• ısparta'da yaşayan teyze.

    melahat peker.

    geçen yıl dut ağacı dikiyor kaldırıma. gelen geçen, çocuklar yesin diye. komşular rahatsız olunca da belediyeye şikayet ediyorlar. belediye kesiyor ağacı.

    melahat teyze de ağacı kucaklıyor sofra bezine sararak, belediye binasına gidip hesabını soruyor.

    "çocuğum gibi baktım ben o ağaca, bir ağacı sığdıramadılar. şurada yeşillik olsun, gelen geçen, çoluk çocuk yesin diye dikmiştim. kime ne zararı vardı, belediye kendisi kaldırımlara ağaç dikmiyor mu?"
  • elleri öpülesi teyzedir.
    (bkz: helal olsun)
  • (bkz: devlet benim) diyen ayse teyze gibi teyzemizdir. eger bu teyzelerden daha çok olsaydı su an bambaska bir diyarda yasıyor olabilirdik. ataerkil toplum yapısına ragmen, sürekli kadınlarımız bu toplum ugruna bir seyler yapmaya çalısıyor. kadınlarımız toplumu, yarattıgı dinamizm sayesinde, bir yerlere götürüyor. yoksa kahvede aksama kadar okey oynayan, dısardan üniversite okumaya gelmis kızların orasına burasına bakmaya çalısan kasaba dayıları degil.
  • bir takım çıkar gruplarına avanta sağlamak için vatandaşın parasıyla yıkıp yıkıp iki günde bir kaldırım yapan belediyenin zoruna gitmiş hadisedir. bu kadar çok odunun ağaç sevmemesi de ayrıca enteresan. şu ülkede insan olmak gerçekten ek mesai gerektiriyor.
  • izlerken içim titredi.
  • ah be melahat teyze.. kıyamam o güzel kalbine..

    " kim kestiyse bu ağaç kadar ömrü olmasın"
  • nedense "kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser." sözünü aklıma getirdi.
    hesap soran, hakkını arayan her insan kutsaldır benim için. hele bir kadınsa bin kat kutsaldır.
  • ekşi'de gündem olmamasına şaşırdım öncelikle.

    canım teyzem. o güzel kalbinden, ellerinden öpüyorum. bitkileri geçtim, hayvanlara hatta ve hatta kadınlara, çocuklara zulmedilen şu dönemde bu insani tepkin gözlerimi yaşarttı. iyi ki varsın teyzem.

    bir gün iyiler kazanacak. inanıyorum.
hesabın var mı? giriş yap