luciano pellicani

• aşağıdaki metinlerine, bir çeviri makalede yer verilmiş şahsiyettir:
  
  "modernitenin yerleşik bir tanımına göre sanayileşme rasyonalizasyon ve bürakratikleşme onun temel öğeleridir."
  
  "...modernitenin 'haklar ve özgürlüklere dayanan tek uygarlık' olduğu gerçeği..."
  
  "augusto del noce, moderniteyi 'yaratılıştan totaliteryan' bir kültür olarak tarif eder."
  
  "adorno ve horkheimer bu sahte sosyoloji klasiğinde 'toplumsal özgürlüğün aydınlatılmış düşünceden ayrılamaz' olduğunu teslim ederken, 'asıl tarihi formların (beraber dokunarak birleşen) -sosyolojik kurumların- insanlığı, yeni bir çeşit barbarizmin içine batıran tersine çevirmenin tohumlarını zaten içerdiğini' iddia eder." (max horkheimer ve teodor adorno'ya atıfla... bahsedilen "sahte sosyoloji klasiği" bunların ortak eseri "dialectic of enlightment")
  
  "...onun mitolojiden arındırma ile ilgili mahvedici işleri de dünyayı büyüden kurtarmış ve 'herşey imalat ve idare kisvesi altında' görünürken ..." (aydınlanmadan söz ediyor... yine max horkheimer ve teodor adorno'ya atıf var)
  
  "marcuse'un 'sınıf gerçeği özgürlüğü yalanlar ya da daha doğrusu onu soyut bir düşünceye dönüştürür' demesinin ve arkasında kapitalist-burjuva toplumunun ölümcül derecede baskıcı doğasını riyakarlıkla gizleyen bir dış görünüş olarak anayasal devletin sivil hakları koruma geleneğini görmesi..." (herbert marcuse'a atıfla)
  
  "'ileri sanayi uygarlığında hakim olan rahat, engelsiz, mantıklı bir demokratik özgürlüksüzlük halk egemenliği aldatmacası tarafından canlandırılan ve tamamen sistemin her şeye gücü yeten yöneticilerince zekice ekilen 'sahte ihtiyaçların' doyuruculuğuna dayanan teknolojik ilerlemenin bir işareti.'" (herbert marcuse'tan alıntı)
  
  "...'baskıcı topluma' yol açan şey, insanları özgürleştirmenin yerine onları 'teknolojinin maddeleştirmenin en büyük aracı' olduğu bir sistemin içine hapseden aydınlanma kültürüdür." (herbert marcuse'a atıfla)
  
  "...max weber'in belirttiği gibi insanların 'tanrısız ve peygambersiz' yaşamaya mahkum edildiği bir duruma yol açtı." (max weber'e atıfla... aydınlanmadan söz ediliyor)
  
  "modernite, ... üretim güçlerinin sınırsız gelişimi ve doğanın bilimsel-teknolojik manüplasyonuna indirgenemez. o yalnızca bir zivilisation değil aynı zamanda kültürdür. daha doğrusu temel özellikleri: 1)seçme davranışı, 2)hukukun egemenliği, 3)vatandaşların haklarının evrenselleştirilmesi, 4)değişimin kurumsallaştırılması, 5)kültürel laikleşme, 6)alt sistemlerin otonomisi, 7)rasyonalizasyon olan sui generis bir uygarlıktır."
  
  "seçme davranışı belki de modernitenin en tipik özelliğidir. çünkü geleneksel karşı konulmaz normatif bir güce sahiptir. geleneksel toplumda seçme davranışı en küçük bir dereceye indirgenir. geleneksel herşeyi ve herkesi yönetir, her bireyin statü ve sorumluluklarını tayin eder."
  
  "geleneksel toplumlarda yaşayan insanlar geleneğin kişisel olmayan emirlerine boyun eğdirilir, her yana yayılmış olmasına ilaveten, kendisini dokunulmaz olarak sunan bir kutsallıkla doldurulmuş olan normatif yapıları değiştirmek için ya çok az seçme hakları vardır, ya da hiç seçme hakları yoktur, çünkü kutsal 'özellikle değişmez olan bir şeydir.'" (max weber'e atıfla)
  
  "yeni için sorgulanmaz bir şiddetli arzu moderniteye hükmeder. o yeniliği, en az geleneksel uygarlığın nefret ettiği kadar çok sever."
  
  "...modern toplum geleneği bir manevi miras olarak değil fakat bir teknikler, kurumlar, davranış biçimleri ve mütemadiyen değiştirilen, yenilenen, meydan okunan ve hatta reddedilen değerler seti olarak görür. modern toplum açısından gelenek kutsal değildir."
  
  "bir tanım yapmak gerekirse pazar, insanları geleneksel ve mantıksal engellerinden kurtulmaya, onları diğer kültürlerle iletişime geçmeye ve mübadele edilen şeylerin sadece mallar değil aynı zamanda fikirler, değerler, teknikler ve kurumlar olduğu bir ilişkiler sistemine girmeye 'zorlayan', sınırları olmayan bir sistemdir."
  
  "bolşevik devrimi: 1)parti-devletin ideolojik diktatörlüğünü kurumsallaştırarak seçme davranışını ortadan kaldırdı; 2)üretim araçlarını kamulaştırarak sivil toplumun özerkliğini yok etti; 3)marxizmi zorunlu bir devlet ortodoksisi düzeyine çıkararak laikleşme sürecini tıkadı; 4)'tebalar toplumundan' bir 'vatandaşlar toplumuna' geçişi engelledi; 5)çarlık rejiminin sanayileşmeyi başlatmak için kurumsallaştırdığı her türlü hukuk kuralını yok etti; ve 7)heterojen yaratıcılığın kaynaklarını kuruttu."
  
  "...ekim devrimi ve telkin ettiği ..., bazı siyaset bilimcilerin iddia ettiğine göre 'totaliteryan modernleşme' değil fakat, tanrı vergisi partinin putperestlik kabilinden kültlerin kurumsallaştırılması yoluyla 'kutsal toplumun' restorasyonunu amaçlayan, batı uygarlığının bireyciliğine karşı mukaddes tepkilerdir." (küçük tırnak içindeki ifade john kautsky'ye ait... ayrıca samuel huntington ve robert daniels'a atıflar var)
  
  "...totaliteryan devleti yves ternon'un 'ağır ceza devleti' dediği şeyden tamamen farklı..." (yves ternon'a atıfla)
  
  "...'nihai mücadele' -bolşevik dilinde nazilerin 'nihai çözümüyle' aynı anlamda bir ifade-..."
  
  "...komünist devlet 'hiçbir hukuka bağlı değildir.'" (lenin'e atıfla)
  
  not: "modernite ve totaliteryanizm" başlığı ile, 1998 yılında yayımlanmış yazısının özgür emir tarafından çevrilerek ağustos/99'de yayımlanan makalesinden, yazımı neredeyse tamamen korunarak alınmıştır.
  
  iki de dipnot var, çarpıcı:
  
  "'totaliteryan politikalarla bilimsel ve teknolojik kaynaklar arasında sıkı bir ilişki vardır. bunlar olmadan totaliteryanizm belli sınırların ötesine gidemez... teknolojik gelişmenin belli bir düzeyi totaliteryan rejimin varlığı ve sürekliliği için gereklidir.'" (domenico fisichella'dan alıntı)
  
  "gramsci'nin marxizmi hıristiyanlığı öldüren bir din olarak tanımlamakta ve yeni düzenin inşası istikametinde 'modern prens' -parti devletin- ilahi ve kesin emrin yerini alacağını iddia etmekte tereddüt etmemesi..." devamında "daha az zarif fakat temel olarak goebbels'in nasyonel sosyalizm tanımıyla aynıdır: 'en mistik ve kelimenin derin anlamının olduğu bir din'" (i.glomstock tarafından alıntılandığı belirtiliyor)