• kim clijsters'in aksine sakatliklardan, vucudunun artik kaldirmamasindan falan sikayet ederek degil, yasamam gereken bir hayat var diyerek tenisi birakmis belcikali.

    fizik kondisyonu wta tourda hemen herkesle basa cikmasina yetecek kadar iyi, cok sik sakatlanmiyor ve nispeten cabuk iyilesiyor. belcikali meslektasi kim clijsters gibi bir dizinden bir bileginden sakatlanip maclarinin yarisini bacaginin tamami bandajli bir halde oynamiyordu. tenis zor gelmeye basladigi icin degil, tenis disinda da bir hayati olmasini istedigi icin birakiyor.

    hemen her buyuk turnuva sonrasinda yapmak istedigi diger seylerden bahseden bir tenisci var karsimizda. kayak yapmak, dunyayi yaninda bir dolu entourage ve her hareketini takip eden gazeteciler arasinda degil bir basina keyif alarak gezmek istedigini soyluyordu daha iki hafta onceki bir roportajinda. sadece tenis kentlerine degil, ilgisini ceken her yere gidebilmek istedigini anlatiyordu.

    bu kesin birakma kararindan daha iki hafta once tenisi yakin zamanda birakacagim, gelecek sene mi olur iki uc sene icinde mi olur bilmiyorum ama sonuna kadar gitmeyecegim, hala genc bir kadinken birakacagim diye beyanat vermisti.

    justine henin bir martina navratilova degil. hayatini tenis ile tanimlayana bir insan degil. tenisi sevdigi suphesiz ama yaptigi spora kole de olmamayi becermis bir kadin ayni zamanda. federer'ler, sampras'lar, nadal'lar, navratilovalar gibi tenis icin yasayan, tenis basarilari ile kendini tanimlayan birisi degil. haa, bu navratilova yanlistir, tu kakadir demek degil elbette. ancak tenisin hayatini dikte etmesine izin vermenin bir tercih oldugunu ve bu karari verip vermemenin, yani navratilova olmak ile henin olmak arasindaki secimin insani daha iyi ya da daha kotu bir sporcu yapmadigini anlamak lazim.

    ben henin modeline daha sicak bakiyorum. belli bir noktada ben artik tenisten alacagim keyfi aldim, baska seylerden keyif almanin zamani geldi demek bence harika bir karakter gosterisi. tenisi buyuk ihtimalle sadece keyif aldigin, para kazandigin ve severek yaptigin bir spor olarak gormek henin'i farkli kiliyor. eger tenis tarihindeki yeriyle ilgili kaygilari olsa ne yapar eder sadece bu seneki roland garros ve wimbledon'a hazirlanir. fransa acigi dort kez kazanan ilk tenisci olmaya, ve wimbledon'i kazaanrak kariyer grand slamini tamamlamaya calisirdi. ama oyle yapmadi. fransa acikin baslamasina iki hafta kala raketi astim dedi gecti.

    elbette arkasindan bakti sarapovayla, ivanovicle, kariyerini canlandirmaya calisan williamslarla basa cikmak zor olacak, kacti diyenler olacak. suphesiz en cok yanilanlar da onla olacak cunku mucadele etmek, zoru basarmak konusunda tenis dunyasinda henin kadar kararlisi az bulunur. 163 cm lik boyuyla 1.85 lik ruslarla, williams katanalariyla basa cikabilmek az is degil. git gide kuvvetin ve boyun daha da belirleyici hale geldigi bir sporda, sadece basarili olmak degil dunyanin en iyisi olmak az is degil. sadece fiziksel acidan bakarsak justine heninin bayanlarda bir numara olmasi olivier rochus'un erkeklerde bir numara olmasi gibi bir sey.

    gule gule ucan belcikali, hatirlanacak ve ozleneceksin
  • roland garros 2003''te, bir pozisyonda serena williams'a yüzyilin ayarini vermiştir... döndüğünce anlatayım, serena bağiriyor yine #2921285 gibi:

    -tak <sari vuruyor, serena sola kosuyor>
    -aaaarrrghhhhhhh <serena karşiliyor>
    -tak <serena sağa kosuyor>
    -heeeeyyyaaaaaa <karşiladi bi daha>
    -tak <serena sağ alta gidiyor yine>
    -ııınnnngghhhh <zor oldu bunu çevirmesi>
    -pıt <kesiyor, hemen yakında sekiyor top>
    -şak şak şak şak şak <seyirciler dediler çeviremez serena, alkışladılar>
    -dıgıdık dıgıdık dıgıdık <serena geliyor>
    -arrggghh <serena kaldiriyor, aşirtmak için üzerinden>
    -dan! <sarı basıyor smacı>
    -şak şak şak şak şak şakşakşakşakşak bravo!şakşak <seyirci deliriyor>
  • bayanlar tenisinin son büyük yıldızı. keşke o sakatlığını atlatsaydığıda tekrar kortlara dönseydi, kazanamadağı, 2 kere finalde mağlup olduğu wimbledon'ı kazansaydı. o gittikden sonra bayanlar tenisinde grand-slam kazanamayan 1. numaralara, grand slamlarda ilk turlarda elenen 1 numarlara, çeliğe-çoçuğa mahkum olduk.
  • dün gece youtube'da 2001 wimbledon'daki capriati maçını izledim de yattım..

    yalnızdım bir tanem yine dün kortta
    hep seni düşündüm hep seni andım
    dayanılmaz bir şey oldu hasretin
    dün gece youtube'da videonu izledim de yattım

    izleyemez oldum artık wta tour'u
    kaybetmiş tüm bayanlar doğru yolu
    ah bu gönlüm hasretinle doldu
    dün gece youtube'da videonu izledim de yattım

    dinara'sı, venüs'ü, serena'sı
    eline su dökemez gelse en kralı
    geri dön artık kazan şu wimbledon'ı
    dün gece youtube'da videonu izledim de yattım

    seni düşündüm dün akşam yine
    vuruyordun toplara muhteşem backhandinle
    rüyamda da seninle olayım diye
    dün gece youtube'da videonu izledim de yattım
  • bırakması ile, hingis'in kortlara vedasından beri komaya girmiş olan bayanlar tenisi sevgimin fişini çekmiştir..
  • 2001 yılında izlemiştim kendisini ilk kez.. yanılmıyorsam jennifer capriati ile oynadığı bir maçtı.. o zamanlar tenisi film izler gibi, hiçbir şeyden anlamadan seyreden biri olarak bile bu (boy olarak) minik sarışında bir şeylerin farklı olduğunu anlamıştım.. o vakit "işte budur hingis'in yokluğundaki favorim" demiştim..

    williams birade.. aman williams kardeşlerin ortalığın eline verdiği yıllarda -ne amelie mauresmo, ne lindsay davenport- onlarla başaçıkabilen yegane isim henindi.. boyunun kısalığını yararına çevirmeyi bilerek atakta olduğu kadar savunmada da etkili olmayı başardı.. rakiplerinin vurduğu ulaşılması en güç topları bile geri çevirmeyi başararak karşı tarafı moral olarak çökertmesini bildi.. bizleri de ekran başında kendine mest etti.. (~kendine mest etti ne demek yavrucum? ya kendine aşık etsin ya da mest etsin.. yuh kendime..)

    kariyerinin zirvesinde bırakması kendisi için güzel.. ancak efsane mertebesine erişmeden bırakması çok kötü oldu kanımca.. 3-4 sene daha oynayıp her yere adını yazdırdıktan sonra steffi graf, martina navratilova gibi tenis deyince akla gelen isimlerle birlikte anılabilirdi bundan 15-20 sene sonra.. tek korkum tarihin kendisine hak ettiği değeri vermemesi.. umarım korkumda haksız çıkarım..

    toplam 7 grand slam şampiyonluğu (3 roland garros, 2 amerika açık, 1 avustralya açık),
    son 3 yılın roland garros şampiyonu,
    son 2 yılın wta tour championship şampiyonu,
    2004 atina olimpiyatları şampiyonu,

    gibi başarılarının yanında 2007 yılı içerisinde oynadığı 67 maçın 63'ünü kazanarak yüzde 94 kazanma oranı gibi bir orana sahip olması ne kadar yüksekte bıraktığının açık bir kanıtı..

    kendisi basın toplantısında avustralya açık 2008 yarı finalinde mariya şarapova karşısında her şeyi denemesine rağmen olumlu sonuç alamayınca tenisi ciddi ciddi bırakmaya karar verdiğini söyledi yanlış duymadıysam.. ardından miami masters 2008'de (diğer adıyla sony ericcson open) serena williams karşısında 6-2/6-0 yenilmesi ve wta berlin 2008'de daha önce hiç set kaybetmediği dinara safina (ki safina o turnuvayı serena williams'ı ve elena dementieva'yı da yenerek kazanmıştır) karşısındaki kötü oyunu da sanırım bardağı taşıran son damla oldu.. önce wta roma'dan çekildi ve malesef dün o beni yıkan açıklamayı yaptı..

    keşke en azından roland garros'tan sonra bırakıyorum deseydi.. keşke kendisini son defa izlediğimi bilerek ayrı bir gözle izleseydim maçlarını.. dinara safina ile olan maçını izlerken meğerse son maçını izliyormuşum.. tüh..
    kortlarda şu çığlık eksik kalacak artık:

    "alleeeeeez"
  • kocasından ayrıldıgına pek sevindigimiz, hardenne soyadına zaten hiçbir zaman alışamadığımız tenisçi.ailesinden de kopsa 'justine' olarak kalır artık,söylemesi de kolay
  • siz uyuyun, şu anda eurosport 2'de hasret gideriyorum kendisiyle.
  • "henin gunah cikartti"
    http://lovegametennis.blogspot.com/…nah-ckartt.html

    ---alinti---
    hepimizin bildiği üzere 2003 fransa açık'ta tarihe el olayı şeklinde geçen bir vaka yaşanmıştı. yarı finalde juju ile serena williams karşılaşıyordu. üçüncü sette williams servis ararken henin elini kaldırıp henüz hazır olmadığını işaret etmişti, williams ise bunu son anda görmüş ve topu fileye takmıştı. ilk servisin tekrarlatılacağını düşünürken, hakem ikinci servis istedi. henin'in elini kaldırdığını görmemişti. belçikalı ise elini kaldırdığını hakeme söylememişti. williams o oyunda servis kırdırdı ve maçı da kaybetti.

    geçen gün bir belçika kanalına röportaj veren henin elini kaldırdığını kabul etti ve şunları söyledi:

    "elimi kaldırdığımı söylemeliydim. maçın gidişatını değiştiren şeyin bu olmadığını bilsem de söylemeliydim. çok gergin bir maçtı ve hareketler istemsiz oluyordu. bunun en iyi anım olmadığı kesin."
    ---alinti---

    ve yillar sonra gelen henin'in bu aciklamasina, serena williams'in tepkisi: https://twitter.com/…liams/status/40863954976641024

    olayin videosu da burada: http://www.youtube.com/watch?v=bb8w5_i6wms

    dahasi da var, blog linkinden okuyun.
  • gordugum oynarken saatini cikarmayan ilk tenisci.
hesabın var mı? giriş yap