• küçükken ve hala: ajan.
  • fazla sims oynamaktan: mimar.
    1. sınıfta bile matematiğimin 4 olmasına hiç aldırış etmemişim
  • ressam olmak istiyordum. rahmetli dedem camcıydı, cam-çerçeve galerisi vardı. tam o sıralar emekli olup dükkanı devretmişti hatta. birkaç sefer sağda solda ressam olma isteğimi dile getirince dört-beş yaşında olmama bakmadan beni ciddi ciddi karşısına alıp "kızım ressam olup aç mı kalacaksın, bak zamanında benim yanımda kaç tane ressam çalıştı bilirim bu işleri, sanatçılığın sonu iyi değildir" diye uyarmıştı beni. gerçekten galerinin parlak günlerinde eldeki çerçeveye uygun resim yapsın diye kadrolu ressam çalışıyormuş yanında. ressam (veya çocuk) olmaktan vazgeçip, büyüyünce ne olacağımı soran misafirlere "ticaret yapıp zengin olacağım" demeye başlamam o güne denk gelir.

    not: nitekim gerçekten ticaret yaptım. zengin ise olamadım.
  • emekli öğretmen
  • ben küçükken babam sinema salonunda çalışıyordu. 5-6 yaşlarında falandım. hatta cesur yürek ilk izlediğim filmdir. makina odasında pozitif film şeritleri vardı birde ufak bir film montaj masası. orada babam bana film kamerası nasıl çalışır, saniyede 24 kare mantığını falan anlatmıştı. o pelüküllerden perdeye o görüntülerin yansıması beni büyülemişti. o zamanlar zihnime kazınmıştı filmci olmak. yani büyülü bir makinenin başına geçip, bir şeyler hayal edip sonra düğmelere basınca o filmlerin çıktığını sanıyordum ve büyüyünce o makinenin başında oturacak adam olacaktım. ne zaman annemle salona gitsek eğer film oynuyorsa koşa koşa makine dairesine giderdim. makinenin üzerinde monitör işlevi gören küçük bir ayna olurdu. o aynadan izlerdim filmleri birde tabiki o unutulmaz film şeridinin sesi.

    büyüdüm ve gerçekten filmci oldum ama hiç bir şey hayal ettiğim gibi değildi. gene bir takım makineler vardı ama artık film şeridi yoktu. :)
  • çöp arabasındaki işçileri. arabanın arkasından koşarak atlamaları v.s çok aksiyonlu geliyordu bana.
  • (bkz: astronot)
hesabın var mı? giriş yap