• önce şu dayak işini halletsek ülke olarak, inşallah birgün oraya da geleceğiz. hala daha ülkede büyük bir çoğunluk kadına şiddete karşı çıkarken "kadın da olsa insan insandır." kafasında olduğu için sosyal hayattaki yeri konusunda gelişme kaydetmemiz zor görünüyor.
  • yirmi birinci yüzyılda dahi hala en modern toplumların bile tam olarak belirleyemediği yer. neden böyle bir uğraşın içine girdiklerini de anlamıyorum açıkçası.

    bir taraf onun sürekli üretimde yer alması gerektiğini, erkek güvencesinde bir hayatı seçmemesi gerektiğini, başka bir tarafsa onun amiyane tabirle evinin kadını çocuklarının anası olması gerektiğini adeta dayatmakta.

    bana kalırsa; devlet, siyasiler, erkekler, yazarlar, elitler, hacılar, hocalar ve hatta kadınlar kadına toplumda belli bir rol vermeye çalışmaktan vazgeçmeliler. kadın toplumda nasıl yer almak istiyorsa öyle yer almalı.

    ister evinin hanımı çocuklarının anası, akşam evde kocasını bekleyip ömrünü bu şekilde idame ettiren ve toplumda böyle yer almak isteyen birisi olur, isterse de kendi ayakları üzerinde duran, kariyer sahibi, kimsenin güvencesi altında yaşamak istemeyen birisi olur.

    burada devletin ve toplumun tek görevi var bana göre; o da kadını şiddetten, eğitim hakkının engellenmesinden korumak, * * istediği şekilde hür iradesiyle yaşamasına kimsenin karış (a)madığı bir ortam sağlamaktır.

    bu ortam sağlandıktan sonra da artık kadın toplumda nasıl yer almak istiyorsa öyle yer almalı.

    ben de bir erkek olarak değil bir insan olarak; genç yaşta evlenip kocasına muhtaç, adeta eve mahkûm şekilde yaşayan kadınlara hep üzülmüş ve bu kadınlara devletin yukarıda bahsettiğim görevini yerine getirmediğini düşünmüşümdür. ama hacı sen gerekli eğitimi alıp, özgür şekilde karar verdikten sonra hala o şekilde yaşamayı seçiyorsan, o zaman sıkıntı yok kendin bilirsin. *
hesabın var mı? giriş yap