137 entry daha
  • debe'den görüp atladığım havuz. *

    laf sokma sanatı ikiye ayrılır;

    * saldırı amaçlı laf sokma sanatı =>

    serengeti düzlükleri'nde hüküm süren vahşi hayatta, bazı acımasız avcıların ustalık alanı.
    "sanat sanat içindir" diyerekten işine gelmeyene, istediğini yapmayana, çıkarına uymayana, ezik bulduğuna, kolay av gördüğüne saldırır avcılar.

    bazen beslenmek (ego beslemek veya iş yerinde birinin başını yemek) bazen de sırf hobi olarak yaparlar bunu.

    atak esnasında genelde hep aynı, klişe kelimeler kullanılır.
    mesela bu sanat dalındaki son akıma göre olaylar şöyle gelişiyor; kişi kendi fikrini savunurken, karşıdakinin fikrini eleştirirken aynı zamanda onun duyguları, psikolojik durumu, ekonomik durumu, eğitim durumu, iş durumu, yengesi, görümcesi, ebesi hakkında bir şeyler atıp tutuyor kendince. (bkz: ona buna psikolojik hastalık yapıştırma ekolü)

    güven özveri tecrübe istiyor bu sanat. yapabilene gerçekten saygı ve hayranlık duymak lazım. çünkü dikiş makinasının iğneyi kumaşa takır takır sokuşu gibi dakikada on yüz bin kelime sokabiliyor bu sanatçılar. beeyle şaşkın şaşkın bakakalıyorsun. saygıyla reverans yapıp moonwalk'la uzaklaşıyorsun. başka n'apacaksın?

    * savunma amaçlı laf sokma sanatı =>

    durup dururken değil cevap niyetine yapılır. daha doğrusu lafı uzatmamak için "tamam yeter" mealinde uygulanır.
    karşıdakine sadece ayna tutulur. yani karşıdan gelen laf, alay, trip, tavır vs. toparlanır dürülür ve iade edilir sadece. bu nedenle saldırı amaçlı laf sokma sanatı kadar zor sayılmaz.
    serengeti düzlükleri'nde hüküm süren vahşi hayatta, kolay av olarak görülen bazı canlıların hayatta kalma çabasıdır.
    doğuştan dingin olmayan kişiler için biraz zor olabilir tabii.
    saldırıya, saldıranın seviyesine düşerek veya yükselerek değil, hiç duruşunu bozmadan sakin sakin, ilber ortaylı dinginliğiyle* cevap vermek...
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap