• bir felsefe dersi kli$esi. dei$ik felsefe ekollerinin ayni durum uzerindeki aciklamalarini uzerinde gorebileceiniz guzel bir ornektir, olayi ise bu agacin ses cikarip cikarmadigidir, dei$ik ekoller bu soruya dei$ik yanitlar verirler, biri der mesela "insan yoksa ses de yoktur, ses anlam katan insandir" oburu der "agaclar devrilirken ses cikarir, bu da bir agactir, ayrica dun saalamdi bugun devrilmi$ demek ki bu da ses cikarmi$" ba$ka biri "agaclarin devrilirken ses cikardiklari istatistiksel bi$ey, belki bu devrilirken ses cikarmadi istisnai olarak, cikarmi$ da olabilir ama asla emin olamazsin" daha gider bu...
  • yıllar önce o zamanın şartlarıyla yapılmış ileri düşünce örneği, fakat şu anda günümüz şartlarıyla düşününce tabiki bize mantıksız gelen bir felsefi düşüncenin örneklendirilmiş hali. felsefeye sokayım bize bişey olmasın.
  • can kaybı ya da yaralanmaya sebebiyet vermeden devrilen ağaç. (bkz: bakış açısı)
  • bir pandomimciden baska kimsenin olmadigi bir yere devrilen agac, pandomimcinin ustune devrilirse pandomimci ses cikarir mi gibisinden bi karikaturu vardi gary larsonun
  • el cezire ya da cnn veyahut fox tv'nin bölgeye önceden kurduğu canlı yayın araçları sayesinde kimse olmasa bile düşüşü canlı yayınla izlenebilecek ve ses çıkarıp çıkarmadığı görülebilecek ağaç.
  • gerçekten de çok başarılı felsefi irdeleme nesneleridirler kimse görmeden devrilen ağaçlar.

    ses çıkarır tabi neden çıkarmasın ki diyenleri anlamak nispeten kolaydır, onlar bilincin evreni değiştirdiğini kabul etmez, insanı sadece gözlemci yerine koyar, kainatın işleyişini insandan bağımız addederler. (bkz: materyalizm)

    hayır ses çıkarmaz diyenleri anlamak ise biraz daha güç sanırım. aslında anlamak kolay da buralara nerelerden geldikleri tahayyül etmek zor. onlara göre bilinç evrenin özel bir parçasıdır ve onu değiştirmekte, nesneler ve olaylar bilinçle anlam kazanmaktadır. (bkz: idealizm) (ara: idealizm) (ara: insan* matah sanması)

    komik olan bilmemkaç yıllık tarihi boyunca bilimle özdeşleştirilmiş, ilerlerleyişi bilimle paralel görülmüş, bir dönem neredeyse bilim adamlarının resmi görüşü olmuş materyalizm'in bilim tarafından arkadan bıçaklanması, kuantum fiziğinin ve onun deneyi algılayışının idealizmi ima etmesidir. lakin bu ima ediş tam da idealistlerin öngördüğü biçimiyle olmaz; fiziğin yeni kurgusuna göre ağaca bakmadığımız sürece ağaç hem ses çıkartmıştır hem de çıkartmamıştır denilemez zira kuantum'un da kendisi tarafından çizilmiş uygulama sınırları bulunur; birileri çıkıp da schrodinger'in kedilere yaptığını ağaçlara yapmaya kalkarsa başka tabi.

    bir de başka bir kuantum geyiği var yine devrilen ağaç anlatısı ile arasında bağlantı kurulabilecek: buna göre kainatın evrimi iki temel aşamada gerçekleşmiştir; birinci aşamada tüm kainat gayet öngörülebilir bir süreç içerisinde gelişmekte, içerisinde hiç bir determinizm dışı öğre barındırmamaktadır: ta ki bilinç sahibi bir gözlemci peydahlanana kadar. bilincin oluşması ve evrene "bakması" evreni değiştirir, onu tercih yapmak zorunda bırakır denir - ki bu tip bir kurgunun tasarlayıcısı değil wheeler einstein bile olsa konu fizik değil felsefedir.
  • şu felsefenin ne derece "aylak bünye beyin sporu" olduğunu 1 kez daha kanıtlayan deyiş..kimsenin olmadığı bir yerde ağaç devrilirken ses çıkarsa kimin umrunda, çıkarmasa kimin umrunda..
    kafanıza devrilmesin gerisi önemli değil..dert edilecek konular değil bunlar..
  • nietzsche ağladığında adlı romanda da tartışılan sorunsal.
  • bu ağacı bi 15 dk düşünün, sonra üzerine bi 10 dk kimsenin olmadigi yerde havlayan kopek işine girin. nası kafanız biraz ısındı değil mi. şimdi eller serbest derin nefes alıyoruz.
hesabın var mı? giriş yap