• tren ve anilardir.

    cocuk yasta tanismisligim vardir kurtalan ekspresle. baris manco'nun cok eski ancak elime ilk gecen kasetinin uzerinde yaziyordu. daha yeni piyasaya cikmisti. yuzbinlerce kere dinlenmekten kasetin paramparca oldugunu animsiyorum. o vakitler baris manco'nun cocuklara yonelik onlari kucaklayacak girisimleri henuz baslamamisti. o nedenle baris manco benim cocuklugumu kesfetmedi ilk ben onu kesfettim cocuklugumda diyebilirim.

    kasetin uzerinde bahsettigim kurtalan ekspresi imzasi beni etkileyen bir baska unsurdur.

    cunku ben kurtalan ekspresi ile gercekten yolculuk etmistim bu albumu dinledigimde. gercek kurtalan ekspresi'ni taniyordum.

    o yilarda, o cetin, uc gun iki gece suren, yorgun ve aksak, kokusu baska, dili ve rengi baska, yolundan cikradigi sesi hepten baska, anadolu yaylalarindan gecerken camdan baktigimda basini sonunu gorebildigim ve yine o vakitler bu hadisenin dunyadaki en buyuk hadise olabilecegini bana dusunduren bu upuzun katar, omrumun en saglam anilarini birakmistir hafizamda.

    haydarpasa - kurtalan arasinda gunlerce suren, mevkiili, kusetli, yatakli, yuk vagonlu lokantali, ve anadolu cografyasinin en bilinmeyen noktalarindaki en bilinmeyen koselerindeki kucucuk tren istasyonlari, dunyanin en ilginc varliklari, degisik ses ve gorunusleriyle, demiryolu kokusuyla akraba, hareket memuru dedigimiz amcalari ile zorlu, kati ve insani bir surecin adidir kurtalan ekspres.

    kurtalan ekspres, guney ekspresi'nin en has en avam, en harbi adidir.

    haydarpasa'dan gelir siirt'in kurtalan ilcesine bir muhtemelen 8 saatlik rotarla bir ogleden sonra vardiginda neredeyse 150'den fazla anadolu'lu tren istasyonunu geride birakmistir. bu trenle yolculuk edenlerin hafizalarinda demiryollarinin zihinlerde biraktigi sesler, tren gicirtilari, dudukler, inisler, cikislar, dumanlar, tislamalar arasinda kisi katolik bir bag kurar. o isler ve izler omrun sonuna kadar silinmez.

    gunler geceler suren bu yolculukta gerceklesmis tanisikliklar bir omur surebilir kimi zaman. omur surmese bile basit el sikismalar, selam vermeler almalar, insanlarin birbirine yemek ikram etmesi, her durakta istasyon cesmesine kosmalar ve vagondaki komsunuzun acaba kalkmadan yetisebilecek mi diye soylenerek omrunun belki de en kaygili anlarini sizin cesmeye kostugunuz anda yasamasi, aglayanlar, aksiranlar, tiksiranlar, cam acma kapama kavgalari, kmün ve zorunlu birlikte yasamanin en ilkel bicimlerinin bir vagonun kucucuk bir bolumunde gun acigina cikmasi, tek bir sozcuk dahi tuketilmeden sadece gozlerle baslayan ve yine gozlerle biten asklar... hepsi kurtalan ekspresi'nin rutinidir.

    bu trenlere binenler cogumuzun duymadigi ve belki de y. erdogan'nin deyisiyle sadece "bilmek zorunda olanlarin bildigi" anadolu'nun koy ve ilce koselerinin en ucra noktalarina yerlesmis tren istasyonlari isimleriyle tanışırlar. bunlar genellikle o ilcenin ismidir. o isimlerin bir cogu akilda kalir. onları tv'de gazetede -belki- gordugumuzde aklimiza gelen yolculuk, kurtalan ekspresi ile yapilmis yolculuktur.

    kurtalan ekspresi'nin adi gercekten kurtalan ekspresi midir yoksa hep guney ekspresi miydi bilmiyorum. belki de son istasyon olan siirt'in kurtalan ilcesi nedeniyle halk arasinda verilen bir isimdi. ama o vakitler ve belki de hala kimse bu trene guney ekspresi demezdi. kurtalan ekspresi derdi.

    argk saldirilarinin baslidigi donemde seferler artik kurtalan'a kadar yapilmaz olmustu. sadece diyarbakir'a kadar gidiyordu tren. sanirim artik yeniden o efsanevi guzergahini tamamlayabiliyor.

    bir zamanlar alman bir muzik grubu kurtalan ekspresiyle seyahat etmis ve seyahat boyunca cikan butun tren lokomotif gurultusunu, reylarin cikardigi sesi kaydetmisti. dunyada bambaska hayallere farkli dunyalara boylesi bir sekilde bizi tasiyan bir baska sesle tanismadik demislerdi. gazetelerde mi okumustuk dergilerde mi ne? tam animsamiyorum...

    anadolu'nun bazi yerlerine hatta bir cok yerine gunluk gazete ulasmaz. sevgili internet sahipleri bu olguyu bilir mi bilmiyorum. yine de hatirlatayim istedim:

    demem o ki kurtalan ekspresi nin guzergahinda yavaslamak durumunda oldugu virajlar vardir. ve o viraj mutlaka bir koye yakindir. o koyun cocuklari gencleri hatta kadinlari bile yavaslayan trenin pesinden kosarlar. tren sakinleri onlara gelirken degisik kentlerden aldiklari bazi objeleri hatta yiyecekleri peslerinden kosan yoksul insanlara atarlar. bu 'mecburiyetten' firlatma seklinde gerceklesen paylasma eyleminin icine gazeteler de dahildir. nice insan bu trenler sayesinde gunluk gazete okumaktadir.

    bazilari da oylesine kosar pesinden.. cobanlar el sallar, cocuklar bagirir, "heeey biz buradayiz" derler. o dunyaya ait olmak istersiniz. o dunyaya ait olmak isteyişinizi de bir ömur unutamazsinin tren agir aksak viraji tamamlarken. ama tren durmayacak ve menzile dogru sizi goturmesi gerektigi yere goturecektir. yasayacaginiz kaderinizdir ve o kaderde o koyun o noktasinda inip baskaca bir hayata baslamak yoktur.

    nerden nereye... baris manco'nun kurtalan ekspresi. yolun guzelligi, kurtalan ekspresi... guney ekspresi...
  • gitarda bahadir akkuzu, basta ahmet guvenc, davulda ise cihangir akkuzu dan olusan, baris manconun arkasinda calan grup. baris manco'nun muzigine cok sey katmislardir.
  • 1973 yılında kurulmuştur. adını o dönemde tren raylarının doğuda en son ulaştığı durak olan siirt'in kurtalan ilçesinden alır. grup ilk kurulduğunda engin yörükoğlu, özkan uğur, fuat günerden oluşmaktaydı. 1970lerin ikinci yarısından itibarense bünyesine cahit berkay, bahadır akkuzu, cihangir akkuzu, ahmet güvenç, gür akad ve bülent güven dahil olmuştur. barış manço ile türk rock müziğine pek çok yeniliği getirmişlerdir. 80 darbesinin toplumun hemen hemen her alanına vurduğu sekte müzikte cem karaca ve üstte adını saydığım büyük müzisyenlerin ve şu anda ismini hatırlayamadıklarımın da çalışmalarını etkilemiş, zaman içinde bugün hala değerinden bir şey yitirmeyecek kaliteye ulaşan rock müziğin sesi kısılmış, yerini arebesk almıştır. toplumumuzda bugün emareleri iyice ayyuka çıkmış olan kültürsüzlüğün, yozlaşmışlığın ilk oluşum izlerini 80 darbesinde aramak yerinde olur. 80 darbecileri yok ettikleri aydın ve toplumsal olaylara tepki göstermesini bilen o kuşağın yerini almış, arebeskle beslenen yoz kültürün mahsulleri tarafından ülkenin bugünkü haline getirileceğini ön görebilselerdi belki serdar ortaç, demet akalın dinleyen güruh yerine bambaşka bir halka sahip olurduk. işin toplumsal etkilerini düşünürsek de belki o durumda biraz olsun gelecekten umutlu olurduk..
  • 14.09.2013 'da gerçekleşen ekşifest 2013 'de sahne almış değerli müzisyenlerden oluşan gruptur lakin ömrümün 15-20 senesini performatif müziğe adamış biri olarak böylesi yetenekli* müzisyenlerin neden insanlara daha farklı daha yeni daha güzel bir şeyler sunmak için en ufak bir çaba sarfetmemesini anlamış değilim. 30 yıldan bu yana halen gülpembe, halen sarı çizmeli mehmet ağa hala tamirci çırağı...
    gene çalın onları da yani hobi olarak gene çalın? ama bana farklı bişeler sunun üstadlar? oha diyelim dinleyince , ne güzel akıl etmiş diyelim, yuh soloya bak diyelim sesimiz kısılsın bağırırken ellerimiz acısın alkışlarken.
    bence gerçek müzisyen üretmekten asla bıkmayacak olan müzisyendir. gerisini sadece yetenekli diye tabir etmek gerekir.
    barış manço halen yaşasaydı kurtalan'ı çalıştırırdı.
  • sadece baris manco değil türkiye'nin bir çok iyi müzisyenin (bkz: cem karaca) arkasında çalmış bir grup. şu anda çarşamba akşamları yaga adlı barda çalıyorlar. vokallerini ise eski af grubunun vokalisti asrin yapıyor.
  • herkes doğu ekspresi bileti peşinde koşarken benim hayalimdeki tren bu.

    siirt, batman, diyarbakır, malatya, sivas, kayseri.. güzergahın güzelliği beni benden alıyor.

    benim bir bölgeyi, bir şehri, bir ülkeyi en çok sevmemdeki şarta uyuyor bu şehirler: hiç akrabam yok. nasıl özgürlük.

    gerçi bölgesel durum düşünüldüğünde özgür ve güvenli denilebilir mi, bilemedim. ama ben çok istiyorum. arkadaşlarım bir bir kuzey ışıklarını görmeye giderken benim hayalim bu.

    tek sıkıntım yalnız gidememek. bölge pek ilgi çekmediği için tek başıma kalıyorum ama o bölgeye daha önce hiç gitmediğim için tek başıma yola çıkmaya cesaret edemiyorum.

    ama 2018 yılı içinde gideceğim, bir yıl daha ertelemek istemiyorum...
  • zeytinli rock festivalindeyiz, 2019, gerçi artık pek bir özelliği kalmadı ya neyse...

    kurtalan ekspres'in çıkmasını bekliyoruz sahneye, alana baktım şöyle bir, 150-200 kişi ancak var, yok artık dedim, kurtalan ekspres çıkıyor ve bu kadar kişi mi geldi?!!?? biraz daha kalabalıklaşıyor ama beni hala şaşırtacak kadar az insan var...

    başlıyor konser... nasıl güzel bas çalmaktır o! bir ara ahmet güvenç harikalar yaratırken bas gitarın bir teli kopuyor, bütün profesyonelliğiyle durumu bize açıkladıktan sonra daha coşkulu çalmaya devam ediyor, az kişiyiz ama harika bir enerjimiz var. bir efsaneyi görmekten mutlu, kardeşimle havalara zıplıyoruz.

    konser bitiyor, tüylerimiz diken diken ve sahneden ayrılıyorlar, üzülüyoruz keşke cem karaca ve barış manço da hayatta olsaydı, neyse dur bakalım bundan sonra sahneye kim çıkacak diyoruz kardeşimle ve bakıyoruz alan öyle bir doluyor ki aman allahım tıklım tıklım!!

    ön taraflara sıkışmak zorunda kalıyoruz, kim çıkacak diye soruyoruz, ben fero diyorlar, kim ki o? şu "demet akalın, hadi bakalım" (sözlerini tamamen götümden uyduruyorum şu an) sözleri olan şarkıyı söyleyen adam mı?

    hakkında bir şey bilmiyorsam kimseyi eleştirmem, o yüzden dur bakalım kimmiş, nasıl biriymiş, nasıl müzik yapıyor? diye kaldık yerimizde, ben fero sahneye çıktı. arkamızda ergen-keko karışımı insanlar, hepsi bir ağızdan şarkı söylemeye başladı, dedik ki hadi bu şarkısı ergenler arasında popüler, o yüzden sözlerini biliyorlardır, neyse başka şarkı söyledi, onu da biliyorlar, başka şarkı çıktı onu da hep bir ağızdan söylüyorlar. oha dedim ya oha. bu kadar kalitesiz müziği neden dinlersiniz ki? kulaklarımızı tıkayarak kaçtık alandan, tam bir hayal kırıklığı...
    müzik dinleyicilerinin günümüzde bu tarz şarkıları tutması ve talep etmesi gerçekten çok acı... ama günümüz müziği böyle maalesef ve liseli ergenler bunları dinliyor. çok ama çok üzüldüm.

    o günden bana kalan en güzel anı ahmet güvenç'i gördüğümüz ve canlı dinlediğimiz andı.

    umarım yine kısmet olur.
  • grubun solisti hâlâ barış manço olsaydı muhtemelen kapalı gişe konser verirlerdi. ama şimdilerde belediye konserlerinde ve rock barlarda yüz kişiye falan konser veriyorlar yok parasına. yarım asırlık çınar bir grup için gerçekten üzücü. muhtemelen ahmet güvenç ölünce tamamiyle dağılıp gidecekler. şimdiden çok üzülüyorum.

    şu grup eminim amerika veya avrupa ülkelerinde kurulmuş olsa koca koca festivallerde ya da world tourlarda binlerce kişinin önünde konser verirlerdi.

    ayrıca; evet ülkemizin durumu içler acısı insanlara yemek yeme amuha goyum konsere git diyemem.
  • cumhuriyetin hüzünlü bir çizgisidir bu trenin ismi.
    bir hevesle kurtalan'a kadar tren gitmiş, sonra da on yıllar boyu o tren daha ileri gitmemiştir. zaten bırak kurtalan'ı, ülkenin büyük şehirlerinden trene binip adana'ya giden dahi kalmamıştır.
  • cem karaca ile tekrar birlesmis, hatta harbiye acikhava tiyatrosunda bir konser vermis grup.
hesabın var mı? giriş yap