• sırbistandan ithal edilen etlerden yapılan, bim ve a101'lerde bulunan kıyma markasıdır.
    hayatınız boyunca yemiş olduğunuz yada yiyebileceğiniz en kötü ettir. gramajı yükselsin diye içine makine yağı mı katmışlar bilmiyorum ama, bu eti pişirdiğinizde ortaya çıkan koku dayanılmazdır. dün merak edip aldım bu kıymadan köfte yaptım, yapmaz olaydım. köfteyi diyelim ki çapı 8 cm olacak şekilde yaptınız, pişirmeye başladığınızda 8 7 6 5 4,5 diye düşüyor. %45 hacim kaybına uğrayan et mi olur ya allasen? yok olamamış bu.
    uzun lafın kısası almayın, aldırmayın efendim sağlıklı olmadığı da aşikar.

    bu etler ellerinde patlayacak sonra hepsini toplatıp toplu yemek yapan yerlere falan neredeyse yarı fiyatına satacaklar. bakın siz kimsin demişti dersiniz .

    not:bu arada o rezalet yağın kokusu evden hala çıkmadı.

    aylar sonra gelen edit: haklı çıktım sağlıksızmış. tahmin etmek çok zor değil, demişti dersiniz demiştim.
  • kıymasından annem köfte yaptı, ne kızartırken küçüldü, ne de tadında bir anormallik var. velhasıl mis gibi ettir, bok atanlara itibar edilmemesini damak zevkine haiz biri olarak söylüyorum.
  • dondurma almak için girdiğim ismi lazım değil markette gördüm.ucuz ve karşıdan güzel görünüyordu bir paket kıyma ve dana eti aldım.kiymadan köfte yaptık abartmiyorum minimum yüzde 40-50 si yağ ve etin içi pişmek bilmiyor. gelelim dana kuşbaşı etine onunda 1-2 saat düdüklü tencerede haşlamadan sakın yemeye kalmayın bildiğiniz lastik.bir daha alan elimi siksinler bu kadar iğrenç bir tecrübe oldu.
  • (bkz: #80429645)
  • kıyması kötü kokan marka.

    bugün hafta sonu, diyerek bizim mahallede bulunan a101, şok ve bim şubelerini gezdim. normalde şok'ta satılan aytaç markalı kıymadan alıyorken, bugün şeytana uyup a101'deki kombinet markalı kıymadan aldım.

    eve gelip paketi açtım, kötü koktuğunu fark ettim. tarihi geçtiğinden filan değil, ekşi, üretim açamalarındaki pislikleri gözünüzün önüne getiren bir koku. herhalde bim'de satılan emin markalı kıyma da böyle kokuyordur, tedarikçileri aynı.

    sonuç olarak, almayın, almaya niyetlenenleri uyarın. artık içine yarrak filan mı doğramışlar, nedir.
  • a101'den satın aldığım kombinet köftesini denedim.gayet lezzetli ve hacim kaybı olmadan çok güzel pişti.ben de tedirgindim hatta şunu söyleyebilirim ki rakip markaların(bu arada hemen hemen tüm markaları neredeyse denemiş biriyim.) hepsini sollar,haddizatında yaya bırakır bile diyebilirim,derim.
  • uzak durun benden size tavsiye.bugün sözde dana kuzu kaşarlı köfte adını verdikleri ürünü aldım,parama ve mideme kendimi affetirmem mümkün değil.bunu öyle ambalajdaki resmi koyup satmak insanlık suçu.aman diyeyim
  • bugün kıymasını yiyecektim fakat suyun altına tuttum rengi kayboldu,hacmi inanılmaz küçüldü.elimde beyaz yağ gibi birşey kaldı.sonra attım çöpe.
  • marketlerde satılan uzmanet, eminet, kombinet gibi paketli etler berbat.
    çürümüş eti parlatıp paketleyip tekrar satışa sunuyorlar, tavaya attığında bir parmak su salıyor ve kirli çorap gibi pis bir koku çıkıyor, geriye saman gibi birşey kalıyor (tipik defalarca dondurulup çözülmüş ve çürümüş ettir bu).

    ankara'da anket diye yeni bir marka çıkmış, üzerinde yerli üretim yazıyor, etler parlak pembe görünüyordu, bir paket kuşbaşı alıp bir deneyeyim dedim, açtım etin altta kalan tarafı mor... düşün iki renkli et parçası, yani üstten bir işlem yapmışlar etin üstü pembe ve parlak olmuş, halbuki çürümüş et, gerisi de sinir, tendon, yağ, tabii bunlar tepeden bakınca görülmüyor. rezalet. çocukken mahalle kasabımızın kediye köpeğe attığı artıkları kuşbaşı et diye satıyorlar. şimdi o kasap kapandı gitti.

    varsa yoksa "helal gıda, islami usullere göre veteriner gözetiminde kesilmiştir" sloganları.. yahu hayvan kesildikten sonra iş bitmiyor, esas iş ondan sonra başlıyor, var mı bunun bir denetimi? yok.

    büyük zincir marketin kasap reyonuna gidiyorum, tepsiler üzerinde kuşbaşı kesilmiş etler, alıcı bekliyor. yahu böyle kasap olmaz.

    kasaba gidersin bana 1 kg dana kuşbaşı et dersin, istersen koldan/bacaktan/kalçadan/vs olsun diye belirtirsin, kasap butu/kolu/bütün parçayı çıkarır, orada kuşbaşı doğrar, paketleyip sana verir. çünkü eti parçalara böldüğün andan itibaren hava ile teması başlar ve kuruyup çürüme sürecine girer, o noktadan itibaren artık tüketicinin eline geçmiş olmalı. zaten sen de 1-2 gün içinde o eti tüketirsin çünkü et dondurulmaz, çözüldüğünde suyunu salar ve kıymeti/lezzeti gider.

    tepsiye yığdığı etler o gün satılamayınca eleman üzerine bir streç gerip dolaba kaldırıyor, ertesi gün gelip bakıyor, etler kararmaya başlamış, hemen biraz daha kuşbaşı doğrayıp o morlukların üzerine serpiştiriyor, üstten bakınca tepsiye pembe görünüyor, müşteri gelince eliyle "bul karayı al parayı" hareketleri yaparak alttaki morlardan kakalıyor (ve o müşteri tabii ki bir daha oradan et almıyor, artık orası "eti alınmayacak kasap" oluyor). akşam olunca eleman tekrar tepsiyi streçle kapatıp dolaba kaldırıyor, ertesi sabah gelince bakıyor ki artık etler kokmaya başlamış. mecburen dondurup(!) fabrikaya geri yolluyor. fabrika bu etleri çözüyor yıkıyor şişiriyor işlemden geçiriyor karıştırıp parlatıp

    uzmanet/kombinet/eminet diye tekrar piyasaya veriyor. bu etin ticari değeri sıfır liradır, 100 liralık ete 50 lira ödeyince sanmayın ki en azından yarısı iyi... yok öyle birşey, bu çöp, kedi-köpek maması olur belki.
    verdiğiniz para ile fabrikada yapılan işlemler, paketlemeler, taşıma giderlerini karşılıyorsunuz sadece.
    bu et de satılmayınca sucuk, salam yapıyorlar (ışıl işlem dedikleri).
  • tost makinesinde hamburger köftesini pişireyim dedim yarım kilo sıvı çıktı içinden. gider tavuk köftesi filan alırım daha iyi.
hesabın var mı? giriş yap