17 entry daha
  • "insanları tanıdıkça" ifadesi bu tartışmaya ukalalık katmış. bu tarz "her şeyi gördüm, deneyimledim, biliyorum" çıkış noktasıyla tüme varmış laflara da bayılıyorum. hayırdır ne kadar insan tanıdın, yaşam sınırlarını ne kadar genişletebildin, yaşın kaç, sen ne kadar değiştin geliştin?

    deneyimlerimizi bir akarsu gibi düşünelim. bizi aşındırır, akışı içerisinde taşı toprağı önüne katar. bazısında eğim azaldıkça suyun akış hızı düşer, taşıdığı yükler azalır, akarsular bir denize akacak yolu aşındırmaktan aciz hale gelince biriken su göl olur. bir insana benzetecek olursak, içinde birikenler sebebiyle insanları tolore etmekte gittikçe zorlanır ve şebnem ferah'ın tabiriyle başka sular tanıyıp çoğalmaya değil tek tabanca takılmaya teşne olur. o debiyi yitirmeyen, her ne olursa olsun kendini suyun akışının dışında görmeyen, başka denizlere akacak debiyi, yağış miktarını kendi yaşam dengesi içerisinde yitirmeyen insanlar gittikçe daha hoşgörülü, daha olgun, keskin cümlelerden uzak kişilerdir. bu metaforlara seçenekler eklemek, çıkarmak mümkün. yarın farklı da düşünebilirim. mevcut yaşam dağarcığımdan damıtabildiğim şimdilik bu.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap