kemal özer
-
an itibarı ile ayar almaya doymayan ad hominem acemisi rok'tan ders almalı.
-
tetanoz aşısına da karşı çıkıyor. kan almak vermek de sakıncalıymış.
ben bu adamı desteklemeye karar verdim. biraz daha sabredersek, kendiliğinden azalacaklar. -
gıda alışkanlıklarım konusunda beni ters köşeye yatırmış adamdır. dile getirdiklerine göre bizlere yiyecek bir şey bırakmamıştır ama bahsettikleri de gerçektir. ne yapalım bu gıdalardan kopamayız ama en azından bizi bu gıda terörüne karşı uyandırmış, birazda olsa seçici hale dönüştürmüştür. kitaplarını da alıp bir ara göz gezdirmek gerektir.
-
13. antalya altın portakal şiir ödülünün sahibidir. 11 değişik türde 60'a yakın kitabı 7 ödülü vardır.
-
"kapamışlar sıkı sıkı hücrenin kapısını
dışarda kalmış dünya
her şeyi söküp almışlar elinden
bir tek pencere bırakmışlar sana
ve parmaklığın dışında bir tek dal
belli üstüne abanacağı dört duvarın
döşemenin sonuna dek susacağı belli
kapı kolay açılmayacak bir daha
sesini yankılanmayacak tavan
kim bilir kaç gece uykusuz kalacaksın
anlıyorsun silmek istediklerini olumlu ne varsa künyenden
umut, yenilmemek, yaşama sevinci..
anlıyorsun o pencere orada neden
o bir tek dal neyin işkencesi
biri bakmak gibi fazla ışığa direncini köreltecek senin
biri özlemini bileyecek dışarıya
her gün biraz daha çökeceksin düştükçe yaşamın tuzağına
oysa bir şey var bilmedikleri neye değse elin silaha dönüşür
öyle bir kavganın içindesin ki
bir ağaç dalı bile dövüşür
bir pencere bile yeter bilincini bilemeye" -
su an haberturk tv'de ilk kez gordugum insan. yarilmak isteyen acsin.
-
aynı zamanda macaristan'ın toplumcu gerçekçi şairi attila jozsef'e ait temiz yürekle isimli şiir kitabını çevirmiş şair.
-
madencilere, emekçilere dair yazılmış belki de en güzel dizelerin yazarı.
"yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde
susmak bilmeyen bir yer altı güneşiyle, ne kadar
diplere bastırılsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla
yüreklerinin.
ağır ağır geldiler, karanlık sarnıçlardan sıza sıza,
sağır küplerde birike birike, yararak kaslarının içine
yuvarlanmış sızıları ve ciğerlerinde yer etmiş
ışıksız lekeleri.
geldiler bir büyük sesin harfleriyle ağızları dopdolu,
suskun çamuru küremek için kentin gölgeli
sokaklarından, sıyırıp almak için yıllardır gökyüzüne
birikmiş pası, ovmak için isli alnını sabahın.
anıt bildiler sıradan ve gösterişsiz bir günü, diyecek
sözleri varsa anıt bildiler, akacak bir yatağı varsa
ırmaklarının ve atacak köprüleri varsa anıt bildiler,
toplandılar o anıtın çevresine.
sonra her gün geldiler, artarak geldiler, kadınları
çocukları ve alkışlarıyla, yoğurt mayalar gibi geldiler,
pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi, su gibi, ateş gibi.
her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına, yeni
yollarla tanıştı ayakları, her gün yeni kabuklar çatladı,
yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini, bir kent
oldular sonunda
ve adını değiştirdiler ülkenin." -
-
gıda güvenliği derneği oluşumunun başkanı olan fakat gıda teknolojisi ile uzaktan yakından ilgisi olmadığı halde, cahil cahil iddialarda bulunan, en kötüsü de dikkate alınıp haber programlarına konuk alınarak zaten hiç araştırmayan insanların kanına giren şahıstır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap