• japonlar için özellikle şunu belirtmek istiyorum. basketbol oynamayı bence bıraksınlar. gerçekten oynadıkları basketbol ile insanları basketboldan soğuturlar. dünyanın en iyi basketbolseverleri bu adamların oynadığı basketbolu izlese bırakın basketbolu hayata küser. mümkünse başka şeylere yoğunlaşsınlar. hatta robot basketbolcu falan yapıp onları oynatsınlar
  • japonya’da insana vakit başlı başına , sanki şeylerin yapısını gün yüzüne çıkartıyormuş gibi gelir.bu sebeple ki japon’lar büyümenin izlerini incelemekten özel bir haz duyarlar(/yorlar).yaşlı bir ağacın koyu rengi ,bütün o sivrililiklerini yitirmiş bir taş parçası, hatta üzerinde gezinen sayısız ellerden kenarları yıpranmış bir resim bile onları korkunç etkiliyor.yaşlanmanın bu izlerine saba diyorlar,yani kelimesi kelimesine söyleyecek olsak ‘pas’ saba; bu yapay olarak elde edilemeyecek bir pas veriyor eskinin büyüsüdür,mührüdür,zamanın patikasıdır.
  • bir gün mutlaka gideceğim ülke.

    hayal etmek güzeldir,
    gerçeğe dönüşmeyeceği ne malum?
  • 1949'da fizik alanında hideki yukawa ile başlayan nobel kazanımları son yıllarda iyiden iyiye ivme kazanmış gibi.
    2010'lu yıllarda japon vatandaşlarının topladığı nobel ödülleri şöyle

    2010 - kimya (eiichi negishi ve akira suzuki)
    2012 - tıp (shinya yamanaka)
    2014 - fizik (isamu akasaki, hiroshi amano ve shuji nakamura)
    2015 - tıp ve fizik (satoshi omura - tıp ve takaki kajita - fizik)
    2016 - tıp (yoshinori osumi)
    2018 - tıp (tasuku honjo)
    2019 - kimya (akira yoshino)

    toplamda 28 nobel'li japonun 3'ü diğer ülkelerin vatandaşlığına geçmiş yıllar içinde. onları hesaba katmazsak 25 vatandaşı nobel kazanmış.
    kazananlar arasında iki edebiyat biri barış ödülü de var.
    onları da ayrı koyarsak 22 kişi bilime hatırı sayılır bir katkıda bulunmuş demek oluyor ki, iyi bir sayı. başarı one hit wonder değil demek bu.

    uzun zamandır temel bilimlere ve daha çok teoriye odaklanan nobel ödül komitesi, son yıllarda daha çok günlük yaşama ve insanlığın ortak gelişimine olumlu etkisi olan gelişmeleri de ödüle layık görmeye başladı.
    2000'li yıllardan beri verilen ödüller içinde ticari başarıya ulaşmış, modern yaşamın parçası olmuş konular var. (2014 led ve 2019 lityum iyon piller gibi)
    nobel komitesi gündelik hayatta sıklıkla kullanılan teknolojileri geliştirenlere ödüller vermeye devam edecektir tahminim.

    neyse dağılmadan konuya dönelim.
    son zamanlarda kazananların arasında üniversitelerdeki araştırmacılara, şirketlerde çalışan mühendisler de eşlik ediyor sanki. eskiden bell laboratories ve ibm research laboratories nobel yuvasıydı ve epey üniversiteden de ileriydi.

    corporate japan'nın nobel işine dahil oluşunda biraz fark var.
    ödüle layık görülen şirketler bell ve ibm laboratuvarları gibi devasa araştırma laboratuvarları değiller. amaçları ödülden önce para kazanmak.
    alanında iyi olan ve daha iyiyi arayan özelleşmiş şirketlerde çalışan ar-ge mühendisleri ödülü getirenler.
    şirketler ve üniversiteler kaynak aktarıp destek olsa da nobeli kazananların yalnızca isimleri anılıyor. üniversitelere prestij şirketlere kar kalıyor.

    2002 - kimya (koichi tanaka ve şirketi shimadzu ile kütle spektrografisi)
    2014 - fizik (shuji nakamura ve şirketi nichia ile mavi led - en civcivli ayrılık hikayesi de bu vatandaşın)
    2019 - kimya (akira yoshino ve şirketi asahi kasei ve lityum iyon piller)

    daha geriye gidilirse 1973 fizik ödülünün kazananı (yarıiletkenlerde tünelleme) leo esaki de sony ve fujitsu ten ile ilişkili.

    amma uğraşım şu entry için.
    2020 boş işler nobeli de zack'a gelsin...
  • faxai'dan bir ay sonra şimdi de haftasonu ülkeyi tam on ikiden vurması beklenen hagibis tayfunu yüzünden alarma geçen ülke. bu seferki çok daha büyük olacak.

    az önce dışarı çıktım. gecenin bir buçuğunda market bayağı kalabalıktı, hem de gittiğim markette raflarda hemen hemen hiçbir şey kalmamış; tayfun yüzünden mahalledeki herkes haftasonunu geçirmelik erzak depolamış.

    ben de kahve aldım, artık bir mucize olur da haftasonu trenler durmazsa işten geldiğimde pencere başında kahve içerek kitap okur, yağmur seven ekşici piçler gibi takılırım.
  • dün japonya dışişleri bakanlığı tarafından türkiye'nin kuzeydoğu suriye'ye askeri operasyon başlatması üzerine açıklama gelmiş.

    ingilizce açıklama
    japonca açıklama

    genel olarak japonya'nın görüşü suriye'deki krizin askeri yollarla çözülemeyeceği yönünde.

    bunun amerika etkisiyle yapılmış bir açıklama olduğunu düşünenler olabilir, bu konuda ben yorum yapmayacağım ancak; genel müdür dün öğle yemeğinden sonra gazete okurken birden dönüp 'hayırdır erdoğan yine güç(oy) kaybetti de popülaritesini artırmak için suriye'ye ordu mu gönderiyor?' dedi.

    ülkemizin geldiği durumu, japonya'dan bakılınca nasıl görüldüğümüzü daha iyi
    anlatmak için bir örnek olsun.

    kenarda durmasın.
  • bütün gün tayfun geliyor, tayfun geliyor diye başımın etini yediler. hiç tayfun görmediğimden de "ya altı üstü rüzgar ne olabilir ki" diye düşünüyorum bir yandan. bir kişi 8000 kişi ölebilirmiş falan dedi. biraz abartıyorlar gibi geliyor evin içinde olduktan sonra. tek korkum aklımın bir tarafında dönen nükleer santral kaza senaryosu, çernobili de yeni izledim sadece nükleer santrallere dikkat edin hatta mümkünse fişi çekin gerisi çok önemli değil. gündüz bir ara dışarı çıkıp nasıl ya bu tayfun dedikleri bir bakmak istiyorum. okyanusun ortasında tayfunun gözü falan oluşmuş önce şizokaya gidecek oradan buraya gelecekmiş. mevzilendik bekliyoruz.
  • 1 ay önce tokyo ve civarını vuran faxai tayfunundan sonra yarın saat 15:00'dan itibaren "süper tayfun" olarak kategorize edilen hagibis, shizuoka taraflarından japonya'ya girecek ve tokyo'ya ulaşacak.

    faxai sırasında tokyo'da büyük bir zarar yaşanmasa da, tokyo'nun hemen altındaki chiba'da ağır hasar yaşanmıştı. birçok evin çatısı filan uçmuş, su baskınları filan olmuştu. aynı bölge 1 haftadan uzun bir süre elektriksiz ve susuz kaldı. henüz faxai'ın zararları onarılmadan ondan daha güçlü ve çok çok daha geniş bir alanı kaplayan hagibis'in geliyor olması haliyle japonlarda bir panik yaşattı. söylenenlere göre faxai son 10-20 yılda tokyo'nun karşılaştığı en güçlü tayfunmuş.

    faxai ve hagibis kıyaslaması için görsel

    hagibis'in kendi büyüklüğü zaten, bir de üstüne dolunayda geliyor olması korkutucu. belli bölgelerde 3 metreye kadar su baskınları olabilirmiş.

    tayfun tahminen saat akşam 8 civarı tokyo'ya ulaşmış olacak. gözünün ulaşması ise saat 10-11 civarını bulacak.

    yarınki tüm domestik (ve muhtemelen çoğu uluslararası uçuş) iptal edildi. tüm tokyo içi tren hatları saat öğlen 1'e kadar seferlerini azaltarak durduracak. shinkansenler de iptal edildi. normalde tüm yıl yılbaşı hariç her gün açık olan yerler, marketler filan öğlen 1'den sonra kapanacak. faxai'da yaşamadığımız bir acil durum moduna girdi tüm şehir.
  • burası seveni ve sevmeyeni olan ulke sanırım. arasını söyleyene hiç denk gelmedim ama yakın bir gelecekte ziyaret edeceğim kendilerini.

    dip not: kasirgadan cok fena bahsediliyor umarim büyük bir sey yasanmaz
  • 2679 yıllık tarihinin en uğursuz gününü yaşamakta olan ülke.

    (bkz: 12 ekim 2019/@aimo)
hesabın var mı? giriş yap