksinin dört bir yanında terra'dan ayrı kalan insan kolonilerinin tekrar imparatorluğa kazandırılması ve bilimin ışığının götürülmesi amacıyla great crusade başlar. emperor insanlığa tanrıların, ruhların var olmadığını göstemiş ve ateist bir düzeni yerleştirmiştir, buna rağmen emperor'un kendisini tanrı olarak görenler vardır. ullanor'da orklara karşı kazanılan büyük zaferin kutlamalarının ardından emperor çok önemli bir amaç uğuruna terra'ya döneceğini açıklar ve great crusade'in liderliğini en sevdiği oğlu horus'a bırakır. horus'un seçilmesine pek çok primarch karşı çıkar ancak hepsi emperor'un seçimine saygı duyarlar ve imparatorluğun genişlemesi devam eder.

    bir savaşta ağır yaralanan horus karanlık güçler tarafından kurtarılır ve babasının (emperor) onu terkettiğine, terra'da şu an savaşçıların kanlarıyla kazanılmış imparatorluğu sivillerin eline bıraktığına ve kendini tanrılığa yükselttiğine, dolayısıyla başından beri kendi oğullarına yalan söylediğine inandırılır. ihanete uğradığına inanan horus, kardeşleri primarchların bazılarından da destek bulur ve imparatorluğu sivillerden ve babasının saçmalığından kurtarmak için başkaldırmaya karar verir. bu olayın adı warhammer 40k dünyasında da horus heresy olarak geçer.

    --- spoiler ---

    emperor'a sadık kalanlar sanguinius'un blood angels, rogal dorn'un imperial fists, lion el'jonson'un dark angels, jaghatai khan'ın white scars, ferrus manus'un iron hands, vulkan'ın salamanders, corax'ın raven guard, leman russ'ın space wolves ve roboute guillman'ın ultramarines lejyonlarıdır.

    horus'la beraber başkaldıranlar ise fulgrim'in emperor's children, mortarion'un death guard, angron'un world eaters, lorgar'ın word bearers, perturabo'nun iron warriors, magnus'un thousand sons, night haunter'in night lords, alpharion'un alpha legion ve horus'un kendi luna wolves (sonraki ismiyle sons of horus, daha da sonra black legion) lejyonlarıdır.

    horus ıstvaan sisteminde iki katliamla terra'nın işgalinin önünü açar ancak son savaşta başarısız olur ve emperor tarafından öldürülür. kalan isyancı lejyonlar eye of terror'a kaçarlar ve chaos space marines olarak karanlık güçlerin tarafına geçerler. imparatorluk ve galaksi baştan aşağı değişmiştir. kalan primarch'lar bazı reformların ardından teker teker kaybolurlar. bu reformlardan en önemli ikisi second founding ve inquisition'un kurulmasıdır. space marine lejyonları dağıtılıp daha küçük chapterlar kurulmuştur, bir daha hiç kimse koskoca bir space marine lejyonunun gücüne sahip olmayacaktır. emperor'un ateist düzeni yıkılır ve bizzat kendi karşı çıktığı, kendisini tanrı olarak gören inanç yerleşir. imparatorluk aydınlık ve bilimden uzaklaşır ve git gide totaliter bir yapıya dönüşür.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    erebus denilen şeref... öhöm abinin tek başına mevzuyu kotardığı isyandır. magnus sağolsun sıvama işlevini de üstleniyor. gerçi tüm bu işin böyle çıkmasının altında imparator abimizin kötü bir baba olması var. lorgar'ın kalbini niye kırıyorsun, council of nicea zaten başlı başına bir rezalet. hayır dinime küfreden psyker olmasa bari ya. horus'a bir şey diyemiyorum abiyi düşürmek için cursed athame soktular akabinde de chaos'un eline verdiler "ooh sen iyice taint ol" diye. ortada gaunt gibi bir delikanlı da yok nitekim peh...
    --- spoiler ---
  • an itibariyle 54 kitaplık devasa bir destan haline gelmiş olan, warhammer 40k evreninde imparator'un ortaya çıkışından sonra olan en büyük olayın - horus isyanının anlatıldığı seridir. çıkışından bu yana 13 sene geçmiş (oha o kadar oldu mu yav) ancak henüz terra'ya gelemedi horus ve şürekası. bu hızla giderse de çok bitmeye niyeti de yoktur onu belirteyim.

    kitapların bir yazar grubu tarafından yazılıyor olması neticesinde her kitabın eş derecede okunabilir olmadığını belirteyim ancak dan abnett, graham mcneill ve aaron dembski-bowden tarafından yazılanların genelde daha iyi olduğunun altını çizebilirim.

    kitapları listeleyelim:
    1. horus rising
    2. false gods
    3. galaxy in flames
    4. flight of the eisenstein
    ---
    bu dört kitap temel olarak okunmalı, horus'un normal halini ve düşüşünü okuyoruz. spoiler değil, çünkü serinin adı horus heresy! bundan sonrası biraz daha standalone gibi ve zamanda ilerleyip gerileyebiliyor
    ---
    5. fulgrim
    6. descent of angels
    7. legion
    8. battle for the abyss
    9. mechanicum
    10. tales of heresy (kısa hikaye antolojisi)
    11. fallen angels
    12. a thousand sons
    13. nemesis
    14. the first heretic
    15. prospero burns
    16. age of darkness (yine bir antoloji)
    17. the outcast dead
    18. deliverance lost
    19. know no fear
    20. the primarchs (novella toplaması)
    21. fear to tread
    22. shadows of treachery (kısa hikaye antolojisi)
    23. angel exterminatus
    24. betrayer
    25. mark of calth (antoloji)
    26. vulkan lives
    27. the unremembered empire
    28. scars
    29. vengeful spirit
    30. the damnation of pythos
    31. legacies of betrayal
    32. deathfire
    33. war without end
    34. pharos
    35. eye of terra
    36. the path of heaven
    37. the silent war
    38. angels of caliban
    39. preatorian of dorn
    40. corax
    41. the master of mankind
    42. garro
    43. shattered legions (antoloji)
    44. the crimson king
    45. tallarn
    46. ruinstorm
    47. old earth
    48. the burden of loyalty (antoloji)
    49. wolfsbane
    50. born of flame (antoloji)
    51. slaves to darkness
    52. heralds of the siege (antoloji)
    53. titandeath
    54. the buried dagger
  • kaliteli animasyon yapabilecek bir ekibin (mesela wow sinematik ekibi) ilk kitaptan başlayarak seri halinde bir çalışması olsa tadından yenmezdi. filmi yapılırsa kesin animasyon olmalı ki uzun serinin devamı bozulmadan gelebilsin.

    netflix yapmasın ama. birbirleriyle öpüşen primarch'lar yapacağız diye seriyi berbat etmesinler.
  • 2 kitap daha eklenerek toplamda 56 kitaba ulaşmıştır. (aslında bunlar siege of terra serisi olarak geçmeye başladılar toplamda bu sei sekiz kitap olarak planlanmış yani 62 kitap ile sonlanacak gibi duruyor)

    55. the solar war
    56. the lost and the damned

    2000 lerin ikinci yarısında ilk 15 civarı kitabı okumuştum, sonra kitaplar gitti gelmedi. bende seriyi bırakmıştım.

    book depository 'de tüm seriyi bulunca tamamını alıp baştan başladım okumaya.
    bir sene içerisinde bunu ve iş bankasını modern klasikler serisini bitirmeyi planlıyorum, bakalım olabilecek mi.

    seri içerinsindeki kitapların bir kısmı kısa hikayeler şeklinde, özellikel the last churh hikayesi (graham mcneill) ilginçtir.

    kitaplar genelde sürükleyici ve aslında gerçekçidir. ilginç bir şekilde imparatoru atatürk'e benzetirim bilimi her şeyin üstüne koyan asker bir lider, askerliği sonrası önemli bir devlet adamı, bilime ve sanata verdiği değer ile batıla, safsatalara ve dogmalara olan karşıtlığı.

    ölümü sonrası ihanet edilen gerçek mirası ve putlaştırılması. yoktan var ettiği ülküsünün karşı olduğu düşünce tarafından ele geçirilip yok edilmesi.

    seride edebi olarak çok fazla bir şey beklemeyin (zaten yok) ancak sağlam bir hayal gücü ve gaz veren karakterler var. hikayelerin ve evrenin önemli bir kısmı çeşitili hikayeler masallar efsaneler ve farklı başka medyalardan toplanan materyalle oluşturuluyor.

    mesela bir hikayede kaspar hauser var (kasper hawser olarak). bu ve bunun gibi bir çok örnekleme mevcut.
  • romanları okudukça bazı çelişen olaylara rastlıyorsunuz.

    --- spoiler ---

    mesela horus rising romanında horus mournival ile konuşurken big e nin kendisine verdiği persler tarafından yapılmış bir yüzükten bahsediyor ve ek olarak big e den önce yapıldı gibi bir şeyler diyor.

    saturnine(siege of terra) romanında ise john grammaticus tarafından ziyaret edilen perpetual erda, big e'nin ilk şehirler inşa edildiği sırada savaşçı bir kral olduğu ve o dönem kullandığı ismin neoth olduğunu söylüyor.

    şimdi bir çok yazar var illa uyuşmayan yerler olacak ve buna az çok alıştık fakat iki kitabında yazarı aynı kişi olunca bana biraz absürt geldi.

    --- spoiler ---
  • warhammer fest kapsamında cinematic trailer'ı yayınlanmıştır. ilk kez horus'un sesini duymak ve titanları bir animasyonda görmek epey keyifli. keşke tüm primarchlar için böyle ufak animasyonlar yapsalar, games workshop bir türlü bu potansiyelin farkına varamadı.
  • ben bu seriyi tekrardan okumaya başladım ve ikinci kitapta "eeh eytere be" diyerek bıraktım. spoilerımsı olabilir o yüzden taglarımızı koyup öyle devam edelim:

    --- spoiler ---

    birinci kitap ne kadar başarılıysa, ikinci kitap o kadar yavan geldi bana arkadaşlar. horus'un ahım şahım mournival'ının bir anda erebus'a değiştirildiğini görüyoruz ve buna en ufak bir açıklama verilmiyor. dahası horus'un düşüşü o kadar saçma anlatılmış halde ki "ben bunu mu beğenmişim" dedirtti.

    olay basitçe şu, erebus'un interex'ten çaldığı bir chaos silahı var. bununla horus'u yaralıyorlar. apothecaryler çare bulamayınca terra'ya dönmek, haber vermek falan yerine ortamdaki cinci hoca taifesi gibi bulunan bir külte (oha!) horus'u teslim ediyorlar. sonra erebus ve magnus horus'un zihnine girerek ikna etmeye çalışıyorlar.

    şimdi şu zamana kadar okuduğumuz şey şu, imperial truth diye bi gerçek var, bilim ile herşeyi açıklıyoruz. choas diye bi şey var ama bu bilgiye çook az bi güruh sahip. ama sadece erebus'un demesiyle koskoca abaddon, maloghurst falan primarchlarını daha önce bilmedikleri, görmedikleri, ve işlerini büyü müyü falan ile yapan bir kültist grubuna teslim ediyor? hadi bunu yazan yazdı, hiç bir editör okumadı mı arkadaş? sonrası da fecaat zaten. gittik ignace karkasy'i öldürdük; okey makul, adam god emperorcu. ama petonella vivar niye gitti kardeş arada? kadın zaten "horus öl de ölem, yap de yapam" modunda? o kadar saçmasapanlıklar var ki insanın devam edesi gelemiyor. gelmiyor.

    bu daha iyi yazılabilirdi. 60 kitaptan oluşan bir serinin belki üç kitabı horus'un imparator'a yabancılaşmasına, kendi isteğiyle isyan etmesine ayrılabilirdi. şimdiki olay ise bedeni zehirlenmiş bir primarchın zihninin de zehirlenip "düşmesi".

    ben yemedim bunu. yazık zamanında o kadar vakit harcayıp okumuşum bu seriyi...
    --- spoiler ---
  • ben her ne kadar bu seriden başlayacaklarını düşünmesem de, olur da henry cavill reis amazonla anlaşırsa belki bir tv projesi olarak görebiliriz.

    işin içinde henry olmasa mournival'da herkes birbirine tren yaparken veya primarch'ın captain'ları kuytuda sıkıştırıp aşk yaşadığı sahneler izlerdik. şimdi o ihtimal azaldı. o yüzden biraz umutluyum.
hesabın var mı? giriş yap