• yarı at yarı insan olan kentaur'lar ile thesselialı bir boy olan lapith'ler arasında geçen mitolojik savaş.

    ortak babaları iksion'dan dolayı üvey kardeş oldukları lapith'lerin kralı peirithoos'un düğününe davet edilen kentaurlar kendilerine ikram edilen içkinin dozajını fazla kaçırır. başta kendilerini selamlamaya gelen gelin hippodameia'ya daha sonra laphitli kadınlara tecavüze kalkan kentaurlar, düğüne peirithoos'un davetlisi olarak katılan meşhur atina kralı theseus'un da yardımlarıyla düğünden uzaklaştırılırlar. bu ve bunu takip eden savaşlar zinciri sonrasında mağlup olan kentaurlar anayurtları olan pelion dağı'ndan çıkartılarak, pindos dağı yakınlarındaki aithikes'e kadar kaçmak zorunda kalmışlardır.

    savaşın nasıl başladığı hakkındaki ilginç bir mit ise düğüne davet edilmeyen ares ve eris'in kentaurları sarhoş edip, düğünde taşkınlık çıkarmalarını sağlamalarıdır.
  • kentaurmakhia, kentaurmakhia, centauromachy gibi bir çok isimle karşılaşabilirsiniz, normaldir.

    kentaur savaşı demektir.

    epeydir mitoloji anlatmıyordum, toplaşın hele.

    şimdi önce bi lapithleri tanımak lazım. aslında bunu gidip lapith başlığına uzun uzun anlatmak lazım ama özeti burda dursun. teselyanın yerli kabilesi olan bu halk, soyu tanıralara dayandığından birazcık ir i kıyım ve barbar davranışlar sergileyen bir halktı. sonra zamanla biraz daha sakinleştiler ama iri kıyımlılıklarından bir şey kaybetmediler.
    öte yandan bunların ixion (bkz: iksion) isimli kralları, zamanında hera'ya yan gözle baktığından kelli zeus tarafından oyuna getirilir ve hera sandığı buluta hallenerek centaur (bkz: kentaur) (bunu sentor diye okuyanlar büyük bir gaflet içindedir*) çocukları olur (bu dayının hikayesi apayrı yazı konusu, sonunda boku yer diyim).
    bu kentaur dediğimiz mahlukatlar da (tabiki yine özet) öyle ufak tefek şeyler değil, belden aşağısı at, yukarısı insan, içince sapıtan, yine barbarlıktan (babalarından gelen bir sorun herhalde) yeterince nasibini almış garabetlerdir. içip içip sapıtmaları da kendileri için sorun değildir zira tanrı dionysosa tapmaktadırlar (bu tanrıya inanıyorsan bol bol kendinden geçip deliliğe yaklaşacaksın şekerim).

    tamam şimdi bunların kuzen olduğunu öğrendik. gelelim esas meseleye.
    lapith kralı peirithoos bok varmış gibi evlenmeye kalkar, bula bula da gider hippodameia ile evlenmeye karar verir. esasen bunda bir sıkıntı yoktur. esas sıkıntı peirithoos hippodameia ile beraber düğün davetiyelerini hazırlarken mal gibi kentaurlara da düğün davetiyesi yollama kararı alırlar.

    tamam kabul insanlar kuzenlerini düğüne çağırmalılar, hatta ırkçı değilim, farklı ırktan kuzenlerini de çağırabilirler ama ne bilim, içince sapıtan akrabalarını çağırmak, neyse bana göre değil. hippodameia yı nasıl ikna etti buna onu bile anlamış değilim.

    düğün günü gelir çatar. insan konuklar şıkır şıkır giyinmişler, düğün masasında yerini almışlar, şantör gelse de biz sırtakiye başlasak diye düşünürlerken, kentaur kuzenler sürü halinde gelirler. hippo (uzun yazmaktan sıkıldım) kibar bir kızdır ve sevgilisinin akrabalarına şirin gözükmek adına kentaurları karşılar. zaten yolluk olarak yemek yerine şarap alan kentaurlar içinde eurytion isimli hergele, hatunu görür görmez içi bi tuhaf olur. fakat sorun çıkarmazlar, geçerler kendilerine ayrılan yere.

    şaraplar içilir, düğün pastası kesilir, sırtaki başlar, herkes sarhoş olur, kentaurlar daha da sarhoş olur. başta eurytion lavuğu olmak üzere tüm kentaurlar kendilerine bir hatun seçerler ve ayağa kalktıkları gibi bunları kaçırıp tecavüz etmeye başlarlar. daha da kötüsü öyle öteye kaçırma değildir bu. olay yerinde icraata geçmeye çalışırlar.

    ulan siz kim bizim hatunlara el uzatmak kim diye olaya müdahale eden lapithler de boş değildir. aksiyon filmlerini aratmıycak güzellikte bir kavga döner. fakat şarabın verdiği sarhoşluğun da etkisiyle kentaurlar dayak manyağı olup, güzel hera 2 düğün salonundan toynakları kıçlarına vura vura kaçarlar.

    lakin at ağızlı kentaurlar bu dayaktan ve düğünden kovulma olayına feci kinlenirler. o düğün pastasından yenilecek ve limonatalar içilecek naralarıyla lapith krallığına çok kez saldırırlar. saldırırlar saldırmasına ama peirithoos (bu da zor geliyor bunu da kısa yazacam affola) yaman lapithdir ve her saldırıyı bir şekilde berteraf eder (muhtemelen kesme şekerle falan afallattılar hayvanları).

    ama bir gün....
    kentaurlar, lapithlerle aynı babadan geldikleri için aralarında kan bağı olduğuna ve bu kan bağının verdiği gazla aynı topraklarda miras hakları olduğunu idda ederler ve tekrar saldırırlar. öyle bir savaş döner ki lapithler topraklarını terk etmek zorunda kalırlar. gazı alan kentaurlar da duramazlar, lapithleri kaçtığı yerde bir daha yenerler ve lapithler yine toprak değiştirir ve orda da savaşa girip kaybederler. son kaçtıkları yerden sonra (muhtemelen peloponnes tarafı) kentaurlar kovalamazlar.

    savaşda böyle biter.

    not: tamam tırt bir son oldu kabul. esasen hikayenin sonrası da var fakat bu savaştan bağımsız. herakles gelecek, 12 görevinden birini yapmak için bunların en insancılından yardım alacak vs. vs. ama onlar hep başka başlıklar.

    not2: şimdi kimi kaynaklarda, düğündeki tatsızlığın sebebi olarak, düğüne çağrılmayan ares ve erisin hasetlerinden yaptığı bir ibnelik olarak görebilirsiniz. her ne kadar bu olayın orjinal metnini okumamış olsam da pek mantıklı değil gibi. kentaurlar dionysos a tapıyorlardı zaten onu geçelim. lapithler için sadece savaşmak için savaşan bir boy olarak gözükmüyorlar, bu durumda ares bu olanları sallamaz. erisi ise her işe sebep gösterebiliriz ki bu düğüne alınganlık etmesi için başka tanrıların çağrılıp kendisinin çağrılmaması gerekirdi (genelde hep böyle olur) ki öyle bir durumda yok gibi. fakat orjinal metin öyle diyorsa öyledir tabi, ne diyim.
  • mitologlara göre lapithler ile kentaurlar arasındaki bu savaş kentli ve kırsal toplumlar arasındaki mücadeleyi ve kentli olanın taşralıya üstünlüğünü sembolize etmektedir. detaylar
hesabın var mı? giriş yap