ilesam

• yazar-şair takımının 90 lı yıllarda pek bir rağbet ettiği medreseden bozma mekan.özellikle islamcı camianın önde gelen edip ve muharrirleri bu güzelim mekanı sık sık şereflendirmeyi huy edinmişlerdi. ne zaman ki necip fazıl'ın metafizik oğlu hilmi oflaz vefat etti işte o zaman ilesam'ın popülaritesinde bir düşüş yaşandı.hilmi oflaz ilesam'ın gözbebeği idi.herkesden sırayla topladığı sigarayı yine herkesle tüttüre tüttüre içmesi kırışık alnı ve üstad'dan her bahis açıldığında hüzünle dalıp duran buğulu gözleriyle ilesam'ın en afilli portresiydi.
• bir ramazan günü -iftardan önce- dalgınlıkla içeri süzülmüş, mekanı incelerken; soğan doğrayan amcanın 'ne istemiştiniz?' sorusuna yalnışlıkla 'nargile var mı?' dye cevap verdikten sonra. amcanın elindeki bıçakla soğanları daha bir dikkatli kesmeye başlayıp bize de 'iftardan sonra!' diye sertçe ders verdiği medrese eskisi.
  şimdilerde tadı iyice kaçmıştır.
• yağmurlu bir gününde istanbul'un ,bir kaybeden (bkz: lousers) olarak keşfettiğim elmalı nargile, tütsü,adaçayı kokuları arsında müptelası olduğum mekan.kışın çekilen naylon branda ,soba ,kedi ,naif şairleri ve yazarlarına yıllar sonra bile özlem duyduğum yaşam alanıdır.şimdilerini bilemem ama" şu an aşırı gidesim var" (bkz: inflamer).
• (bkz: ilim ve edebiyat sahipleri meslek birliği)
• edebiyata bakış açısı son derece çağdaş`*` olan meslek birliğidir
  düzenlediği roman yarışmasının şartnamesinde der ki : "eserlerin içeriği millî ve manevî değerlerimize aykırı olmayacaktır"
  
  bunun üzerine ordan geçmekte olan bir romancı adayı:
  -allah nasip ederse katılmaya niyet ettim, inşallah umduğumu bulurum
  (bkz: başımıza daş yağacak)
• restorasyon sonrası,
  o güzel koltukların yerlerinde olmadığını görünce üzüldüğüm,
  sanki anılarımın bir parçasını kaybettirmiş gibi hissetiren yer olmuştur.