• sandalla çıkılan bir macera filmi. entrylerde sözü geçmiş, life of pi fantastik öğeler içerirken kon-tiki gerçek bir hikayedir.

    --- spoiler ---

    deneysel bilim böyle birşeymiş. adam denedi. bu tarz bir macerayı finanse etmesini recep tayyip erdoğan'dan da bekliyorum. müslüman denizcileri mağripten uğurlayıp amerika'ya yollamak gibi mesela? inerler amerika'da ezan okurlar. sonra filmi çekilir. fanteziler fanteziler...

    --- spoiler ---
  • thor heyerdahl'ın yönetimindeki 1947 yapımı çalışma. filmi de o zamana aittir yani üç sene sonrasına*. hatta 1951'de de en iyi belgesel oscarını almıştır. 2012 yılında yapılandan çooook öncesi yani. esas film salda. hem de papağanların ağzında.

    hatta andre bazin'den dinleyelim: (bkz: http://i.imgur.com/hezcv5l.jpg)

    "polinezya'nın peru kıyılarının bazı bölümlerinde yaşayan kişilerin buraya göçmesiyle oluştuğu söylenir. bu durumu ispat etmenin en iyi yolu binlerce yıl önce meydana gelen hareketliliği tekrar yaşamaktır. bizim amatör denizcilerimiz eldeki en eski belgesel bilgilere dayanarak bir çeşit basit bir sal oluşturacaklar ve bununla yerlilerin yöntemini kullanarak yolculuğua çıkacaklardır. herhangi bir şekilde yönetilmeyen sal, bir enkaz gibi rüzgarlarla taşınarak polinezya mercan adasının yaklaşık 4500 mil uzağındaki bir yere varmıştır. bu inanılmaz keşif üç ay boyunca yaklaşık yarım düzine fırtına atlatılarak gerçekleştirilmiştir. bu, günümüz için bir mucizedir. bize melville ve conrad'ı hatırlatmaktadır. kaşifler seyahatten geriye çok ilgi toplayacak bir kitap ve çok sayıda çizim ile dönmüşlerdir. bu arkadaşlarımızın da bir kamerası vardır. fakat onlar amatördürler. onların kamerayı nasıl tutmaları gerektiği hakkındaki bilgileri sizinkinden ya da benimkinden fazla değildi. bunun yanında filmlerini ticari kullanım alanına sokmak gibi bir niyetleri yoktu. örneğin kameralarını sessiz olarak kullanmışlardır. bu saniyede 16 kare demektir. oysa sesli çekimlerde saniyede 24 kare geçer. bunun sonucu olarak görüntüler üst üste binmiş ve film 1910'lu yıllardaki sinemanın seviyesine düşecek şekilde sarsıntılı çıkmıştır. bunun ötesinde 35 mm'lik kalitesi hataları örtmeye yetmemiştir.

    bunun basit bir girişim olduğunu düşünerek iyimser olmak olası ise de bu durum çekimlerin bundan daha kötü olmayacağı gerçeğini değiştirmez. burada kastettiğim deniz seviyesindeki salın kenarında yatarak çekim yapan kameramanın sudaki sarsıntı nedeniyle başarısız olması, hiçbir hareketli ya da sabit çekimin yapılmaması, daha da önemlisi fırtına sırasında sal mürettebatının sal ile meşgul olmasının sonucunda amatör filmcilerimizin çok sayıda film makarasını evcil papağanların görüntüsü ile harcamalarıdır. bunun neticesi olarak en heyecanlı an geldiğinde, bir balina salı savurduğunda kalan filmin yetersizliği yüzünden, elde edilen görüntülerin bu olaya ait olduğunu kavrayabilmek için filmi en az on kere seyretmek zorunda kalırsınız."
  • çok güzel yapım. öyle güzel ki keşke bu ekibin 100 gününe 100 gün şahit olabilseydik diyorsunuz. aslında tek hayalim böylesi bir şey olduğundan olacak içimde ayı gibi büyüyen özlemle izledim şu filmi. belki de ondan çok vurdu.

    --- spoiler ---

    thor heyerdahl'ın kendi belgeselini izleyemedim henüz ama karakterler, güzel yansıtılmış hissiyatını yeterince veriyor. özellikle o sandalda favori adamım thor'un çocukluk arkadaşı erik. en çok o inanmıştı en çok o biliyordu. çocuğuna hediyesini hazır edecek kadar inanıyordu. sanatçı da insanmış en çok erik olmak istedim o inanç sandalında.

    tabi thor'un eşi, liv. tam anlamıyla maceraya anlam olacak zamanlar yaşamışlar fakat görüyoruz ki; bir hayal gerçekleşirken bir yuva da yıkılıyor. yuva elbette benim açımdan umrum değil ama kahramanı düşününce sevdiği insandan vazgeçecek kadar kuvvetli bir istekte. aslında ailesi bir yana kendi hayatı ve yoldaşları pahasına bir istek.

    "the irony is that what i love you the most for is what drove us apart."

    hayallerinize iyi bakın, kaç kişilik? belki o yüzden yalnızızdır ya da o yüzden hayallerimiz hala gerçekleşemedi.

    --- spoiler ---
  • içinde bir adet (bkz: floki) gustaf skarsgard barındıran, izlerken keyif veren film. tavsiye edilir.
  • tatmin edici ve başı sonu ayrı oynamıyor. film bittiğinde laptopu kucağından indirdiğinde mutlu keyifli bir şekilde wc'ye gidiyorsun ve sonrasında da mutfağa. daha ne olsun ki zaten. sal yapma isteği mi uyandırsın? film lan bu alt tarafı...
  • izmir fransız kültür merkezinde perşembe akşamı başlayacak olan "norveç filmleri haftası" etkinliğinin açılış filmi olarak gösterilecek şaheser.

    açılışa da bu film yakışır.

    kaçırılmaz..
  • "based on a true story" bir norveç filmi. yolculuğu düzenleyen thor heyerdahl'ın aynı isimli kitabından uyarlanmış.

    thor heyerdahl, poliznezyalı insanların asya'dan değil peru'dan göç ettikleri ispatlamak için bu yolculuğa başlamak istemektedir. iddiasının çıkış noktası ise polinezya'daki ananasın güney amerika'dakilerle aynı olması. bunu karısına gösterdiğinde karısı "ananas belki de yüzme biliyordur" der ve thor'da bu fikir çağrışır. bu arada salın adı kon-tiki, inka tanrısı kon-tiki'den gelmektedir.
  • --- spoiler ---

    2012 yapımı unutulmaz tarihi macera filmi. kon-tiki, norveçli bilimadamı thor heyerdahl ve beş arkadaşının 1947 yılında güney amerika'nın batı kıyılarından tahiti'nin doğusundaki adalara yaptıkları yolculukta kullandıkları (efsanevi inka tanrısına gönderme yaparak) sallarına verdikleri addır. heyerdahl, eski çağlarda amerika'da yaşayan insanların, okyanusu salla geçerek polinezya'da koloniler kurmuş olabileceği düşüncesini kanıtlamak üzere arkadaşlarıyla birlikte çıktıkları yolculuğun güncesini 1950 yılında yayınlamıştır. bu yolculuk biyografisi, ilk kez 1950 yılında siyah-beyaz ve belgesel formatında filme çekilmiştir. kitap tüm dünyada 70 dilde 50 milyon adet basılırken, belgesel filmi de 1951'de en iyi belgesel film dalında akademi ödülü'nü almıştır. 2012 yılında tekrar bu filme konu alınan yolculukta, ağaç kütüklerinden yapılan salla 4.300 millik ve 101 gün süren macera anlatılmaktadır. film, norveç-danimarka-almanya-isveç-birleşik krallık ortak yapımıdır ve joachim rønning-espen sandberg ikilisi tarafından yönetilmiştir. çekimleri maldivler, malta, norveç, isveç, tayland, bulgaristan ve new york gibi konuya uygun mekânlarda gerçekleştirilen "kon-tiki", 16,6 milyon dolarlık maliyetiyle norveç sinema tarihinin en pahalı filmi ünvanını almış, ayrıca çevrildiği yıl kendi ülkesinde gişe rekortmeni olmuştur. film, dijital formatta çekilmiştir. kon-tiki, 2013 yılında sinema sanatları ve bilimleri akademisi'nin düzenlediği 85. akademi ödülleri yarışmasında norveç adına yabancı dilde en iyi film akademi ödülü kategorisinde yarışmak üzere aday olarak seçilmiş, ama ödülü kazanamamıştır. aynı dalda altın küre ödülü'ne de aday gösterilen film, bu ödülü de alamamıştır. ama bu dalda oscar ve altın küre'ye aday gösterilen ilk norveç filmi olmayı başarmıştır. sonuç olarak, temposu düşük ama ilginç bir film olarak değerlendirilebilir. son olarak, filmin imdb.com puanı 7,2/10'dur.

    oyuncular
    oyuncu rolü
    pål sverre valheim hagen thor heyerdahl
    anders baasmo christiansen herman watzinger
    gustaf skarsgård bengt danielsson
    odd-magnus williamson erik hesselberg
    tobias santelmann knut haugland
    jakob oftebro torstein raaby
    agnes kittelsen liv heyerdahl
    manuel cauchi josé bustamante
    richard trinder løytnant lewis
    katinka egres vakker senorita
    stefan cronwall svensk eventyrer
    eleanor burke seyahat acentesindeki kız

    imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt1613750/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/wiki/kon-tiki_(2012_film)

    vikipedi - https://tr.wikipedia.org/…iki/kon-tiki_(film,_2012)

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=runmjqjhrp4

    --- spoiler ---
  • harika bir deniz filmi.
  • rahmetli pederin liseye yeni geçtiğimde verip okumamı istediği kitaptı. benim okuduğum versiyon ilk basımdı. 1950 küsür yılında basılan (hangi yıldı hatırlamıyorum 1952ydi galiba, ama ilk basımdı onu hatırlıyorum).

    bir adamın pasifiği kendi yaptığı salla aşmasını anlatıyordu. akıcı bir anlatımı vardı fakat 1952 yılında basıldığından dili biraz ağırdı. şimdi 10 yaşında bir yeğenim var. günümüz diliyle yayınlanmış yeni versiyonu varsa ona hediye etmek istiyorum. bir gün kendi oğlum olursa ona da hediye edeceğim.

    rahmetli pederle aramızda bir ilişki ve bağ kurabildiğimiz tek an, bu andı. bu nedenle kitap biraz sembolik bir anlam taşıyor benim için.
hesabın var mı? giriş yap