kalsedon
-
"mavi altin" olarak bilinen, hatta doganin nazar boncugu olarak nitelendirilen maden.. tasin sevkiyati romalilar doneminde istanbul'un bugunku kadikoy limanindan yapildigi icin, adini bu limandan * almistir..
-
(bkz: saian)’ ın yeni parçası.
ben o yangından beri ayaktayım
başak saplarında ya da güneş günlerinde
sözümün üstüne beni sakınacak hiçbir çatı da yok fakat
ben o kavgadan beri hayattayım
beyaz yoksa anlamı da yok karanın
niçin yaşayacaktım hiç bahsetmeyeceksem kabuklarımdan yaramın
bacak aramda doğum lekem sesimde çirkin ıssızlık
ben ihanetten beri ayaktayım
gülüşümü görseniz kıpkırmızı bir düğüm
ölümüme inanın gökyüzünde beyaz düşsel bir düğün
fakat şafaklardan carmagnole geçicem çünkü
ben tereddütten beri ayaktayım
bu benim kendi cinayetimin bulut yüklü şarkısı
alargamda intihar ve nefesimde ölü bir curnata
bize böylece gözyaşı saydıran yaşamak adına
ben o şafaktan beri ayaktayım
(nakarat)
sen dedi öykümü yazar mısın
çünkü kalemin keskin gözlerin çekik
ve birden ortadan yok oldu çünkü ben dedi
en az yıldızlar kadar hayattayım
nasıl yeniden bulurum dedim seni
o zor gün geldiğinde dirilecek olanlardan sor beni
gözleri çekik ve bayrakları çelik
işte ben öldükleri günden beri hayattayım
ben önceden karşına kalsedon rengindeki göldüm
yoruldum yıldızları saymaktan bahar bile borana döndü
daha şafak sökmeden ağlardın
oysa sen eskiden temiz bileklerine kızlar gibi bazalt bağlardın
belki de yola çıkılan yerde kaldın
ve beni kimsenin nabzında vurmayan lirik güzelliğin aldı
sen kelimeni nefesinde demlemeden boğuldun
güneşi batırmasını bilir onlar ama sen doğurdun
tepede tıpkı ay bir haydut gibi gezerken coğrafyada
demir bir perde gibiyken karanlık, karanlık
duaların hiçbir şeyi yoluna koymadığı bir zamandı
ben o talandan beri ayaktayım
seni böylece yıktıklarında
gündüzleri vurulup geceleri ağlayan seni, seni
saklı yarından geçilmediği lacivert akşamın ortasında
ben yağmurlardan beri ayaktayım
(nakarat)
sen dedi öykümü yazar mısın
çünkü kalemin keskin gözlerin çekik
ve birden ortadan yok oldu çünkü ben dedi
en az yıldızlar kadar hayattayım
nasıl yeniden bulurum dedim seni
o zor gün geldiğinde dirilecek olanlardan sor beni
gözleri çekik ve bayrakları çelik
işte ben öldükleri günden beri hayattayım -
halk arasında gökçetaş olarakta bilinen mavi kalsedon yüksek kalite ve yüksek rezervde zile de bulunmuştur. merak edenler bakabilir http://www.bluechalcedony.net/
-
dünyada yalnız eskişehir’in sarıcakaya ilçesi mayıslar köyü yakınında bulunan ve dünya yarı değerli taşlar literatüründe önemli bir yere sahip olan kalsedon taşı mücevherin yanı sıra dekorasyon eşyalarının yapımında da kullanılmaktadır. kalsedon taşı için türkiye’de işleme tesisi ve bunu işleyecek uzman olmadığı için yüzde 95’lik bir kısmı çin’e, geriye kalanı ise hindistan ve abd gibi ülkelere ham olarak ihraç edilmektedir. çin’de işlenen kalsedon cevheri, daha sonra amerika, kanada, isviçre, ingiltere, hindistan, almanya, italya ve fransa gibi ülkeler başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına ihraç edilmektedir. hatta ham olarak türkiye’den giden bu maden işlendikten sonra tekrar türkiye’ye bile getirildiği bilinmektedir sars hastalığının ortaya çıkmasına kadar çin’e, yılda yaklaşık 15 ton kalsedon taşı ihraç edildiği bilinmektedir.açık mavi renkli bu taş bizans döneminde de hak ettiği ölçüde takılarda kullanılmaktaydı.
-
mezoamerika da, tapinagin tepesinde kurban edilen insanlarin, kalbini cikarmak icin ozel olarak kullanilan bicaklar bu tastan yapilirdi.
-
bir zamanlar kadıköy'ün adı
-
(bkz: kadikoytasi)
-
sio2 formülündeki bir mineral.. ayrıca dokuz eylül üniversitesi jeoloji bölümünce çıkarışan gemoloji dergisi.
-
(bkz: khalkedon)
-
(bkz: agat)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap