• aynı zamanda sevdiceği kalem açmaya çöp bidonunun yanına gittiğinde, kendisi de kalemler arasından hangisinin ucu yoksa hızla seçen ve çöpün yanına koşarak sırtını duvara dayayan masum çocuktur..
    en temiz duyguların insanıdır..
  • çocukluğumla ilgili çok derinlerden bir detay. böyle bir başlık olabileceğini dahi düşünemezdim. gece gece mutlu ederken, birini sevince halen aynı naiflikle sevdiğimi bilmek de ayrı mutluluk.
  • bu kadar insan, internetin olmadığı bir dönemde, birbirinden kilometrelerce uzakta ve habersiz nasıl da aynı şeyleri yapmışız inanılmaz gerçekten. tam yüksek lisans tezi olur.

    sosyologlar, psikologlar hadi yine iyisiniz.
  • mont değil, gocuktur o. bir ihtimal kokusu siner belki diye bilinçsizce yapılır.

    (bkz: gocuğu hoşlanılan kızın gocuğunun üstüne asmak)
  • ben şimdi bile yapıyorum
  • dipten kumu çıkardınız yahu, doğrudur vardı böyle bişi :)
  • hakikaten okuyunca dudaklarimda bi gulumseme olustu, vardi boyle bir sey be.
  • yaaa böyle bir şey vardı değil mi

    başlığı okuyunca istemsiz gülümsedim
  • tertemiz zamanlardı.
  • ne masum şeyler varmış ne güzelmiş dediğim hede.

    benim ilköğretimde montuma birisi baya zevke gelip çıkarttığı şeyi sürmüştü.

    hiç unutmam o günü olaylar aynen şöyle gerçekleşti.
    7 veya 6. sınıftaydım. sınıfta bizden 2 dönem büyük 2 sene kalmış bir çocuk vardı en arka sırada montların asıldığı askının orada oturuyordu.
    lcw montumu çok severdim fildişi düğmeleri ve yakasında lcw maymunu vardı renkli kaşe bir kabandı.

    kabanı giymek için aldığımda cep kısmında bu sıvıyı görüp “yaaa birisi montuma sümüğünü sürmüş” diyip ağladığımı anımsıyorum. ayşegül isimli arkadaşım da bir süre sonda gelip gördüğü zaman şoka girip “kızım bu sümük değil birisi 31 çekip sürmüş” demişti. ben mal gibi baktığımı anımsıyorum kıza.

    öncelikle 31 çekmek ne demekti. sonrasında sürülen bu şey ne olabilirdi. ama yani baya yapışkan renksiz benim çoook büyük devasa bir sümük yığını sandığım bu şey neydi.

    internet yoktu ki araştırayım, ağlamıştım çok montuma kim ne sürdü diye. ayşegül sağolsun peçeteyle vs silmişti sonra alıp suyla yıkamaya çalışmıştım. anneme gidip ağladığımı ve montuma birisinin çok büyük bir sümük sürdüğünü anlatmıştım. sonra üzülmemeni söylemişti makineye atar yıkarım tertemiz olur demişti vs.

    ya işte milletin montuna ilkokulda bunu yapanlar da var baya travmadır bana. seneler sonra ben o sıvının ne olduğunu öğrendim de o yaştayken daha bizim ayşegül nasıl biliyordu onu bilemedim.

    neyse lcw montuma gerçekten devasa sümük sürüldüğünü sanıp ağlamışlığım var özetle. öyle saf zamanlardı ya bizim çocukluk. nereden nereye.
hesabın var mı? giriş yap