• beni, birçok kadından daha fazla tahrik eden kokudur.
    aha şu kadar abartım varsa davul olayım, tokmaklayın beni.
  • yeni çekilmiş ve üstüne yeni demlenmiş ise, basit bir yurt odasını ev huzuruna kavuşturandır, çocukça mutlulukları getirendir.
  • yetismesi gereken bir odev, makale, calisilmasi gereken bir sinav..vb oldugunda sabahin ilk isiklarina kadar zorunlu olarak deliler gibi tukettigim bir maddenin kokusu oldugu icin her duydugumda bana stresi, mide bulantisini, panigi, kacip gitme istegini, bir seyler (genclik ya da hayatin ta kendisi mesela) kayip gidiyor ve ben oylece bakiyorum hissini cagristirandir. nefret ettigimdir.
  • ders calısmak icin uyanık kalmanız gereken bır gece yarısında burnunuza gelir, sizi alır, ilkokulda, henuz kaloriferlerin yanma saati bile gelmeden uyanmak zorunda oldugunuz bir sabaha götürür.

    mutfaktan türk kahveli süt kokuları gelir burnunuza, ananeniz üşümeyesiniz diye sobayı yakmış, kahvaltıyı hazırlamış, gunaydın öpücüğünü koyuvermiş yanağa...

    üniversiteyi bitirmeye ramak kalmışken bir daha anlarsınız ki, o sabahları ısıtan soba degil annaneymiş.

    (bkz: çok özlemek)
  • dünyanın en fazla kişi tarafından tanınan kokusu.
  • çoğunlukla kahve sevmeyen insanlarin bile bayildiği, insana etrafinda kahve içilmesini arzulatan koku...
  • dünyada ki en muhteşem kokulardan biridir. eminönü veya kadıköy'e yolum düştüğü zaman (özellikle eminönü) kurukahveci mehmet efendi dükkanlarının önünden geçmeye özen gösteririm. sokağa sinen o kokuyu ta ciğerlerime kadar çekebilmek için. sonra dükkana girerim 3-5 paket kahve alırım. evde kahveyi açtığım zaman yine kokusunu içime çekerim. kahvemi içerken bir daha çekerim.

    neden beni bu kadar etkilediğini bilmiyorum. o kokuyu duydukça içimi bir ferahlık bir huzur kaplıyor. kendimi güvende hissediyorum. bu kadar kokusundan etkilendiğim bir de tarçın var.
  • bir aşktır.cezbedicidir, çok ilginç aslında ağır bir koku gibi düşünülse de, ferahlatıcı bir etkisi vardır, fanatiğiyimdir.ve umuyorum ki burada bu başlığa girdilerde bulunan yazarlar granül kahve yani halk dilinde nescafe' den bahsetmiyorlardır.ne yazıkki genel bilinç bu, evet kahvenin özünden yapılıyor ama portakallı oralet ne kadar portakal ise granül kahvede o kadar kahvedir.bahsettiğim tabiki öğütülmüş ( yani çekilmiş ) kahve, bizim ülkemizde bu en kabaca ikiye ayrılır, ilki türk kahvesi, diğeri ise alman yada güney amerika filtre kahvesi, ikisininde koku olarak yerleri ayrıdır, çünkü yapılış şekilleri başkadır, türk kahvesi, kahve çekirdeği taze- yeşilken kavrulur ve çok ince çekilir, filtre kahve ise güneşte kurutulup sonra kavrulup bir kaç çeşit kalınlıkta, yapılacak kahve çeşidine göre çekilir ama en ince çekilmiş hali bile türk kahvesinden daha kalındır.türk kahvesinin kokusunu ancak kahveciler yada kuruyemişçi gibi yerlerde duyabilirsiniz (evde çeken pek kalmamıştır diye), şansınız varsa bir kuruyemişçinin önünden geçerken rastlayabilirsiniz o muazzam kokuya. filtre kahve ise tabi çekildiğinde çok fazla koku verir ama, türk kahvesinden farklı olarak demlediğinizde, yeni pişirilmiş türk kahvesinden kat be kat fazla koku salmaktadır. bir filtre kahve fanatiği olarak bu kokuyu almak bende mutluluk hormonlarımın pompalanmasını sağlıyor, türk kahvesinin de yeri ayrıdır tabiri caiz ayinsel bir durumdur, her gün bir tane de türk kahvem kesin vardır.

    kahve severlere not: granül kahve içipte kahve kolik- kahve sever sanıyorsanız yanılıyorsunuz, birincisi gerçek kahveden alınılan haz yüzlerce kat fazladır, ikincisi ise granül kahve içildiğinde bedenden tam manasıyla atılmasının 20 günü bulduğunu, ve sağlıklarına ciddi zarar verdiklerini unutmasınlar.
  • şahane bir aromadır, hemen kahve içme isteği uyandırır, ama yine de bir çay kaşığı sesi ile yarışır.
hesabın var mı? giriş yap