• belli ki olayı arkası önüyle okumaktan bile gocunuyor bazı arkadaşlar. adamın bile ufacık olduğunu ama rahatsız olduğunu belirttiği bir olayda adamı linç ediyorlar. bak şimdi;

    -kemal ayça, diyetisyene gidiyor; diyetisyen diyor ki "bu, bu testler lazım. asm'de yaptırabilirsin.". (kemal ayça masum, doktorların dediğine göre diyetisten hatalı.)

    -kemal ayça, asm'ye gidiyor, "hocam diyetisyen aç karnına kan şekeri, tokluk kan şekeri vb. testleri istedi. işte hepsi buradaki kağıtta yazılı, yapabiliyor musunuz?" diyor. doktor, "evet, yaparız. yarın aç gelin, kan alacağız" diyor. (kemal ayça masum, doktor yanlış bilgilendiriyor.)

    -kemal ayça, ertesi gün randevu vaktinde gidiyor, kan alınıyor falan.

    -sonra kemal ayça dönerken aklına takılıyor "ulan tokluk kan şekerini aç karnına aldıkları kanla nasıl ölçecekler? bir arayayım..." diyor. arıyor, soruyor, oradaki dingil kadın "onu doktorunla görüşeceksin" diyip kapatıyor telefonu. (kemal ayça masum, kız açıkça söylemek gerekirse dayaklık. telefonda 2 saniyede cevap verilecek bir iş için adam geri dönüyor.)

    -adam gene sakin, gidiyor asm'ye. telefondaki aynı kız dalga geçer gibi diyor ki "doktoru meşgul etme, ben yardımcı olayım." kemal ayça yine medenice "isteseniz telefonda olurdunuz hanımefendi" diyor geçiyor içeri. (kemal ayça masum, lafını sokmuş ama kız sonuna kadar hak etmiş.)

    -doktor "yoooo, ben o testi yapıyoruz demedim." diyor. kemal ayça'nın elinde kağıt var allahtan, çıkarıyor doktorun dün baktığı test listesini gösteriyor. anca doktor ikna oluyor, "haa yok ya, yapmıyoruz biz onu." diyor. sonra çıkarken hemşire "istersen karşıdaki eczanede yaptır" diyor. sonra linç yerken öğreniyoruz ki eczanenin de bu testi yapması normalde yasak. (kemal ayça masum, yapamayacakları bir test için 3 gün uğraştığını anlıyor. hatta halen yanlış-hatalı bilgilendirme sürüyor; hemşire diyor ki "eczaneye git istersen". adam yasalara mı bakacak kim yapabiliyor testi diye?)

    adam da tüm bu sürece, yanlış yönlendirilmesine, basit bir test işinin bile böylesine karmaşaya yol açmasına isyan ediyor. özellikle de belirtiyor, tepkim meslek grubuna değil, sisteme diye. vergisinin hesabını soruyor (kemal ayça masum, basitçe sitem ediyor. bu ne iş diyor.)

    şimdiiii, pek sevgili doktor arkadaşlar. siz nasıl benim hangi sınıf beton sınıfını nerede kullandığımı bilmiyorsanız, bu adam da hangi testi neresi yapar, kimden ister bilmiyor. adamı eleştirdiğiniz her noktada sonuna kadar haksızsınız, kusura bakmayın. kaldı ki, son sitemi de sizin eleştirdiğiniz her şeye işte, adam sizin yanınızda yine yaranamıyor.

    diyetisyenin yap dediği testleri istediği için adamı eleştiriyorsunuz. oğlum diyetisyen demiş, kafasına göre mi gitmiş? gidin probleminizi meslektaşlarınızla çözün.

    asm bu testleri önce yaparız diyor, sonra yapmıyor; doktor yapmak zorunda değil diyorsunuz. e niye, önce yaparız diyor doğru düzgün bilgilendirmeden?

    kapıdaki dingil kadın doktoruna sor diyor, adam sakin kalıp gerisin geri dönüp doktora soruyor, yine yaranamıyor. medenice gelmiş, merak ettiğini soruyor, burada ne var?

    sonunda da adam "vergi veriyorum, bu testi bile yaptıramadım, süreç saçmalaştı basit bir işte bile" diyor, adamı linç ediyorsunuz. gerçekten ilginçsiniz. çomar da sizsiniz, sıkıntıyı bile kavrayamadan savunma yapıyorsunuz. tanıyanların bileceği kemal ayça gibi bir adama dahi cephe alıyor sonra toplum bize tepki gösteriyor diyorsunuz. şu basit işte bile onlarca kez yanlış bilgilendirilen başka cahil biri olsa ortalığı birbirine katmıştı, adam hala medenice sıkıntısını aktarıyor ama yine de adamı linç edecek şey buluyorsunuz.

    kemal, yüzde yüz haklısın. ben bir test yaptıracağım diye tüm sistemi öğrenmek zorunda değiliz abi. bakanlık, hasta ilişkileri, doktorlar, sağlıkçılar yönlendirecek ki yapacağız. saçmalığa bak. hem adamı kafası kesilmiş tavuğa çeviriyorlar hem de "tüm bunları nasıl bilmezsin?" diye yok yere linç ediyorlar adamı.
  • bugünkü rabarba'da can dündar tespiti ile yarmıştır.
    --- spoiler ---

    herkes biraz sağa kayınca en solda kaldı adam.
    --- spoiler ---
  • bu adamdaki dünya sikime minare götüme ses tonunun hastasıyım. öyle bir dinginlik veriyor ki insana, dinlerken güldüğüm kadar, aynı zamanda ne takıyosun lan hissiyatına geçip antidepresan etkisi de veriyor. ayrıca kendisi dediği gibi köfte hastasıdır.
  • metal grupları çok bağırıyor. haklıyken haksız duruma düşüyorlar.
    twitinin gerçek sahibi
  • geçen dinlediğim podcastten:
    “iktidar bütün medyaya hakim olurken trt 2’yi anlamadığından dokunmadı.” tespitiyle tekrar hakkını teslim ettiğim müthiş tespitlerin adamı.

    ha bir de (bkz: bekara swing kolay)
  • esprilerini en sevdiğim bağımsız komedyen. "bekara swinger kolay" özlü sözünü tdk'ya ilettim çok beğendiler. atalarımızın deyişleri kitabının bir sonraki baskısına koyacaklarmış.

    süleyman soylu'dan sekenlerin bu adama denk gelmesi de beni ayrıca üzüyor.
    (bkz: ortalığı hep sen karıştırıyorsun kel)
  • rock fm - rabarba'nin tartışmasız en şahane konuğu.
    epey geniş, dertsiz tasasız adam sesi var.
  • gereksiz duyarlarla ilgi cekmeye cabalayan sahislara ayiracak zamani olmayan guzel tatli sahsiyet.
  • bugün sağlık ocağına gidip başından geçenleri anlatmış ama sonucunda çomar olmuş. adam gitmiş tahlil yaptırmak istemiş, doktor da tamam demiş. sonra vay efendim “sen nasıl kafana göre tahlil istersin lan allahın belası” tarzı eleştiriler. doktor en başta “hayır efendim burada kafanıza göre tahlil isteyemezsiniz” dese olay bitecekti ama doktorun vermeyi taahhüt ettiği bir hizmetten bahsediyoruz. yani bir de kemal ayçaya çomar demek de ne bileyim ya en hafif tabirle ayıptır.

    bizim sorunumuz tahammülsüzlük. adam başından geçen olayı tane tane efendi gibi anlatıyor ama gelen yorumlar inanılmaz. herkes en ufak bir cümleyi saldırı algılıyor. neyse ya. kemal candır, gerisi eşşek oğlu eşşektir.
  • tek kişilik oyunu çok iyi olan komedyen.

    kendimi bildim bileli mizah etiketiyle nitelenen dergi, tiyatro, tek kisilik gösteriler, sinema artık ne bulduysam hiç kaçırmamaya gayret ederim. netflix sagolsun zaten son yıllarda erişmek daha da kolay oldu, artık global işleri takip edebilmek de güzel fırsat, ki enikonu kalbur üstünü daha fark edebilir oldum naçizane. (bkz: daniel sloss) (bkz: iliza shlesinger) (bkz: ricky gervais) favorilerim.

    yerli yenilerden izleme fırsatı bulduklarım ise (bkz: mesut süre) (bkz: doğu demirkol) (bkz: kaan sekban) (bkz: kemal ayça). keza bu isimlerin yanı sıra yakın takipte olduklarım (bkz: giray altinok) (bkz: anlatan adam) (bkz: ilker gümüşoluk) (bkz: deniz göktaş), tuz biber ekibi, (bkz: fazlı polat). cem yılmaz, umut sarıkaya saymaya gerek yok zaten mihenk taşları.

    belki benim gibi takipte olanlar vardır, göz atarlar diye not düşmek istedim. ez cümle, kalburüstü bir gösterisi olduğunu gönül rahatlığı ile belirtmek isterim.
hesabın var mı? giriş yap