• koşulsuz buyruk.
  • hiçbir koşula bağlı olmayan;bir eylemi başka herhangi bir amaçla bağlılık kurmadan,yalnızca kendisi için,nesnel zorunlu olarak buyuran,anlamı doğrudan doğruya kendinde olan buyruk.
  • kategorik imperatif immanuel kantın ödev ahlakı olarak da bilinir. kant tarafından "aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin maxime göre hareket et." şeklinde ifade edilmiştir. davranışların evrensel yönüne değinmesi altın kuraldan ayrılmasını sağlar.
  • aslı almanca olduğu için;

    (bkz: kategorische ımperativ)
  • kant'ın ahlak yasasıyla ilgili görüşünü ifade eder. hiç bir kayda bağlı olmayan kesin buyruk olarak ifade edilir.
    kant'a göre ahlak yasası bir kategorik imperatiftir. kategorik oluşu her türlü durumda geçerli olduğu anlamına gelir, buyruk olması ise kaçınılmaz bir ''emir'' dir. bunun dışında kant kategorik imperatifi çeşitli başka şekillerde de dile getirmiştir. ikinci tanımı şöyledir: ''her zaman, davranışımızın altında yatan kuralın aynı zamanda genel geçer bir yasa olmasını isteyebilecek şekilde davranmalıyız.'' yani, bir şey yapılacağı zaman aynı durumda olan herkesin aynı şeyi yapmasını isteyebileceğinden emin olmalıyız. çünkü, ancak bu şekilde bir ahlak yasasından bahsedilebilir.
    üçüncü tanım ise şöyle ifade edilmiştir: ''diğer insanları hiç bir zaman sadece bir araç olarak değil, aynı zamanda daima, tek başına bir amaç olarak görüp buna göre davranmalıyız.'' burada bahsedilen başkalarını sırf kendi çıkarları için araç olarak kullanmamaktır. çünkü her insan kendi başına bir amaçtır. ama bu durum sadece başkaları için değil kendimiz için de geçerlidir. bir şey elde etmek uğruna kendimizi de araç olarak kullanmamalıyız. örneğin; sırf biri tarafından takdir edilmek için iyi davranıyorsan, seni harekete geçiren ahlak yasası değildir. çünkü, ahlaksal denilebilecek davranış kendi eğilimlerine karşı koyabilmeyi de gerektirir.
    tüm bunlar kural gibi görüldüğü için özgürlüğü kısıtlayan sebepler gibi görülse de kant' a göre ahlak yasasına saygı duyarak davranıyorsak, özgür davranıyoruz demektir. tabi bu, başka bir konunun yazısı.
  • hipotetik buyruğun karşıtıdır. hipotetik buyruk kısaca x'i istiyorsan y'yi yap der. örneğin saygı görmek istiyorsan dürüst davran.

    kategorik buyruk ise herhangi bir başka amaç olmaksızın iyiyi hedefler. ilkeseldir.

    kategorik buyruğun birkaç türüne örnek vermek gerekirse, birincisi maxmini evrenselleşir olabilir. bu kısaca yaptığınız eylemin tüm topluma yayarak düşünmektir. örneğin paraya ihtiyacınız olduğu bir dönemde geri ödeyemeyeceğinizi bildiğiniz halde borç isteme eylemini düşünelim. bunu toplumun geneline yayarsak söz verme kurumu zayıflar.

    ikinci kagegorik buyruk ise her insana amaç gibi davranmaktır. kant burada intihar ve cinayeti aynı kefeye koyar. eğer cinayet işlersem kurbanı kendi çıkarlarım doğrultusunda, öfke/siyasi saikler, bir araç olarak kullanmış olurum. intiharda ise yine kendi acılarımdan kurtulmak için kendimi araç olarak kullanmış olurum.

    kant'a göre ahlak yasası kategorik buyruktan oluşur. özgürlük aklın ilkeleri doğrultusunda ahlak yasasına göre hareket etmektir.
  • kant'ın ahlakı matematiksel gerçeklik olarak düşündüğü ahlak sistemi.

    yaptığınızı eylemi genelleştirerek olası sonuçlarıan göre değerlendirmek kategorik imperatifin tanımlarından biridir.

    yani diyor ki kant siz eşinizi aldatıyorsunuz diyelim, herkesin eşini aldattığı dünyanın sonuçlarını düşünün.. o halde aldatmak etik değildir

    diğer tanımı ise insanı özgür, rasyonel, otonom hareket eden, kendi amaçları ve hedefleri doğrultusunda planlar yapan canlı olarak görüp insanları bu özelliklerinden alıkoyamazsınız.

    örnek verirsek.. yine aldatan eş örneğinde olduğu gibi aldatan eş aslında aldatılan kadının özgür ve otonom birey olma şansını elinden alıyor. yani aldatılan eş bu fiili bilseydi bambaşka şekilde planlar yapıp, kararlar alıp uygulardı.
  • şu iki emri karşılaştırın: “ısınmak istiyorsan bir ceket giy!” ve “öldürme!” ilk emir, ona itaat etmeniz için size bir sebep vermektedir; eğer ısınmak isterseniz size ne yapmanız gerektiğini söyler. ısınmak için arzunuz yoksa bu direktifi takip etmeniz için neden de yoktur. bunun aksine, öldürmek isteyip istemediklerinin önemi olmaksızın, çoğu insan “öldürmeme” zorunluluğunun onları bağladığına inanırlar.

    ımmanuel kant (1724-1804), insanlar arasındaki ilişkiyi tarif etmek için ‘kesin buyruk’ ifadesini ve “öldürme!” gibi emirleri ve diğer ahlâk kurallarını kullandı. kant, şartsız bir ahlâk yasasının (arzularımızın önemi olmaksızın bizim için geçerli olan, neye iznimiz olduğunu söyleyen yasa) olduğuna inandı. bu nedenle, ahlâk yasası bir zorunlulukla ifade edilir.

    kant, en ünlüsünü ‘evrensel hukukun formülü’ olarak adlandırdığı, ahlâk yasasını tanımlama yollarını tarif etti. kant, bunu “aynı zamanda evrensel bir yasa olabilecek bir ilkeye göre eylemde bulun.” şeklinde düşüncesini ifade etti. eyleminizin ilkesi akıldır veya davranışınızın yönetici ilkesidir. örneğin, arkadaşınızdan borç para alırsanız ve böyle bir niyetiniz olmasa da onu tekrar ödeyeceğinize söz verirseniz, ilkeniz şu olurdu: parayı almak için yalan yere söz ver. evrensel yasanın formülü, herkesin bu ilkeye göre eylemde bulunmasını istemiyorsan, o zaman bu eylemin ahlâk yasasını ihlal eder, der. eğer herkes para almak için yalan sözler verseydi, o zaman hiç kimse sadece söz vermeye güvenerek borç para vermezdi. böylece tutmamak üzere bir söz verdiğinizde, bu sözü yalan söyleyerek verenlerin herkes olmadığını bilmek zorundasınız, öbür türlü hileniz işe yaramayacaktır. bu nedenle, yalan sözünüz ahlâk yasasını ihlal eder.

    kant’ın kesin buyruğu açık ve net olarak belirtmesinin bir diğer yoluna da ‘insanlığın formülü’ denir: “öyle hareket et ki, eylemde bulunurken, her defasında, insanlığa, kendine ve başkasına sırf araç olarak değil amaç olarak muamele edebilesin.
  • morgenbesser new york metrosunda, ağzına piposunu koyuyor. hâlâ istasyonun içinde olduğundan polisler yanına gelip “efendim burada tüttürmek yasak” diyor. morgenbesser, “metroya inmiyorum, metrodan çıkıyorum. üstelik de pipomu yakmadım” diye yanıt veriyor. polis uyarısını yineliyor ve ekliyor, “size izin verirsem herkese izin vermek zorunda kalırım”

    hazırcevap rahmetli morgenbesser, “sen kendini kim sanıyorsun kant mı?” diye karşılık veriyor. tabii bu ingilizce’de “who do you think you are, kant?” olarak vuku buluyor ve morgenbesser’in aksanından dolayı “cunt” yani “amcık” olarak algılanıyor.

    bunun üzerine morgenbesser gözaltına alınıyor. birkaç arkadaşı gelip de polislere kant’ın kategorik imperatifini anlatması sonrası serbest kalıyor.

    ayrıca dinleyiniz
hesabın var mı? giriş yap