• karakter sınırlamasından dolayı böyle yazdım. aslı, istanbul'daki ev kira fiyatlarına kimsenin teki göstermemesi olacaktı. evet var böyle bir durum. herkes çok para kazanıyor da benim mi haberim yok sayın vatandaş ? ben bir devlet memuruyum ve bu kiraları ödemem mümkün değil. e peki bu asgari ücretlilerdir, devlet memurundan az maaş alan çalışanlardır, bunlar nasıl ödüyor bu kiraları. yoksa istanbul piyasasında en düşük maaşı devlet memurları mı alıyor ? ordan şimdi 3-5 dallama çıkar e abi 600 e mis gibi evler var der, burdan bana kafa göz dalmak için gün doğar. varsa yerini de bildir birader yorma beni. yok işte. nasıl oluyor lan bu iş. nasıl bir kaos var lan bu ülkede.
    olm bu insanlar ne yiyor ?
  • doğru tespittir. son 5 yılda anormal derecede arttı ev fiyatları ve kiraları. esasında bu kadar konut yapılmasına karşın mantık olarak düşmesi gerekiyordu fiyatların. fakat burada ekonomide gösterdiklerinden ziyade geçmeyen bir kıtlık söz konusu. yani insanın yaşamak için bir eve ihtiyacı vardır. çöldeki insanın bir bardan suya olan ihtiyacı gibi düşünün. bu adamın içtiği sudan sağladığı faydaya marjinal fayda diyor iktisatçılar. fakat bunu konutta diyemiyorlar. zira bir insan bir bardak su içince faydası maksimumdur, ikinci bardakta azalır, üçte daha da azalır. gel gelelim konutta bu böyle değil. insan birinci konuttada fayda sahibi, ikincide de, üçüncüde de. azalmıyor bu fayda. doyumsuzluk var.

    hal böyleyken bir mal piyasada ne kadar çoksa fiyatı o kadar azalır, ne kadar azsa o kadar artar demek burada pek tutmuyor. doymuyor insan oğlu zira.

    buna bir dur demek lazım. nasıl mı? ekonomistler buna tavan fiyat uygulaması demişler ama onun da zararı çok. arz talep piyasasında talebi kısacaksın üstad. talebi kısınca o fiyatlar düşer. fakat talebide kısamıyorsun vesselam.

    sıkıntı büyük velhasılı.
  • trajikomik tespit. insanımız bu ülkede her haksızlığa her zulme her boka şimdiye kadar karşı çıktıda bi kiralar kaldı amına koyim.
  • ekşi sözlükteki gerizekalıları da göstermiş durum. hayatında kira vermemiş dallamalar atıp tutuyor tabi. ulan çok yorulmayın girin bakalım sahibinden.com a aratın minimum 800 tl'ye ev. iyi bir şey bulursanız hemen haber verin. asgari ücretin 800 tl olduğunu unutmadan yapın bunu.

    ayrıca istanbul'da çalışmak zorunda olmak diye bir durum da var. bu da es geçilmesin.
  • bu şartlar altında normaldir.

    şimdi, kentsel dönüşüm olayını biliyorsunuz.

    ne yapıyorlar? inşaat firmaları, gözlerine kestirdikleri "eski" binaların sahipleri ile anlaşıyor; proje tamamlanıncaya kadar mülk sahiplerinin taşınma ve kira masraflarını çekiyorlar.

    bu da neyi tetikliyor? kiraların fırlamasını...

    "yahu, olur mu böyle şey?" diye itiraz etmeyin. istanbul'da, bir sokak üzerinde beş-altı tane (hatta daha fazla) "dönüşüm" inşaatı olabiliyor. hem milletin yaşam kalitesini azaltıyorlar, hem şehrin içine ediliyor, hem de bu başka rant alanları açılıyor.

    şöyle ki; bu binalardan taşınanlar için fahiş fiyatlara daireler tutuluyor. böylece, n.ş.a. 1000 tl'ye kiralanacak daire için 2000-3000 tl isteniyor. inşaat şirketi de bu parayı veriyor. bunun yanı sıra, eski halinde 700-800 tl eden daire için de, dönüşümden sonra 1500-2000 tl isteniyor.

    dönüşüm için dairesini veren mal sahipleri ile inşaat şirketlerine dairelerini kiralayanlar buna "ses çıkartmazken", geride kalanların anası ağlıyor. zaten, memur-işçi yanmış. onlar şehrin çeperlerine kaçıyorlar. şehir merkezinde ise hem sokaklar yaşanabilir halden çıkmış durumda --sağ olsun inşaatlar--, hem de kiralar çok yüksek.

    hikayenin özeti: gelmeyin lan istanbul'a! ben kaçtım resmen...
  • çevre ilçelerden ucuza ev tutup kara geçtim diye düşünenlerin çoğu merkeze ulaşabilsin diye harcadığı parayı ve zamanı gördü. tekrar o lanet evlere o lanet paraları vermeyi göze aldılar. arabaya koyduğun benzin, otobüste metrobüste harcadığın zaman, çekeceğin sefillik, insan ziyanlığı ohooo...

    -en iyisi ege'de sahil kasabas*
    -defol git lan buradan!
  • hem katılıyorum hem katılmıyorum. evet istanbul'da kiralar el yakıyor ama ses de çıkarıyorum. sonu: "git kardeşim başka eve, o fiyata başka ev bul çok istiyorsan"... klasik ev sahibi tribi işte. semtimden de çok memnunum (ortaköy) dolayısıyla işi yokuşa süremiyorum... iş yerindeki maaşından memnun değilsen, ses çıkarsan, patron ne der, "e git kardeşim". aynısı bunda da oluyor, 17 milyon nüfuslu şehirde o ev (iş) mi boş kalcak yani.

    lakin istanbul'da bütçene göre de ev var. devlet memuru diyip de geçmemek lazım, temiz para kazanıyorlar. tabii iş konfora gelince "öyle semtlerde de oturmamam" deniliyor. kısacası kiracı kaypak, ev sahipleri kaypak, haliyle sistem ses geçirmiyor.
  • "gayet güzel bir şehirde yaşıyorsun, o zaman bi sus amk" diyerek tepkimi ortaya koyuyorum. bir tek kira derdimiz kalmıştı zaten.
hesabın var mı? giriş yap