• kot pantolon giyip yanına gitmeyin sakın. etrafındaki kalabalığa yahut bayan olmanıza aldırmadan sizi çok fena azarlayabilen bir dededir. yine de arada bir cumartesileri doğancılar daki mekanına uğramak insana keyif verebilir.
  • kot pantolona kızar ama yunan fesini kafasından çıkarmaz. hey hey...
  • 31.12.2010 gecesinin en hayırlı hediyesidir bu kıymetli zat. tvnet'te izleyebilirsiniz. yılbaşı rezillikleri yerine üstadımızı dinlemek bin kere hayırlıdır.
  • dolu dolu bir yılbaşı gecesi geçirmemize vesile olacak güzel insan.
  • fikirlerini ifade ediş şeklini (ses tonu, zaman zaman gaza gelip masayı yumruklaması vs..) doğru bulmasam da söyledikleri kesinlikle yabana atılacak şeyler değil.

    kendisini ilk olarak tv'de devrimcilerle beraber kaldığı koğuş maceralarını anlatırken gördüm. ardından harf devrimi, icat edilen(!) kelimeler, türkçe yazım yanlışlığı yapmamızın nedenleri gibi konularda oldukça aydınlatıcı bilgiler verdiğine tanık olunca web sitesinden de takip etmeye başladım.

    söylediklerine salt atatürk/cumhuriyet düşmanlığı olarak bakarsak hataya düşeriz. kendisini bağımsız bir tarih araştırmacısı olarak görüp söylediklerine kulak kabartmakta fayda görüyorum. bir de konuk olduğu programlarda sürekli dile getirdiği eski türkçe şiirleri var ki bence gerçekten kötüler.
  • hey allahım, tarih kimlere kaldı?
    beyefendiyle televizyonda tarama yaparken karşılaştım, baktım ilginç de laflar ediyor, dinleyeyim dedim.

    abdülhamid (elbette ikincisi) ve onun üstün karakter özelliklerinden bahsediyor.
    muhakkak bilirsiniz, ayrılıkçı ermeniler pek hazzetmezlerdi abdülhamit han'dan.
    ve ona bir suikast tertip ediyorlar. cuma namazı selamlığında. bu iş için ise belçikalı birini bomba uzmanı olarak tutuyorlar; eduard jorris.
    neyse uzatmayayım, girişim başarısızlıkla sonuçlanıyor, bomba erken patlıyor ( sultanın cuma namazı öncesi muhabbeti uzuyor)
    yalnız selamlıkta onlarca ölü, onlarca yaralı var. her taraf ete, kemiğe ve kana kesmiş.

    şimdi gelelim kadir bey'e; şöyle diyor mealen " abdülhamit o kadar iyi bir insandı ki eduard jorris'i affetti, cebine de üç beş kuruş koyarak"
    ulan, meşrutiyetin neden gerekli olduğuna dair en büyük kanıt budur. ulan, abdülhamit kim oluyor da benim ölen, yaralanan kardeşimin, anamın, babamın, eşimin, dostumun katilini affediyor? hangi hukukta yazar bu? hangi din kitabında var? şeriat ne der?

    ulan, padişah iktidarı için eli kanlı bir teröristi salıveriyor, sen de haklı buluyorsun.
    yürü be koçum, mısıroğlu. aynısını mustafa kemal yapsa idi, ne derdin?
    nasıl bir insansın ki, tarihi gerçekleri bu kadar eğip büküyorsun?
    ya abdülhamid döneminde sadece şayia üzerine öldürülen, sürgüne gönderilenler?
    ne zaman öğreneceksiniz bunlar sadece iktidar mücadelesidir? din, hak, hukuk; iktidar mücadelesinin yanında palavradır.
    yalancısın, zavallısın!

    allah, ülkemizi, devletimizi, halkımızı bu ve benzeri adamların fikir ve savlarından korusun.
  • dün akşam saat 20.30 civarında kanalları dolaşıyordum. bir baktım tvnet adlı pek de izlemediğim akp yalakası kanalda başında fesiyle bolca osmanlıca kelime sarfederek atatürk aleyhine ileri geri konuşan, aleni sergilediği cumhuriyet düşmanlığında çığır açtığını kendi gözlerimle izlediğim bir adam vardı. biraz izledim düşünce yapısını anlamama rağmen. bu arada beyefendi laikliğin bu topluma ne getirdiğini bilmediğini, bu toplumun on yıllarca şeriatla yönetildiğini dile getirdi. söylemlerinde eski dönemlere olan özlemi bayağı bir fazlaydı. "gericilik" aslında bu olmalı diye geçirdim içimden. bir ara ismet inönü'ye çattı, cumhuriyet halk partisi'ne fütursuzca çamurlar attı ithamlar etti. hızını alamadı en sonunda atatürk'e de laf etti. dedim tamam. bu neo osmanlılardan olmalıydı. sonra ekranın altında ismi belirdi. kadir mısıroğlu'ymuş zat-ı muhteremin adı. sık sık izlemeyi isterim rastladıkça böyle büyük bilginleri! hayal gücümüzü arttırıyorlar.
  • sözlerinin yalan olmadığı buna karşılık resmi tarihin yalanalarla dolu olduğu her geçengün toplum tarafından farkedilen adam.
  • aynur mısıroğlu ile evli olan kişi.
  • şu hayatta ezber bozmanın ne kadar zor olduğunu bana öğreten insan.

    ideali ve savunduğu düşüncesi uğruna bütün hayatını sıkıntıyla geçirmiş yinede bildiklerinden ve ispatlamaya çalıştıklarından vazgeçmemiştir. sırf bu yönü bile dinlenmeye ve anlamaya çalışılmaya değer. ezber öyle bir şeydir ki, soru işaretlerini içinde barındırmaz, kendi içindeki çelişkileri tespit ettirip tartıştırmaz, bize çocukluğumuzdan beri öğretilen tarih bu özellikleri fazlasıyla barındırır. işte bu ezberle büyümüş toplumda çelişkileri araştırmak ve bu çelişkilerden ezber dışı sonuçlar üretmek insanın başına bu derece sıkıntılar açabilir.

    işte kadir mısıroğlu nun hayatımda bana öğrettiği şey tam olarak yukarıdaki paragraftır.

    bu insandan birmaşka kazanımım da şudur ki; (muradı ilahi gereği) hiçbir gerçek ilelebet saklı kalamayacak ve hiçkimsede insanlık önünde ilelebet korunamayacaktır.
hesabın var mı? giriş yap