• tam 30 yıllık hasretimi sanırım bir 30 yıl daha dindiremeyeceğim, uzaktan baktığım, amına goyduğum.
  • 2.2 dizel otomatik modeli ile gerçekten ilgilendiğim araçtır. merak ettiğim ise bu motorun ford mondeo 2.2 tdci modelindeki motora sahip olup olmadığı ve 2008 mondeo tdci otm satıp kendisinin almaya değer bir araç olup olmadığı
  • çok hoşuma giden bir araba. dostlar binen varsa lütfen yeşillendirsin. çok yakın bir arkadaşım almayı düşünüyor sizce girelimmi bu riske.
  • bu otomobile çamur atanların hiçbirinin gerçekten x type sahibi olduklarını sanmiyorum. x typeımı satalı çok oldu, 2.5 awd olanı vardı. motor sesi çok hoştu. içi ve dışı çok şık bir yapıdaydı. ayrica 4 çeker ile dsc yüksek hızlarda virajlarda eşsiz bir yol tutuşu sağlıyordu. yakıt tüketimi çok yüksekti ama verdiği sürüş keyfine değiyordu. türkiye'de satılan modelleri aksesuar bakımından biraz fakirdi ancak ben yurt dışında aldım ve 3 yıl kadar kullandım. üzerinden kaç araba geçti, hiçbiri o tadı vermedi.
  • cok ciddi su eksiltme problemi vardir kronik olarak.
  • ikinci el clio nun bile 45-50 bin seviyelerinde anıldığı günümüzde gerek seksi tasarımı gerekse de donanım seviyesiyle yaşı dert edilmeyip kesinlikle tercih edilmesi gereken otomobil. avangart ve karizma duruşuyla o fiyat seviyelerinde rakibi neredeyse yoktur.

    (bkz: bizde bir o kadar da yerin altında var gülüm)

    yıllar sonra gelen edit: aracın tamponlarının dört köşesinde de l harfi şeklinde nikelaj görünümlü çıtalar mevcut. kendileri plastiktir. ola ki bunlardan birini değiştirme ihtiyacı hissederseniz çıkmaları dahi 750-800 tl civarında ve kolay bulunmuyor. ek olarak arka park sensörlerinin tanesi bilmem kaç pound. 1£=10 liradan hesap edince kesinlikle malum siteden masrafsız bir tane alınıp parçalayarak satılması halinde zengin olunabilecek bir araç olduğu sonucu çıkmaktadır.
  • jaguar' ın d segment modeli.
    aynı zamanda 2 yıl bindiğim, yaklaşık 65.000 km yol yaptığım ve 15 gün önce sattığım araba. araç, 2.0 dizel 2007 model.
    araç hakkında çok fazla bilgi kirliliği olması dolayısıyla araçla ilgili tecrübe ve bilgilerimden bahsetmek istiyorum.
    en önemli yanlış bilgilerden bir tanesi yakıt konusu. gerçekten şaşırılacak kadar az yakıyor (2.0 dizel). şöyle ki; şehirler arası 5.3 litreye kadar düşmekte ancak biraz performanslı gidildiğinde 5,6-5,7 litre yakmakta. şehir içi trafikte 6.7 litreyi gördüm en yüksek. o da istanbul trafiğinde.
    iç dizayn ve malzeme kalitesi gerçekten piyasada gördüğümüz bir çok arabadan daha kaliteli. maun kaplama, bej rengi deri koltuklar vs.
    donanım özellikleri bakımından ise bluetooth bağlantıdan, anahtarla camları kapama, dijital klimadan koltuk ısıtmaya kadar çoğu araçta olmayan özelliklere sahip.
    yol tutuşu önden çekişli olması sebebiyle virajlarda biraz önden vuruyor. ancak burada ki memnuniyetsizliğim mercedes ve bmw ile kıyasladığım için yoksa gayet başarılı.
    bir diğer önemli çekinceye gelecek olursak 'parça sıkıntısı ve pahalı olması'. evet böyle bir sıkıntı hem var hem yok. şöyle ki araç piyasada çok olmadığından yan sanayi parça üreten bulmak zor. renault-fiat gibi araçlar piyasada 'zibilyon' tane olduğundan haliyle fason üretici jaguar parçası yerine bu tür araçların parçalarının üretimine yöneliyorlar. orijinal parçaların renault'tan çok farkının olduğunu düşünmüyorum. başımdan geçen bir olay. aracımın akis mili ile alakalı bir parçası lazım olmuştu (parça ismini hatırlayamıyorum çok fazla bilmem bu teknik kısmını). orijinal parça 1.600,00 tl istedi. emsal olması açısından fluance' in ne kadar diye sordum parçacıya 1.800,00 tl dedi. gerçi akabinde hemen fluance' in yan sanayi var 300,00 tl dedi ama olsun sonuçta biz orijinal fiyatına bakıyoruz:). ayrıca mekanik konusunda da sanayi ustalarının ön yargısı çok. adam 100-150 bin tl'lik mercedes'e çatır çatır işlem yapıyor gel gör ki buna milyon dolarlık araba diye kaputu açmaya korkuyor (anadolu da yaşadığım olay). yoksa bakılmayacak yapılmayacak birşey değil. ankara, istanbul gibi yerlerde çıraklar dahi rahatlıkla derdinize derman olabiliyor.
    motor gücü hakikaten süper. çok seri araç. tek dezavantajı şanzımanı zira 5 vites araca yetmiyor. araçla uzun yolculuklar inanılmaz keyif verici.
    tüm bunlar dışında müthiş bir prestiji var. yukarıda yazan yazarları tenzih ederek söylüyorum öyle 'çakma jaguar', 'modifiyeli ford' demelerine bakmayın tabiri caizse her görenin dibinin düştüğü bir araba. çoğu araba sol şeride geçtiğinizde yol verir lüks araçlar özellikle. ilginç ama o kadar da hatrı sayılır. petrol ofisinde gördüğünüz hörmetten (kapıların açılması, camların silinmesi vs. ), yol çevirmelerinde aracın sorgulama yapılmaması vs. tabi bunlar istanbul-ankara dışında böyle. istanbul-ankara illerinde pek önem vermiyorlar:). ilginç ama böyle ne yazık ki ikinci araç olarak aldığım fluance aracım var yaklaşık 4 aydır. farkı çok daha iyi görebiliyorum.
    velhasıl, bu fiyatlara binilebilecek en iyi araba kalıbımı basarım ancak temiz olması kaydıyla. neyse sözlük, ben aracıma severek bindim düşünenlere de elimden geldiğince yardım etmeye hazırım. teşekkürler.

    edit: tapaj hatası
  • bu araca sahip olan yazar arkadaşlara sorularım var.

    1) 2.0d modeli motor sesi olarak çok mu gürültülü çalışıyor?
    2) satışı çok mu zor bu araçların?
    3) 200 binde de olsa bu aracı almak mantıklı mi?
    4) jaguar logosu niye bazılarının kaputundaki var bazılarında yok? bu aksesuar yapıştırma mi?
    5) şehir içi istanbul trafiğinde ne yakar?
    6) siyah duman yanı; yağ yakma problemi kronik olarak mi var?

    edit: ben jaguar x-type almaktan vazgeçtim çünkü iki ana nedenim vardi;
    a- 10.aydan beri ilanları takip ediyorum halen daha satılamayan araçlar vardı.
    b- euro4 motora sahip olduğu icin çok gürültülü çalışıyordu. benim tavsiyem; bir ilandaki araç sahibi ile görüşün ve aracı sürerek “ben bu araca gerçekten sahip olmak istiyor muyum?” diye ciddi ciddi düşünün.

    bu arada entry’deki sorularıma söyle bir cevap geldi;

    1) dönemindeki tüm dizeller gibi evet, biraz seslidir.
    2) aracın temizliğine göre değişir. temizinin müşterisi illa ki çıkar.
    3) aracın nasıl kullanıldığına göre değişir.
    4) yapıştırma değil fakat ya belli bir modele kadar vardı yada donanımla alakalı bir konuydu net hatırlamıyorum.
    5) istanbulda ne yakacağı konusunda fikrim yok
    6) siyah duman atmanın yağ yakma ile bir bağlantısı yok. tüm dizel araçlar ani hızlanmalarda siyah duman atabilir. onun dışında sensörleri sağlıklı çalışan, hava yakıt karışımı düzgün bir dizel araç normal seyir halinde siyah duman atmaz. yağ yakan bir otomobil mavi duman atacaktır.
  • 45-50 bin civarı fiyatlara bu konforu ve keyfi yaşatacak araba mı var ? ama boklamaya devam edin piyasası düşük kalsın da insanlar lüks araç kullanabilsin.
  • tanım: jaguar'ın d sınıfındaki otomobili.
    bu araç jaguar'ın ford tarafından işletildiği dönemde üretilmiştir.
    bu sebeptendir ki ford mondeo ile aynı platformu paylaşmaktadır.
    sanılanın aksine ford mondeo ile aynı platformu paylaşsa da bir çok parçası benzer değildir hatta ve hatta alakası bile yoktur.

    yaklaşık 14 yıldır kullandığım ve 370.000 km civarında mesafe aldığım bu araç hakkında biraz konuşacak olursak..

    performans: kullandığım 2.0 dizel araç gayet iyidir. sonuçta araç aile aracı burada amaç 250 km/s ile kullanmak değil.

    torku gayet iyidir. yokuşlarda ayılıp bayılmaz. ancak bir bmw ya da mercedes performansı beklemeyin. yanılırsınız.

    yakıt tüketimi: yukarıda da bahsettiğim gibi araç ile yaklaşık 370.000 km yol yaptım ve bugüne kadar araç fabrika tüketim değerlerinin dışına çıkmadı...
    özetle katalogda ne yazıyorsa araç hala daha o değerlerde yakıt tüketmeye devam ediyor.

    uzun yolda 4.5lt/100 km, şehir içinde ise 6.0lt/100km civarında...bu değerler sakin kullanım için tabii ki. bu arada aracın ağırlığı yaklaşık 1600 kg.
    2020 model 1.5 veya 1.6 dizel araçlar ne tüketiyor aslında merak etmiyor değilim. ancak önemli olan, kanımca bir aracın yaklaşık 400.000 km yol aldıktan sonra ortaya çıkacak ortalama yakıt tüketimidir...

    rutin bakım ve onarım: bizim türk insanının en merak ettiği konudur. böyle bir araca sahip olduğunuzda yolda konuyla alakasız tipler bile sizi durdurup,
    abi pardon bişey sorcam bunun parçalarını nereden buluyorsunuz gibi tuhaf sorular sorabilir..

    evet ciddiyim.
    yani düşünsenize siz otoparka koymuşsunuz aracı, hiç tanımadığınız biri gelip size bu kaç yakıyor, kaç basıyor diye sormuyor da yedek parçaları kolay bulunabiliyor mu onu soruyor...

    aslında internetteki istatistiklere bakacak olursanız lüks segmentte en az satılan araçlardan biridir jaguar.

    benim araç 400.000 km'ye yaklaştığı için her 8.000km'de bir bakımını ihmal etmiyorum. bu da yıllık 3 defa yağ bakımı yapılması demektir.
    tabii her bakımda mutlaka pörtleyen bir şeyler de olmuyor değil. özetlemek gerekirse kendisi sürekli başı ağrıyan biraz nazlı bir bebektir.
    arada sırada sevişirken kızılay'a kan verir gibi yatan kızlara benzetmiyor da değilim.

    ama çok da tatlıdır. bakmaya dokunmaya kıyamazsınız.
    yeri geldiğinde bu nazlı bebek yatakta hiç beklemediğiniz bir performans canavarına dönüşebilir.
    parçaları oldukça pahalıdır.
    bmw, audi ve mercedes'in parçalarından daha pahalıdır.
    gerisini siz düşünün.
    bir de tabii ki bizim memleketteki fırsatçı esnaf da geçirdikçe geçirir.
    abi jaguar bu diyerek kökledikçe köklerler..
    nereden mi biliyorum?? zamanında çok geçirdiler...

    bu araç çok az satılır. bu yüzden parçasını bulmak da zordur.
    burada yalan yok. çünkü çoğunlukla sanayide kimse bu aracın parçasını stoklamaz.
    genelde parçaya ihtiyaç duyduğunuzda sipariş verilir ve siz de beklersiniz gelmesini..

    tabi bu durumda fırsatçılara gün doğar. 100 tl'lik parçayı sana 1000 tl'ye satmaya kalkarlar.

    bu konudan epey muzdarip olduğum için ben aracın parçalarını genellikle ingiltere'den getirtiyorum ve çoğunlukla vergisi, kargosu ve parçanın kendi bedeli toplandığında memleketimizde bana sunulan parça bedelinin yarısı gibi bir bedel ödeyerek kurtuluyorum. ancak buna rağmen yine de pahalıdır.

    iç mekan tasarımı: kendisi tipik bir ingilizdir.
    asilzadedir efendim. yukarıda bir yazar arkadaşın da bahsettiği gibi araca takım elbise olmadan binmeye çekinirsiniz.
    koltuklarda ve diğer noktalarda kullanılan deri çok kalitelidir.
    benim araçta sadece şöför mahallindeki koltukta deformasyon var. onun dışındaki koltuklar gayet iyi durumda. konsolda kullanılan ahşap gayet kaliteli ve sağlamdır. hatta evladiyeliktir.
    iç mekan kalitesi bmw, mercedes ve audi'nin fersah fersah üzerindedir.

    yol tutuş ve sürüş keyfi:
    araç 1600 kg civarındadır. yol tutuşu çok iyidir. yolu pek bir hissetmezsiniz. ancak tutup da bu araçla bağa bahçeye girmeye sakın kalkmayın. soluğu sanayide alırsınız.
    altı yere yakın olduğu için sürter. içiniz gider.
    sakin sürüşü seven biriyseniz bu araç tam size göre. (2.0 dizel olanından bahsediyorum) koyarsınız klasik müzik cd'nizi, elit elit pufidik pufidik takılırsınız.
    eğer benzine harcayacak bol paranız varsa 3.0 v6 modeline bir bakın derim. bir defa sürdüm. gayet keyifli, performansı çok çok iyi ama kabul etmek lazım bir bmw m3 değil maalesef.

    kronik arıza: bakımları düzenli yapıldığında herhangi bir arıza çıkartmayan sorunsuz araçlardandır.
    ancak bakımlarında kesinlikle ama kesinlikle ucuza kaçılıp orijinal olmayan dandik çakma parçalar kullanılmamalıdır ve bakımlar asla ihmal edilmemelidir.
    benim bu araçlarda gördüğüm kronik arızalar:
    1) aracın kapılarında bulunan lastik contalar erken deforme olur.
    2) 300.000 km civarında direksiyondaki deri deforme olmaya başlar.
    3) 250.000 km civarında motor takozlarını elden geçirmek gerekir
    4) yağ ve su termostatları çok sorun çıkarır. ya arıza yapar ya da açık kalır. bir türlü ısınmayan motorla seyahat edersiniz.
    5) egr valfi hassastır. dikkat etmezseniz kol gibi giriverir.
    6) volan dişlisi ve marş motoru sık arıza yapar. fiyatları da kol gibidir.
    7) 300.000 km civarında ön camın altında bulunan havalandırma menfezleri kendiliğinden kırılır. ( gerçekten çok enteresan bir olaydır. benim araçta ilk başta soldaki kırıldı. parçayı bulamadım, 1 yıl öyle kırık idare ettim. epey ses yapıyordu, 1 yıl sonra diğer taraf da kırıldı. sonra ingiltere'den sipariş ettim ve değiştirdim.)

    güvenlik ve sağlımlık:
    aracı 14 yıldır kullanıyorum ve ufak sürtmeler dışında 3 tane kazam var.
    1. kazam izmir hilton'un otoparkında tezahür etti. bilen bilir bu otoparkın girişi son derece eğimlidir ve o eğimli yerde bilet alıp içeri girmeye çalışırsınız. önümde duran range rover içeri girmek isterken arkaya doğru kaydı ( evet kadın 2 tonluk range rover'ı üzerime kaydırdı ve araç benim ön tarafa girdi, bunu kadın nasıl yaptı anlamadım ama oldu)
    bu kazayı görünürde bir şey olmadan atlattığımı sandım. sadece plakalık kırılmıştı. fakat aracı park ettiğimde bir baktım ki aracın altında deli gibi su birikmiş.
    su deposuna bir baktım bomboş. meğer radyatör efendi çatlamış ve su boşaltmış.
    allah'tan erken fark ettim ve araca su ekleyerek otoparkın dışına çıkarttım. sonra da çekiciyle servise götürdüm ve radyatörü değiştirdim.

    2. kazam ise tam bir faciaydı. ramazan ayında gerçekleşti. orucu yeni açtıktan sonra eve gitmek isterken önümde duran bmw'yi fark etmedik. ve bmw'ye arkadan girdim. bmw' de önündeki 206'ya girdi. ( bmw 2002 model 3 serisiydi)

    bmw'den benim 8 katım büyüklüğünde bir adam çıktı.
    aha dedim şimdi sopayı yedik. adam sakinleşince arabadan indim ve özür diledim.
    kaza trafiğin çok yoğun olduğu bir yerde gerçekleştiği için hemen anlaşma yoluna gitmeye çalıştık.

    özetle benim plakalık yine kırılmıştı, bmw'nin arka tampon, ön tampon ve böbrek ızgarası dağılmış, kaput ise hafiften içeri girmişti. hasar büyüktü.

    206'nın arka tampon ise yere düşmüş ağlıyordu...

    kazaya ben sebep olmuştum ancak en ufak hasar bendeydi. sadece plakalık kırılmıştı.

    3. kazam ise 2 gün önce bir avm'de gerçekleşti. avm'nin otoparkında sakin sakin ilerlerken sağdan gelen dacia'yı fark edemedim ve bu araca yandan girdim.
    epi topu 10km/s süratle yapılmış bir kazaydı.
    benim plakalık yine kırıldı. garibim dacia'nın çamurluk ve kapı yamuldu. dacia'nın içindeki yolcular sanki tır çarpmış gibi tepki verdiler.

    özetle sağlam bir araçtır. 8 hava yastığı standarttır. ve kaza yapınca pek bir şey de hissetmezsiniz.

    ses yalıtımı ve yolculuk: tam bir uzun yol aracıdır. bu araçla 1000 km yolu minimum hiç yorulmadan ve sıkılmadan yapabilirsiniz.
    ancak dizel olanları traktör gibidir. aracı sıfır aldığımda da böyleydi. mübarek tar tar tar tar.
    ancak bir süre sonra alışıyorsunuz.
    yüksek süratlerde içeriye motor sesi dışında ses almaz. rüzgarın sesini pek hissetmezsiniz ancak 2.0 dizel'in sesi sizi rahatsız edebilir.

    ses sistemi ve multimedya;
    eski modellerinde kasetçalar diğerlerinde ise cd çalar mevcuttur.
    üst modellerinde ise bt bağlantı seçeneği vardır. bu bağlantı sayesinde cep telefonunuzdaki müziği gayet güzel bir şekilde dinleyebilir, rehbere ulaşabilirsiniz.
    açıkçası yeni araçlardaki dev ekran pek hoşuma gitmiyor. benim gibi dikkatsiz biri için pek hoş bir icat değil.
    navigasyonu fahiş fiyata satılıyor ayrıca pek de gerekli değil. onun yerine bt seçeneğini kullanmak gayet mantıklı.

    trafikte aldığınız tepkiler: genelde millet tip tip bakar. valeler sürekli sizi sikmeye çalışır.
    neymiş efendim jaguarmış.
    oto yıkamacılar da bu aracı yıkarken jip parası almaya kalkarlar.
    arabayı bir noktadan bir noktaya ulaşmak için kullanan kişiler için biçilmiş kaftandır. özetle karı kız milleti bu arabaya bakmaz kardeşim.
    görünüşü zaten çok eskidir. görünüşü eskidiği gibi artık araç da eskimiştir. ancak bu klasik görüntü ciddi bir karizma sağlar. hele bir de bakımlı ve temizse tadından yenmez.

    iç mekan ve konfor: iç mekan için seçilen renkler çok güzeldir. sizi seyahat ederken dinlendirir. arka koltuklar çok rahattır. tam kral işidir.
    ancak deri direksiyon simidi ve deri koltuklar yaz aylarında canınızı okur. çok kötüdür. yaz aylarında araca sakın şortla binmeye kalkmayın. cayır cayır yanarsınız.
    iklimlendirmesi çok güçlüdür. kış aylarında çoğunlukla klimayı açmam onun yerine koltuk ısıtma ile idare ederim. yaz aylarında ise en düşük ayarda açmaya çalışırım. çünkü kliması çok güçlüdür ve uzun süre maruz kaldığınızda adamı hasta eder.

    boyu 1.90 ve üzeri olan kişiler için uygun bir araçtır. koltuğu ne kadar arkaya çekseniz de, hayvan gibi yatırmadığınız sürece arkadaki yolcular için çok rahat yer kalacaktır.
    sonuçta bu aracı ingilizler de kullanıyor ve onların boyu bizden çok daha uzun.

    ha bu arada iç mekanda kullanılan aksamın kalitesinden bahsetmeye gerek yok. daha önceden de dediğim gibi, diğer rakiplerinden fersah fersah üstündür. iç mekanda kullanılan parçalar evladiyeliktir. kopmaz, kırılmaz, deforme olmaz.
    tabii hayvanlar gibi abanmadığınız müddetçe...

    aracın tuhaf özellikleri: aracın triger kayışı yoktur. bunun yerine zincir kullanılmıştır ve kolay kolay kopmaz. ayrıca aracın silindir üst kapağında çelik conta kullanılmıştır. bu conta çoğu araçtaki gibi plastik değildir.
    aracın torpido gözünün genişliği ve/veya derinliği kraliçe ıı. elizabeth'in sıkça kullandığı günlük el çantasının büyüklüğüne göre ayarlanmıştır ve elizabeth'e de bu aracın yeşil renginden bir tane hediye edilmiştir.

    elizabeth'in bu aracın estate versiyonunu kullanırken çekilmiş muhtelif resimleri vardır.
    aracın şarj dinamosu arızalandığında dahi yaklaşık 200 km daha gidebilirsiniz. ben bunu denedim... tabii siz denemeyin yoksa motoru kucağınıza alabilirsiniz.

    aracınızın aküsü bittiğinde multimedya sistemini aktif hale getirmeniz için size bir kod soracaktır. bu kod 1313'tür. araca yeni aldığınız veya uzun zamandır kullanmadığınız anahtarı tanıtmak istediğinizde kontağı 4 defa açıp kapatmanız gerekmektedir. bu işlemi yaptıktan sonra kumandanın tuşlarına bastığınızda araç sizin kumandanızı tanıyacaktır.

    torpido gözündeki kilidin hemen bitişiğinde küçük bir aparat vardır. aracın kullanma kılavuzunu okumadığım için uzun bir süre bu aparatın neye yaradığını anlayamadım. yıllar sonra kılavuza bakınca bunun aslında eldiven asmak için kullanılan bir askı aparatı olduğunu anladım.

    tabii bizim memlekette insanlar genelde eldivenle araç kullanmadığı için bu aparat a101 veya bim'den aldığımız tava yoğurdunu asmak için de kullanılabilir.

    bagajı hayvan gibidir. hatta benim gibi savruk bireyler için depolama alanı olarak da kullanılabilir. tek garipsediğim şey her türlü lüksün ve konforun düşünüldüğü bu güzel araçta bagaja bir file koyulmaması rezaletidir.

    sen git eldiven asacak aparat yap ama bagaja bir file dahi koyma.. olacak iş değil...

    aracın en can alıcı noktası ise kaputun üzerinde bulunan kaput heykelidir. avına sıçrayan jaguar'ın tasvir edildiği bul metal heykel, euroncap testlerinde yaya güvenliği açısından ciddi problemler yarattığı için 2006 yılından sonraki modellerde kullanılmamıştır ve ayrıca jaguar tarafından da satılmamaktadır.

    genellikle piyasada muhtelif alışveriş sitelerinde satılan kaput heykelleri çin malı ve orijinal heykelin yanından bile geçemez. bu heykelin orjinal çıkmaları ingiltere'de 50-100 pound civarında satılırken çin malı olanları 200 tl civarında satılıyor.
    ancak aracı tamamlayan bir parça olduğu ve markanın önemli bir ikonu haline geldiği için genelde jaguar kullanıcıları bu heykeli yaya güvenliğini tehlikeye attığını bilmelerine rağmen takmaktan çekinmemektedirler.

    bu kaput heykelleri mercedes'in kaputta bulunan armaları gibi kolay kolay sökülüp kırılabilen cinsten değildir. onu söküp yerinden çıkartmak için kaputu açmanız ve epey uğraşmanız gerekir.

    bu araçla ilgili söyleyeceğim son şey ingilizlerin bir atasözünden yola çıkılarak üretilen tavsiyedir.
    aracın yağını her bindiğinizde mutlaka kontrol edin.
    çünkü bir ingiliz aracının altında yağ yoksa içinde de yoktur.
hesabın var mı? giriş yap