*

  • nasıl olmuşta sözlükten kimsecikler izlememiş, izlediyse de nasıl tek bir entry dahi girmedi diye şaşırdığım, dancer in the dark 'tan sonra insanı yamultan filmler kategorisinde başı çekebilecek, dancer in the dark 'ın amelie, big fish ve hatta moulin rouge ile olan garip bir bileşimi.

    ilk yarım saat filmin (daha doğrusu matsuko 'nun) kendine has dünyasına giriş yapıyorsunuz. ve geri kalan sürenin ise nasıl geçtiğini bir an dahi fark edemiyorsunuz.

    müzisyen olmak için tokyo 'ya kaçan ve pek tabi bir halt olmayan karakterimiz, bir sabah iki yıldır görmediği babasının yüzü ile uyanır. babası daha evel hiç bahsetmediği bir halası olduğunu ve önceki gün nehir kenarında cesedinin bulunduğundan bahseder, ve evini de kendisinin temizlemesini rica eder.

    film bundan sonra, matsuko 'nun çocukluğundan başlayarak, matsuko' nun ağzından ve gözlerinden aktarılmaya başlanır.ailesi, kız kardeşi, hep güldürmek istediği ve onun için çok üzüldüğü babası... yıllar geçer, evlenir, ayrılır, ....., türk filmlerini aratmayan lakin olduğunca da gerçek ve acı bir hayat yaşar matsuko. bir yandan matsuko 'dan hikayeyi dinlerken bir yandan da yeğeninin, halasının hayatını araştırmasını, eski dostlarını ve dolayısı ile yine matsuko'yu görürürüz. matsuko uzun zaman sonra şarkı söyler ama şarkının sonu hep neden sorusu ile biter. ve matsuko asla yanıtını alamaz.

    entry iyice rezil bir hale bürünmeden diyeceğim şudur ki, bu film bir kadın hikayesi, bir bağlılık hikayesi, yalnızlık ağıdı... , görüp görebileceğiniz en masalsı gerçek hayat güzellemesi.

    ilişkiler ve birey olma/olabilme üzerine ciddi ciddi düşünmeye zorlayan bir masal.

    "bir hayat, bir başkasınınki için değiştirilemez, değiştirilmemeli. ancak birşey katabilmeli."

    http://www.imdb.com/title/tt0768120/

    edit: yazar filmin etkisinden çıkamamış, eserin destansı son 10 dakikası yüzünden de kolay kolay çıkamayacaktır. entry sıçtığı için sözlük'ten özür diler. değil mi matsuko?
  • matsuko'nun her defasında yediği sadece manevi olmayan darbelerde kendisine sorduğu ''neden'' i izleyiciye de hissettirdiği, üstelik gerçeklikten çok uzak karakterlerin yer aldığı dünyasında inandırıcılığından hiçbir şey kaybettirmediği, daha önce eşine pek rastlamadığım müzikal gibi duran ama müzikal sayılamayacak sahneler ve acayip geçişleriyle ilginç bir etki yarattığı, yer yer amatör kamerayla çekilmiş gibi duran, b movie tarzı görüntülerle, görselliğin en hoş örnekleri arasında gösterilebilecek sahnelerin bir arada yürüdüğü güzeller güzeli film belki de masal.
  • bir gif sayesinde haberim oldu kendisinden. sonra merakıma yenik düşüp izlemeye başlarken buldum kendimi (arada geçen beş aylık süre sebebiyle slowpoke nikine geçmeyi düşündüğüm dahi oldu). hardcore bir japon filmi olarak başlayınca daha da ilgimi çekti. matsuko'nun yeğeni olan bebenin kız arkadaşıyla ilişkisini de etüd ettim, kendime laflar da hazırladım. özellikle terapi için izlemeye devam ettim. arada mantıklı gibi gelen seksist düşüncelerimi gözden geçirdim, sevgililik müessesesini özbekistan'dan nasıl döndürüleceğini düşündüm. rasgele olayların sürüklediği yerleri sevmem dolayısıyla üstüne bir de byôsoku 5 senchimêtoru cilası çekeceğim şimdi. ve olaylar tahmin edilemez şekilde gelişse bile hepsi öyle hayal ettiğim için olmaya devam edecek, beni sevmeyen ölecek ama seveni de öldürmek için çabalamayacağım.

    netekim hayırlı şeylere vesile olan film.

    http://24.media.tumblr.com/…zqvbrb1qd60wqo1_250.gif
  • harikalude bir yapım. bir trajedinin nasıl olup da masala dönüşebileceği en iyi şekilde aktarmış. çok güzel renkler, çok güzel müzikler ve güzel kadınların bir araya getirerek oluşturduğu harika bir dünya... bir dakika aslında her şey o kadar da harika değil. aslında hiçbir şey harika değil, istediğimiz gibi değil. bunların surata tokat gibi çarpması da filmin en başarılı yönlerinden. yalnızlığa çok iyi değinilmiş üstelik. miki nakatani ise muazzam bir oyunculuk sergilemiş. karakter geçişlerini çok iyi kotarmış. öyle ki bir sahnede hüznün dibine vurmuşken, birkaç saniye sonra kahkahayı patlatıveriyorsunuz. bütün film boyunca bu gelgitler çok iyi işlenmiş. stairway to heaven sahnesinde ise artık sözün bittiği yer. yine tutamadım gözyaşlarımı. güzel filmin bünyeye bıraktığı etki gibisi yok.
  • tetsuya nakashima imzalı muhteşem bir japon filmi.
    soundtrack muhteşem başrolde ki miki nakatani'nin oyunculuğu ayrı bir güzel.
    ayrıca tetsuya nakashima'nın diğer bir başyapıtı kokuhaku mutlaka izlemelisiniz.
  • bir kadın küçük bir kız. bir kadının küçük bir kızken sevgisiz büyüdüğü için hayatında hep arayış içinde olması.
    baba sevgisinin olduğu kısım boş olduğu için ne pahasına olursa olsun önüne gelen erkekten kopamaması. onda ilgi araması.
    yanlış adamlarla birlikte olması yanlış sevgilerin peşinde olması babasından ailesinden dolayı.
    her yanlış adama da sevgisini son damlasına kadar vermesi. her sevgisini verdiği adamda tekrar doğması daha sonra sonuna kadar tükenmesi.
    denklem çok basit aslında ama altından kalkması zor.
    bir yandan çok güçlü bir kadın olması bir yandan bir yumurta kabuğu kadar hassas olması, kırılgan olması.
    ben onun kadar sevgi dolu olabilir miydim bilmiyorum ama onun kadar arayışta olabilirim ya da oldum bilmiyorum.
    ya da her ne olursa olsun neşeli.
    aşama aşama tüm olumsuzlukların karşısında hemen pes etmedi hep dik durdu en son kısımda pes etti. ben de her halde en başından beri en son kısmı olurdum matsukonun.
  • gece gece iflahımı sikmiş filmdir. özellikle de bir yaştan sonra hayalleri küçülen, geleceğe ilişkin umudu azalan bireyleri daha da karamsarlaştıracaktır. bir de yalnızsanız bu trajediyi izlememenizi özellikle tavsiye ederim.

    renkler, hikaye anlatımı, abartılı japon oyunculuğu her şeyi beğendim. son yıllarda izlediğim en özgün film olabilir. bu kadar klişe hikayeyi, klişe sahneyi bir araya getirip bu denli özgün bir eser ortaya çıkarmak gerçekten inanılmaz bir iş.

    filmi yts.bilmem ne'den indirdim. sırf şu harika afişi için filmi izlemeye karar verdim görsel
    böyle bir afişi olan filmin iyi olacağından şüphem yoktu ama beni bu kadar etkileyeceğini de beklemiyordum. film zaman zaman komik, heyecanlı ve umut dolu ama benim moralimi inanılmaz bozdu.
hesabın var mı? giriş yap