• insani var eden seydir.
  • inanç, yaşama gücüdür. insan hiçbir şeye inanmıyorsa, bir şeyler uğruna yaşamak gerektiğine inanmıyorsa gerçekten yaşayamaz. insan fani dünyanın hayali doğasını görüp tanıyamıyorsa fani olana inanır, fakat faniliğin doğasını anladığı an sonsuzluğa inanmaya başlar. inancı olmadan bir insan yaşadığını sanar ama aslında gerçekte yaşamıyordur, sadece ölümü bekliyordur amaçsızca...
  • tartışması mümkün olmayan düşüncedir. düşünce midir? onu da bilmiyorum. ama kesinlikle tartışılmaz, tartışılamaz, tartışılması teklif dahi edilemez.
  • inanç yaratıcılığı doğurur mu?
    yaratacağıma inanırsam istediğim sanat eserini yaratabilir miyim?
    bizler birer sanat eseri değil miyiz?
    simulatorumuz bizi yaratabileceğine inanmadı mı?
    bizim için manevi bir değer olan inanç, simulatorumuz için maddi mi?
    bizim için maddi olan sanat eserlerimizin kendi maneviyatları mevcut mu?
    sonsuz ve sıfır aynı şeyler ise sonluluk nedir?
  • inanç nedir?
    21 nisan 2019
    https://www.facebook.com/…ce/posts/2566747933354321

    inanç kelimesinin manası nedir? mesela, "bir yaratıcının varlığına inanıyorum" diyen bir insan, tam olarak ne demek ister? lugatımızda böyle bir kelime neden var? bu kavram, zihnimizde nasıl bir karşılığa sahip?

    bir fikir edinme adına yukarıdaki cümleyi benzeri ifadelerle yeniden kuralım:

    - "bir yaratıcının varolduğunu tahmin ediyorum."
    - "bir yaratıcının varolduğunu zannediyorum."
    - "bir yaratıcının varolduğunu düşünüyorum."
    - "bir yaratıcının varolduğunu biliyorum."

    şayet inanç kelimesi gerçekten de benzeri diğerlerinden daha farklı bir mana ifade ediyorsa, "bir yaratıcının varlığına inanıyorum" cümlesinin yukarıdaki dört cümleden farkını ortaya koyabilmemiz gerekir. eğer böyle bir farktan söz edemiyorsak, “inanıyorum” dediğimizde tam olarak ne demek istediğimizi aslında bilmiyor olabiliriz.

    peki inanç tam olarak nedir? yukarıdaki dört cümlede yer alan dört fiilden hangisine daha yakındır? bir başka deyişle, inanmanın, tahmin etmekten, zannetmekten, düşünmekten ve bilmekten farkı nedir?

    bu soruları cevaplandırmak detaylı bir incelemeyi gerektirse de, şu kadarını derhal söyleyebilmek mümkün: “bilmek” ya da “bilgi” ile diğerleri arasında önemli bir fark var. zira insanların tahminleri, zanları, düşünceleri ve inançları, hataya fazlasıyla açık. bilgi dediğimizde ise, verilerle ve delillerle desteklenerek yeni bir aşamaya erişmiş olan düşüncelerden söz ediyoruz.

    örneğin, diğer galaksilerde bilinçli varlıkların bulunduğunu tahmin edebiliriz, zannedebiliriz, düşünebiliriz, ya da buna inanabiliriz. ama “diğer galaksilerde bilinçli varlıkların bulunduğunu biliyoruz” diyebilmemiz için, elimizde buna işaret eden bazı güçlü deliller bulunması gerekir.

    bu farkı şu şekilde izah etmek de mümkün. diğer galaksilerde bilinçli varlıkların bulunduğunu ve bulunmadığını aynı anda biliyor olamayız. ya da, bir kadının hamile olduğunu ve olmadığını aynı anda biliyor olamayız. ama bazı insanlar bir kadının hamile olduğu düşüncesine, zannına, tahminine, inancına sahip olabilirler. bunun bir bilgi olduğunu iddia etmedikleri müddetçe bir sorun yoktur. ama bilgiden söz edebilmek için, bir fetüsün varlığını (mesela ultrason ile) tetkik ve tespit etmiş olmak gerekir.

    * * *

    bunlar, bu şekilde söylendiğinde çok tartışma götürmeyen, pek kimsenin itiraz etmeyeceği şeyler. ancak insanlar sadece zihinleriyle değil, duygularıyla da düşünüyorlar. işler de zaten bu noktada karışıyor...

    url: https://www.facebook.com/…ce/posts/2566747933354321

    yazı dizisinin ikinci bölümü için bkz.: https://www.facebook.com/…ce/posts/2572876882741426

    tema:
    (bkz: islam /@derinsular)
  • insanın kısa ve anlamsız olan yaşamını çekilebilir hale getirmesini sağlayan olgu.
  • inanç dendiğinde herkes nedense dini inancı anlıyor... oysa o inanç şekli; sadece yaratıcıya duyulan inanç meselesidir.

    inanç: yaşadıklarımız - tanık olduklarımız - ön görülerimiz - hissetiklerimiz - emin olduklarımız - şüphe duyduklarımız gibi ögelerin birleşmesiyle oluşan kısaca bizi biz yapan, karakterimizi oturtan ve şekillendiren benlik duygusudur.

    siyasal islamcı birine, siyasi islamın iyi bir şey olmadığına ikna etmeye çalışsanız dahi o sizin anlattıklarınıza inanmaz... o, kendi dünyası, yaşadıkları, ön görüleri, bakış açısı ve hissettikleri neticesinde siyasal islamı benimsemiştir.

    ya da aşka inancı olmayan birine ne kadar aşkı anlatsanız da yaşadıklarından, tecrübelerinden ya da öngörülerinden aşka inanmaz...

    kişinin inançları elbette değişebilir evet ama bu biraz da insanın değişime olan inancı ve olaylara başka gözlerle bakabilme olgunluğuna erişmesiyle doğru orantılıdır... bazen de eski inancının geçerliliğini yitirmesine sebep olabilecek bir olayın oluşması gerekir...
  • "inanç düşünsel tembelliktir"- robert a. heinlein.
  • "ben inanmam.
    biliyorsam, biliyorumdur;
    bilmiyorsam bilmiyorumdur."

    diyen ve şöyle: #75723875 bir yazısını sürekli güncelleyen biri olarak;
    "tanrı" konusunda uzlaşacaksak eğer, inanabileceğim tek bir şeyi hayal edebilirim:

    inanıyorum ki, içimdesin..
    bilebileceğim herşeyden farklı bir şeysin.
    bir milim uzak olmaktansa sana ve bendeki varlığına;
    hiç var olmamanı, hiç bilmememi, hiç inanmamamı yeğlerim..

    kimin başlattığı önemli değil,
    kimin bitireceği de önemli olmayacak.
    önemli olan tek şey, "nasıl bitecek" olduğu.
    iyiye kıymet verdiğini ve korkmadığını ümit ederim.
hesabın var mı? giriş yap