• cinsel sınıflandırma yani cinsler arası "sınıf" kavramının kökeni önemlidir. doğaya ve konumlandırmasına baktığımız zaman kadın ve erkek olarak tanımlanan ve biyolojik olarak ayrı özellikleri olan bu iki türün cinsel sınıf kavramı altında hiyerarşik düzleme nasıl çekildiğinin ve birinin diğerini ezmesinin kökenlerini iyi bilmek gerekiyor. kadının doğum yapması ve erkeğin kas gücünün kısaca cinslere ait bu " tanımlamalarının " nasıl olup da erkeğin kadın karşısındaki ezen rolüne bürünmesine neden olduğunu iyi anlamak gerekiyor.

    yeni bir hayat meydana getirmenin özellikli hali nasıl olur da kadının ötekileşmesinin de baş sebebi olabilir. bedensel güç hadisesi "cinsler arası bütünlüğün" içinde bir belirteç haliylen erkek bunu nasıl olup da kendine karşı iktidar alanı olarak yorumlayıp kadını bu güçle boğmaya ve bu gücü kullanarak da onu doğuma özgüleyen bir üretim aracı olarak konumlandırıp varoluşunu yok saymaya kalkar.

    insan doğadaki diğer canlı türlerinden farklıdır. insan varoluşu gereği doğanın varlığına boyun eğmez tersi onu daima denetim altına almaya çalışır ve bazı durumlarda da bunu gerçekleştirir. bu sebeple bu biyolojik özellikleri özelde kas gücünü saf doğa mantığı ve retoriği ile anlatamayız. kas gücünü bir üstünlük belirteci olarak değerlendiremeyiz. insanlık saf doğa kurallarıyla açıklanamaz. bilinç ve onu kullanma yorumlama ve anlamlandırma yeteneği diğer canlı türlerine göre bir ayrımdır. bunun yanında "biyolojik özellikler" bir yenilgi veya kutsallık alanları değildir. kadının doğum yapması kutsal değildir. erkeğin kas gücü kadın için yenilgi veya cinsel sınıf kavramının oluşması için bir sebep değildir.

    ancak erkekler tarih boyunca bu bedensel güç durmunu kadınlara zulmetmek, onları hakimiyetleri altına almak için bir araç olarak kullandılar. erkekler cinsler arası eşitliği, cinslerin biyolojik yönlerinin sadece birer özellik olduğu gerçeğini kendi iktidarları için göz ardı ettiler.

    kadın ise bu sınıfsallığın oluşmasına engel olacak olan kendine ait özelliğini ( doğum ) bir karşı koyuş noktası haline getiremedi. sömürü arttıkça kabuğuna çekildi ahlak namus bastırma kadını ötekileştirdi. direnme gücü her noktada kırıldı. ataerkinin bekçiliğini yapan kadınlarla bir diğer kontrol mekanizması da oluşmuş oldu.

    kadının bu sonradan oluşturulmuş eşitsiz düzene karşı koyması ise 19. yy ortalarında oluşmaya başladı. kadının bedeni üzerinde söz hakkı sadece ona aittirle başlayan ve biyolojik özellklerin "cinslerin bütünlüğünü" oluşturduğu vurgusu ile devam eden ve sonuçta cinsler eşittir üstünlük ayrıcalık farklılık kutsallık yoktur gibi özsel gerçekliği işaret eden söylemlerle kadınlar erkek egemen diktatörlüğü yıkmak için uğraş vermeye başladılar.

    mücadeleyi yürüten kadınların karşısında hem ataerki ve onun sürdürücülüğünü yapan kadınlar var. ama diğer yandan kadınların yanında geçekten kadın erkek eşitliğine inanan feminist olarak tabir edebileceğimiz az da olsa erkek de var. yazılan her yazı yapılan her konuşma bu mücadele için önem taşıyor. daha çok paylaşmalı ve düşünceleri yaygınlaştırmalı.
  • cinsiyet ayrımına bakışımız belli bu ayrımı reddediyoruz. doğamizin farkli cinsiyetlere yuklenen tum yönleri bir bütün olarak kapsadığını da defalarca yazdık cizdik. aşağıdaki makale bu savimizi güçlendirir nitelikte.

    http://bilimfili.com/…eynimiz-bir-cinsiyeti-var-mi/
  • kadınlar erkeklerle değişeceklerini ümit ederek evlenirler.erkekler ise kadınlarla değişmeyeceklerini.böylece her biri kaçınılmaz hüsrana uğrar.

    albert einstein
  • dünyadaki herşeyin sex, sex'in güç ile ilişkili olması bizi bu "kadınlar venüsten erkekler marstan" noktasına getirdi; bağlantıyı kuramayanlar için açıklama geliyor sıkıcı ama ne yapalım anlaşılamamayı göze almak sanatçılara özgü bir duruş.

    tüm canlılar için üreyebilmek temel bir yerde duruyor, dolayısıyla kadın erkeğin; erkek de kadının hep farklılıklarıyla ilgileniyor, ayırt ediyor ki bu çoğu zaman hiç de gerçekçi olmayan içinde kendi arzusunu da barındıran betimlemelere dönüşüyor; oysa bu gruba özgü tanımlamalar biyolojiye içkin olmaktan çok kültüre içkin... evet oraya geliyoruz ataerkil sisteme içkin; erkeğin erkekliği ve kadının da kadınlığı hakkında konuşurken aslında bahsettiğimiz kültürel olarak inşa ettiğimiz 1000-1500 yıllık filan bir süreç; bu da ikinci kısım oluyor işte güç.

    hep sanatsal bir duruşum olsun istemişimdir. bitti.
  • kadin k erkek e
    k-napiyosun
    e- iyiyim sagol sen nabıyon
    k-ben sana nasilsin demedim ne yapiyorsun diye sordum
    e- sesin gelmiyor ararim ben
  • o kadar sıkıldım ki.
    hayatımın okul-iş-sosyallik açısından geliştiği belli bir düzene oturma yoluna girmeye başladığı günden beri her an bir şekilde karşıma çıkıyor bu ayrım.
    aşırı modern bi ailede büyümemiş, cinsiyetlerin toplum için gerektirdiği rolleri herkesin layığıyla yerine getirdiği bir çevreye yetişmiş bir kadın olarak gerçekten her seferinde şaşırıyorum.
    nasıl olur da birileri kadınlarla bazı muhabbetleri edemez, nasıl olur da bazı kadınlar erkeklerin yanında oldukları kişinin tam zıttı davranırlar. nasıl olur da taban tabana zıt iki cinsten bir yuva kurmasını, üremesini ve bununla yetinip mutlu olmasını beklersiniz.
    hayattaki gündelik ya da büyük tüm sorunların kaynağı harbiden de bu.

    belki gerçekten kız kıza yapılan muhabbetlerin bir erkek olduğunda yapılanlardan farkı var belki bu gerçekten doğal bir hal bilemiyorum, çekimserim.

    ben de kadın arkadaşlarımla ettiğim sohbetlerde çok mutluyum güzel arkadaşlıklar güzel paylaşımlar yapıyoruz evet ama asla hayal edemiyorum ki gelecekte bu kadın arkadaşlarım ve ben hepimiz evlensek bir şey değişsin?

    gözümün önüne asla gelmiyor ki çocukluğumdan beri yanımda yürüyen erkek arkadaşlarımla evlenince aram açılsın.

    çok yazık ki çoğunluğun algısı bu.

    tatile gitmiş adam yanında bir dişi arkadaşı, dostu olsun istemiyor

    bira içmeye kadıköye gidilecek, abi kızlar gelmesin ya

    kadın evine arkadaşlarını davet edecek, manitalar olmasın ya

    tüm bu önyargılardan, bastırılmış duygulardan, saklanan gerçek kişiliklerden midem bulanıyor.

    bu adamlar 40 yaşından sonra orta yaş krizi diye sikindirik bir şey yaşıyor

    bu kadınlar dedikodusuz kalınca sulanmamış ağaca benziyor.

    biraz güvenin be kendinize, yaşadığınız hayata biraz saygınız olsun. sik sok konuşan bir kişiliksen sen git konuş kadın arkadaşlarının yanında da, inan bulursun bundan rahatsız olmayan gerçek bir dostunu. dedikodu mu yapmak istiyorsun, onlarca erkek arkadaşım var bayıla bayıla milleti çekiştiriyoruz.

    hayatınızda sevdiğiniz şeylerden sizi mahrum edecek, kendiniz olmanıza izin vermicek bir kişiyi bile sıfatı için güzel muhabbeti için ya da ne bileyim çevresi için yani ‘menfaat’ için kullanmayın kardeşim.

    adamın 20 yıllık evliliği var karısı erkek arkadaşlarıyla yaptığı pis pis muhabbetleri duysa ağzı açık kalıcak. ama sanıyor ki çok saygılı, sadık, iyi bir eşi var.

    kendisi olmaktan korkan siktirsin gitsin intihar etsin be.

    dünyayı bombok bir yere çevirdiniz.

    hayvan dostlarımızı koruyalım, lafta feminist olalım, vay efendim lgbt yürüyüşlerine katılalım.

    bu çark bunlarla dönmüyor. bu çark anlayışla, empatiyle, dostlukla, samimiyetle dönüyor.
    vay efendim ben çemberin dışındayım diyen az daha ötede zırlasın, başkalarının düzenini, hayata bakışını şaşırtmaya kimsenin hakkı yok.

    edit: başlıklarda gezindim, yok efendim çalışmayan kadın, yok efendim kadınların mühendis erkeklere bayılması, yok neymiş kısa saçın en çok yakıştığı kadın.

    siz kafayı yemişsiniz
  • bu dünyada iki kişiden harbiden bir halt olmaz : biri kaslı vücuduyla öne çıkmaya çalışan erkek öteki de dudaklarını öne uzatarak şirinlik yapmaya çalışan kadın. fiziksel zenginliğini zihinsel melekelerine tercih eden fikir fukaralarından hiçbir zaman hiçbir şey olmaz .
  • geçen bir yerde duydum ve çok haklı bir bakış açısı olduğu için burada paylaşmak istedim;

    “eğer bir şeyin konuşulmasını istiyorsanız erkeklere sorun, eğer bir şeyin yapılmasını istiyorsanız kadınlara sorun.. “
  • bence kimse kadınlara dürüst feedback vermiyor. o yüzden ayrı ve can sıkıcı bir dünyada yaşıyorlar.
hesabın var mı? giriş yap