• perşembe sınav çıkışı uçarak gideceğim film
  • az önce izlediğim bir baş yapıt . yıllardır beklendiğine değmiş kesinlikle. bir noktada filmden kopup sadece fırça darbelerini izlemeye dalmış olarak buldum kendimi. yüzün üzerinde ressam tarafından çizilmiş altmış bin kareden oluşan mükemmel bir eser. izlemeyen herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. tüm sinemalarda yokmuş sanırım bu beni biraz üzdü, cumali ceber izletmek yerine bu yapıtları izleten sinemaların sayısının bir an evvel artmasını ümit ediyorum.
  • satırlarca yazı yazmıştım şuraya. fakat hepsini sildim. uzun uzun anlatmaya gerek yok.

    meraklısı olan kaçırmasın. mükemmel bir yapıt.

    ps: sinema salonlarında patlamış mısır yenmesini icat edenin allah belasını versin. arkamdaki eleman ilk seans şap şap şap yiye yiye kanser etti beni.
  • van goghu ilk kez ortaokulda resim öğretmenim sayesinde tanıdım. yaptığı bir tabloyu göstererek neden çiftçilerin ellerini vücutlarına oranla büyük çizdiğini sormuştu bize. sonrasında da çiftçilerin hayatlarını idame ettirmek için en çok kullandıkları uzuv olan ellere dikkat çekmek için bunu yaptığını söylemişti ve tabi ki hayat hikayesinden, kestiği kulağından bahsetmişti. resme ne yeteneğim ne de ilgim yok ama bu ressam o zamandan sonra baya aklımda yer etti.

    geçen yıl ise hakan gerçekin tek başına van gogh un hayatını canlandırdığı aynı isimli tiyatro oyunu ile hayatına dair daha çok şey öğrenmiş oldum. ailesine layık olmaya çabalaması, yaptığı işlerde tutunamaması, ilişkilerinin yürümemesi, kardeşinin yardımıyla geçinmesi, hastalığı ve intihar edişi...tablolarında hep ne görüyorsa onu çiziyor oluşu ve hastalığının arttığı dönemde de gördüklerini resmetmesi. özellikle yıldızlı geceisimli tablosunun hayal ürünü değil de onun algıladığı bir yıldızlı geceyi resmetmiş olması hastalığını görmek açısından acı verici olsada tablonun güzelliği insanı büyülüyor.

    vee loving vincenttabi ki duyduğum andan itibaren gitmek için sabırsızlandığım bir filmdi. 2017 yılının kapanışını onunla yapmak istedim. film van goghun ölümünden sonrasını anlatıyor. büyük emek verilmiş. izlerken tabloların bir parçası oluyormuşum, sanki fırçayla vücuduma dokunuyorlar ve alıp ekrana sürülüyorum , o tablolardaki fırça darbelerinden biri oluyorum hissini yaşattı bana. daha nasıl anlatılır bilmiyorum. sadece gidin ve izleyin derim.
  • tam anlamıyla mükemmeldi. vincent'a dair her detay güzelce işlenmiş. büyülendim ve bu büyülenme hali filmden bir saat sonra bile devam etti.

    oturanın kıçına demirin battığı o dandik mi dandik sinema koltuğuna, film boyunca parlaklığı düşürmeden telefonuyla ilgilenen biraz daha zeki olsa geri zekalı olacak hanımefendiye ve patlamış mısır yedikten sonra filme affedersiniz geğirik sesleriyle eşlik eden aklı evvel adama rağmen büyülendim.

    tam paramla rezil olduğumu düşünüp sinema salonunu küfrede ede terk edecekken bir şey beni durdurdu ve izledim bitene kadar. her şeye rağmen film içine çekti beni. bittiğinde van gogh'un kardeşine yazdığı mektupları okumak için büyük bir istek duydum. o ne güzel filmdi öyle, ne güzel adam.

    sırf ortada 120'ye yakın sanatçının emeği olduğu için dahi gidilecek film.
  • az önce salondan çıktım sıcağı sıcağına bir şeyler paylaşmak istedim.öncelikle filme gitmeden önce yapımla ve konuyla ilgili kısa bilgiler edinmenizde yarar var.çünkü alt yazılar ve sahneler özellikle filmin başında o kadar hızlı akıyor ki siz konuyu anlamaya çalışırken filmin yarısı geçmiş olabilir.filmden sonra insanda yağlı boya tablo yapma isteği uyanabilir.o kadar güzel renkl ve ışık kullanımı var ki sahnelere hayran kalmamak elde değil.gelin kendinize bir iyilik yapın 2018 e şahane bir filmle başlayın.üstelik kullanılan teknik sinema tarihi için bir ilk.imdb reis kaç puan verir bilmem ama benimki 10/8,5
  • çok az sinemada oynatılan film. tam da bu hafta bu filme niyet etmiştim ki vodafone bana ne var kampanyasindan sinema bileti kazandım evren birlik olmuş van goghsuz kalmayayim diye bana oyunlar oynar dururmuş. yıllar önce başka bir digital sergide de izlemistim van gogh eserlerini dev ekranlarda seyrettikten sonra buraları doldururum artikin...
  • (bkz: with a handshake. your loving vincent.)

    buna sinema demek film demek animasyon demek çok büyük haksızlık olur. müzik, resim, sinema... hayatımda izlediğim en güzel şeydi. kulaklarım ve gözlerim sanatla ve yaşla doldu taştı...
  • resim sanatını sinemayla buluşturmuş,çok emek verilmiş takdire şayan,ruha ve gözlere şölen bir eser.harikaydı.kıymeti bilinir umarım.
  • "ı want to touch people with my art. ı want them to say 'he feels deeply, he feels tenderly'"

    resimler, sanat için gittik, hikaye için gözlerimiz dolarak çıktık.

    10/10

    keşke herkes senin kadar güzel görebilseydi dünyayı.
hesabın var mı? giriş yap