• liam neeson'ı ebediyete kadar jean valjean olarak görmemi sağlayacak bir adet sinema uyarlaması da mevcuttur.

    --- spoiler ---
    en sonunda jean valjean'ın yüzündeki muazzam ifadeyle tempolu yürümeye başladığı, ve ayakkabılarının arnavut kaldırımda çıkardığı ses...

    bu sahnenin bende yarattığı duygu selini ifade edebilecek nitemele sıfatı olduğunu sanmıyorum herhangi bir dilde.

    --- spoiler ---
  • 1998 yapımı liam neeson'un jean valjean, uma thurman'ın da fantine rolunde oynadığı film uyarlaması son derece başarısızdır. başarısızdır çünkü kitaba uygun değildir. koskoca sefiller'in filmini yapıyorsan romana uyacaksın.. yok beğenmiyorsan eğer, o zaman kendin yaz bir roman onun filmini çek.
  • klasik tanımını hak eden bir victor hugo romani.
    ama klasikten kastım sadece 'edebi klasiklik' değil, ayni zamanda 'bayağı, sıradan' anlamlarını ifade eden klasik.
    eger roman teknigi acisindan incelenirse , gereksiz yinelemeler, tesaduflerin boyutu, kahramanlarin tek yonlulugu gibi bir cok bakimdan oldukca zayif bir romandir. ayrica tamamen yesilcam'dan alışık olduğumuz tesadüfler üstüne kurulu olmasinin yaninda, yine yesilcamdaki gibi kahramanları da tek yonludur: ya erol tas gibi kotuyse tam kotu , ya da hulusi kentmen gibi iyiyse hep iyidirler.
    ama adeta seruven romani tadindaki konusunun ilgincligi, kurgusunun yalinligi ve hugo'nun siirsel uslubu sayesinde roman yuzyillardir bestsellerdir.
    tum arti ve eksilerine karsin okumaya deger bir roman.
  • orta ikiye giderken (bizim zamanımızda ortaokul vardı.ya yaa! rüştiye mi deseydim yoksa ? ) türkçe dersi dönem ödevi olarak okuyup özetini çıkartmak ve analizini yapmakla görevlendirildiğim kitap.

    yalnız öğretmen en az dörtyüz sayfalık bir versiyonunun bulunmasını şart koşmuştu.fakat yaşadığımız ilçede bunu bulabilmek için oldukça sıkıntılı bir süreç yasamıstık..babamla kitap satan çoğu yeri dolasmamıza rağmen muvaffak olamamıştık bir türlü.en son gittiğimiz dükkandan oldukça umutluydum.nur yüzlü bir dede işletiyordu.bir kaç ince ceviriden sonra bana iki ciltlik bir versiyonunu gösterdi.sevinmiştim ama ciltlerin toplamda kaç sayfa ettiğini öğrenmeden yapamazdım. topladım sayfaları.nitekim toplamda dörtyüzden azdı sayfa sayısı."bunun sayfa sayısının dörtyüzden fazla olması gerekiyo benim için " dedim..dedenin yüzü birden değişti."olur evladım... sen yarın gel,ben eksik sayfaları bu gece yazar dörtyüze tamamlarım" diyerek atar yapmış ve kitapları sertçe toplayıp hışımla rafa geri tıkıvermişti.az önceki nubar terziyan'ı aniden erol taş'a dönüştürmek için ne yapmıştım? tanrım günahım neydi?

    netice itibariyle istanbul'dan getirttik de ödevi teslim edebildim.ama şimdiki aklımla bana en az dörtyüz sayfalık versiyonu şart koşan öğretmenimi takdir ediyorum.çünkü jan valjan, javert, fantine,cosette,maryüs,maryüs'ün huysuz dedesi jilnorman, maböf dede ,korkunçluk kumkuması thenardier çifti, bu çiftin çocukları ponine ,zelma ve ghavros'un hala hafızamda canlı canlı duruyor oluşlarını o'na borçluyum..kısaltılmış çevirisi olsaydı victor hugo'nun bu karakterlerle ilgili eşsiz tasvirlerinden mahrum kalıcaktım zira.
  • kaç kere okudum bilmiyorum bu kitabı. her okuyuşumda farklı şeyler hissettim, her seferinde üzüldüm küçük cosette'ye, jean valjean her seferinde daha büyük daha güçlü göründü gözüme. hani iz bırakan kitaplar vardır ya, işte hayatımdaki en büyük izi bu kitap, kitaptan da öte bu kitaptaki yaşamlar bıraktı bende. keşke herkes okusa, leşke herkese okutulsa, eminim herkesin kendini bulabileceği bir karakter, bir anı vardır bu kitapta.
  • liseli kuzenimin "dan brown'un kitaplarında bir kişi en sonda mutlaka başka bir kişi olarak karşımıza çıkıyor ya, bunda o olay sürekli yaşanıyor" diyerek 23 yaşında okumaya başlamama neden olduğu kitaptır.
  • usta victor hugo' nun kanımca tüm insanlık için ölümsüz eseri..

    benim için 1994'tür ayrıca sefiller. 1994'te bir yaz ayıdır, elimden asla düşürmediğim kitaptır..
    ve valjan mutsuzluklar içinde mutluluğu arayan, asla umudunu bırakmayan, dimdik bir adam.
    2.cildini bulamadığım için, sefiller'in devamı yarım kalmıştı..sonra uzun yıllar öylece eksik bıraktım öyküsünü valjan'ın kalbimde. ta ki bir gün lisedeki kütüphanede o 2.cildi buluncaya dek..tamamlandı öykü birden ve cossette hep mutlu oldu, neyse ki.

    ve victor hugo' nun güzelim şiirlerinden biri;

    "ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
    dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
    sevmek için güzele mi bakmalı?
    çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
    hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
    özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
    hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
    saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
    solması için gülü dalından mı koparmalı?
    pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
    öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
    saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?"
  • bille augustun 1998'de liam neeson, geoffrey rush, uma thurman, ve claire danesin başarılı oyunculukları ile çektiği versiyonu çok güzeldir. anlayana sürü sepet mesaj yağdırır: hayattaki asıl ve değişmez doğruların en berbat yanlışları yaparak öğrenilebileceğinin, öğrenilenlerin sadece kendinde değil, başkalarının hayatları üzerinde nasıl büyük ve anlamlı değişiklikler yaratabileceğinin, onurun, bağışlamanın, daha önemlisi insanların bireysel ve toplumsal değerlere ve özellikle özgürlüklerine başkalarından merhamet bekleyerek değil, ancak bilfiil kendileri eyleme geçerse sahip çıkabileceklerine... dair
  • malatya il milli eğitim müdürlüğü ve nt mağazaları malatya inönü stadı’nda, aynı anda aynı yerde aynı kitabı okuyan en kalabalık topluluk dünya rekorunun kırılmasını sağlamışlar. 22000 kişi aynı anda sefiller'i okumuş. hatta bu rekor denemesi için malatya'da okullar filan tatil edilmiş. haber linki burada.

    şimdi de haberden bir fotoğrafa bakalım. bir ambulansın önünde iki amca ellerinde bir a4 kağıdını yanlamasına tutuyorlar. habere göre sefilleri okuyanlar bunlar olmalı.

    oysa sefiller kitabı neye benziyor şuradan görebiliriz.

    sanıyorum nt mağazaları'nda sefiller'i böyle satıyorlar ve malatya il milli eğitim müdürlüğü sefiller'in neye benzediğinden bihaber.

    sefiller sizi.
hesabın var mı? giriş yap