• si.tir lan ordan. aktif ve pasif gaz koruma programından bahsediliyor o belgelerde. hava silahlanma tahakkukundan bahsediyor. 2. dünya savaşı kapıda hem kendini koruyacak hemde caydırıcı olacaksın. amaç buyken kendi halkını gaz saldırısından koruma çabasını çarpıtarak insanları yanıltma buradan . gerçekler aşağıdaki linkte uzunca açıklanmış.
    (bkz: https://www.sozcu.com.tr/…-kandiriyorsunuz-5511341/)
  • torpilli yengeye mani düzdüm diye fi tarihinde girdiğim entry yüzünden 1 ay çaylak yapılmıştım.

    şimdi gidip bu iftiracı şerefsizin istediği gibi at koşturmasına izin veriyorlar. çifte standardınızı sikeyim.
  • atatürk'ün hayatındaki en zor günü 26 ağustos 1922'dir.
    bunu kendisinin kaleme aldığı yazılarından anlıyoruz. çünkü bu tarih türklerin anadolu'daki son bağımsız günü olabilirdi. atatürk de bunun bilincindeydi. devlet 1911'den beri tam 11 yıldır savaştaydı ve tükenmek üzereydi. cephane bitiyordu.

    atatürk 1921'de sakarya savaşı'nı kazandı fakat ordunun önemli bir kısmı firar etti. üstelik mevcut subayların çoğu şehit oldu. yunan ordusu ise ankara önlerinden çekilip afyon-eskişehir eksenine ingiliz destekli "muazzam" bir savunma hattı kurmuştu.
    ingilizler bu savunma hattı için "türkler 6 ayda geçerse 6 günde geçmiş sayabilirler" diyordu. savunma hattı o kadar sağlamdı. atatürk de bunun bilincindeydi. uzun süre vuruşamazlardı. savaş uzarsa cephane, erzak, para vs yetmezdi. batı anadolu yunan toprağı olurdu.
    bu nedenle düşmanı tek vuruşla imha etmek ve anadolu'dan atmak gerekiyordu. atatürk bu iş için riskli bir plan oluşturdu. ya büyük bir bozgun ya da büyük bir zafer olacaktı. bu planı sadece iki mustafa biliyordu:
    mustafa kemal,
    mustafa fevzi...

    yunan ordusu ertuğrul bey, osman bey, orhan gazi gibi tarihi şahsiyetlerin mezarlarını çiğniyor, üç osmanlı başkentinde türkleri aşağılıyordu. meclis savaşmak için atatürk'e baskı yapıyordu fakat atatürk meclise 27 temmuz'da futbol maçı düzenlettiriyor, ağustos ortalarında çay partisi verdiriyordu.
    türk'ün savaşı hileli olur. ve zaten savaş ustaların hilesinin galip geldiği stratejik bir oyundur. attila'dan kılıçarslan'a, selçuk bey'den fatih'e, timur'a ve mustafa kemal'e... türk tarihi savaşta hileyi sanatçı gibi kullanan mareşallerle doluydu.
    futbol maçı ve çay partisi işin hilesiydi. mustafa kemal savaşın son hazırlıklarını yapıyordu.
    meclis'te atatürk öyle eleştiriliyordu ki... bu eleştirileri duyan yunan ordusu, türklerin içine düştüğü durumdan keyif alıyor, rahat bir şekilde olan biteni izliyordu. atatürk'ün istediği de buydu. o, muhaliflerini de hilenin bir parçası haline getirmişti.
    savaştan birkaç gün önce, meclisin çay partisi verdiği esnada hızlıca konya'ya geçti. telgraf ve posta teşkilatı basıldı. kontrol altına alındı. mustafa kemal’in geldiğini düşman kuvvetlerine duyurmak artık mümkün değildi. oradan cepheye geçti. savaş planı masaya kondu. paşalardan itiraz eden oldu.
    harbiye'nin eski stratejisti yakup şevki paşa itiraz etti. paşa'ya göre bu delilikti. kaybetme riski yüksekti. başarısızlık halinde ankara düşer, milli mücadele kaybeder, anadolu tamamen işgal edilirdi.
    plana göre cephanenin ikmali mümkün olmayacaktı. yani kurşun biterse işimiz kılıçlara kalacaktı. makineli tüfeğe karşı kılıç... yakup paşa buna onay veremiyordu. haksız sayılmazdı.
    atatürk "ikmali düşmandan yaparız" demişti. yani düşman ele geçirilemezse tüm ordumuzun imha edilme riski olacaktı.

    tartışma uzayınca atatürk "uğraşa uğraşa, ancak 1 yılda düşmanla az çok denk bir hale gelebildik. bir daha bu gücü oluşturamayız. bu sefer kesin sonuç almak, savaşı bitirmek zorundayız. bunun için de, tehlikesine rağmen, bu planın uygulanmasından başka çare göremiyorum" dedi.
    yakup paşa "bu planla kaybedersek bize vatan haini derler. bu meclis bizi asar" diye itirazını sürdürünce atatürk net konuştu:
    "korkmayın paşam. sorumluluk bana aittir. kaybedersek beni hemen asarsınız!"
    peki ne yapılacaktı? plan neydi? esasen yakup paşa haklıydı. atatürk'ün planı ters cepheydi. taarruzdan bir gece önce ordunun neredeyse tamamı mevzileri terk ederek yer değiştirecekti. bu durum fark edilirse koca ordu hareketli halde yakalanır ve bir gecede imha olabilirdi.

    taarruzdan bir gece önce, 25 ağustos günü, hava karardıktan sonra ordu harekete geçti. cepheyi terk ederek, şuhut dağları arasından, bir patika vasıtasıyla yunan hattının güneyine sızdı. kimse fark etmedi.
    koca milletin kaderini değiştirecek ordu, koca toplar, silahlar, onca yük... sessiz sedasız şekilde şuhut dağlarındaki bir patikadan varması gereken yere vardı.
    yüzyıllar önce istanbul’u fethetmek için gemileri dağlardan aşırıp denize, haliç’e, indiren türk zekası ve cesareti yunanlıların ve ingilizlerin 6 ayda geçilemez diyerek kurduğu güçlü ordularını, bir gecede dağ patikasından hissettirmeden sessizce toplarını geçirerek arkadan kuşatıyordu.
    sabahın ilk ışıklarından biraz önce bombardıman başlayacaktı. dakikalar geçmek bilmiyordu. tan ağarmaya başladığında ismet paşa bombardımanı başlatacaktı. fakat hiç hesapta olmayan bir şey oldu. etrafı sis bastı. toplar kör olmuştu. bu şekilde bombardıman başlamazdı. herkes şaşkındı. hava gittikçe aydınlanmaya ve fark edilme riski yükselmeye başlamıştı. sis dağılmıyordu. mustafa kemal tepedeki karargahından çıktı. canı çok sıkılmıştı. sis dağılmıyordu. yapacağı hiç bir şey yoktu. oldukça stresli görünüyordu. vakit akıp gidiyordu. bir ara yerinden ayrıldı. bölgedeki kayalıkların bulunduğu yere gitti. yalnız başına kayaların arasına girdi. etraftakiler şaşkındı. kaybolmuştu. yoktu. bir süre sonra kayalıktan çıkıp yürüdüğü esnada ekipten biri makinesini aldı ve o tarihi anı fotoğrafladı.
    havanın iyice aydınlanmaya başladığı saniyelerde sis bir anda dağılmaya başladı. düşman mevzileri görünür hale geliyordu. vakti gelmişti. derhal bombardıman için ismet paşa'ya talimat verildi.
    26 ağustos 1922 günü, saat 05:30'da türk topları sessizliği bıçak gibi yırttı.
    cephane kısıtlıydı. topların düşman mevzilerini yok edene dek bitmemesi gerekiyordu. aksi halde taarruz yapılamazdı. üstelik ordu dağlık arazide çok ters bir halde kalacaktı.toplar birbirini ardına ateşlenirken, mustafa kemal'in stresi arttıkça artıyordu! yaveri ve koruması yarbay muzaffer kılıç onunla birlikte bombardımanı izlerken, mustafa kemal'in fısıldadığı cümleleri işitti:
    “ya rabbi! sen türk ordusunu muzaffer et! türklüğün ve müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme!"
    bu duayı defalarca söyledi.

    türk topları yunan mevzilerini tam isabet vuruyordu. yunan karargahı bu baskını "gerçek taarruzu gölgelemek isteyen kandırmaca" olarak algılamıştı. asıl hamle doğudan bekleniyordu. oysa ordu güneydeydi. hile adım adım işliyordu.
    türk topları kısa sürede yunan mevzilerini parçaladı. sıra türk askerindeydi. tepeler birer birer sarılıp ele geçirilmeye başlandı. bu sırada yunan karargahı, izmir'de bulunan yunan başkomutana erişemiyordu. çünkü telgraf hatları kesilmişti.
    gelen haberler nedeniyle karargahın kafası karışıktı. güneydeki baskın gerçek bir taarruz muydu yoksa şaşırtmaca mıydı karar verilemiyordu. komutan trikupis her ihtimale karşı birlik kaydırmaya başladığı sırada yunan başkomutandan telgraf geldi.
    başkomutan hagi anesti, baskının bir şaşırtmaca olduğunu düşünüyordu. bu nedenle birlik kaydırma hamlesi durduruldu. bu esnada türk ordusu bölgeyi iyice ele geçirmeye başladı.
    yunan başkomutan izmir'deydi. ama türk başkomutan bizzat cephedeydi!
    ertesi gün, hava ağarırken ikinci bir taarruz gerçekleşti. türk askeri afyon'a girdi. mustafa kemal, karargahını derhal afyon'a aldırdı. savaşın içinde olmak istiyordu. taarruzun adı kurt kapanı'ydı! mustafa kemal ve mustafa fevzi planı sayesinde git gide yunan ordusu çevreleniyordu.
    yunan ordusu çekilmeye başladı. yunan karargahı hileyi geç de olsa tamamen sezmiş ve tüm ağırlığı güneye kaydırmaya başlamıştı. bu defa yakup şevki paşa kuzeyden taarruza kalkmış ve yunan ordusunu şaşkına çevirmişti.

    ağutos'un 29. günü türk ordusu yunanı dumlupınar'da çevreledi. düşman kurt kapanına girmişti. türk askeri süngü hücumuna kalktığı esnada atatürk adeta sinir boşalması yaşadı. ateş hattına gitti. siperlerin üzerine çıktı. "hagi anesti! gel de ordularını kurtar!" diye haykırdı!

    ağustos'un 30. günü yunan ordusu imha edildi ve kaçmaya başladı. fakat ordunun geri çekilip mesafeyi yeniden mevzilenmemesi gerekiyordu. bu nedenle atatürk o tarihi emrini verdi:
    “ordular! ilk hedefiniz akdeniz'dir! ileri!”

    ağustos'un 30. günü kovalamaca başladı. izmir'e 400 km vardı. asker yorgundu ama emir kesindi. önce uşak'a girildi. akabinde yunan ordu komutanı trikupis, 2 eylül'de esir alındı.
    türk ordusu 400 km'lik hattı 9 günde geçerek harp tarihi açısından emsali görülmemiş bir iş yaptı. 2 eylül'de eskişehir'i, 6 eylül'de balıkesir ve bilecik'i, 7 eylül'de aydın'ı, 8 eylül'de manisa'yı geri aldı ve 9 eylül'de izmir'e girdi.
    vatan, kurt kapanı planı sayesinde düşmandan temizlendi. bugün kutladığımız özgürlüğün adı olan 30 ağustos zafer bayramı bu muhteşem zaferin taç törenidir. kutlu olsun.

    bu muhteşem zaferi sağlayan ve bizlere özgürlüğü, cumhuriyeti armağan eden gazi mustafa kemal atatürk, mustafa fevzi, kahraman türk askeri, türk milleti o aziz ruhlarınıza ebediyen nurlar yağsın.

    (alıntı)
  • ''gebersin isyancılar'' ''orospu çocuklarına az bile''
    sanıyor ki türkiye'de dersim diye bir alan vardı ve burada tamamen ağır silahlı, devlet düşmanı, ingiliz alman işbirlikçi, gelen giden tüm devlet eşrafını linç eden, barbarlar vardı. nasıl bir algı nasıl bir ruh hastalığıyla vahşete karşı tutku besliyorsa, beyin mantık devre dışı kalmış. oranın da bir vilayet olduğunu, valisi, memuru, milletvekili olduğunu, normal yaşam süren kadınlar çocuklar olan, tarım yapılan hayvan otlatılan, okul olan bir yer olduğunu tahayyül edemiyor. dersim=hain! dersim=katli vacip
    demiyor ki; sen burayı bombalıyorsun da kimin sıradan bir insan, kimin vatan haini olduğunu havadan nasıl anlayabiliyorsun! bu düpedüz katliamdır. ırkçılığını, platonik saplantılı atatürk sevgisini kenara koyup objektif olarak meseleye bakan her 90+ ıq sahibi insan bunu görür. bir insan hayatı boyunca bir çok doğru iş yapmış olabilir, ama ortada bir yanlış varsa bunu da kabul etmek gerekir! etmediğin zaman senin de o gece gündüz eleştirdiğin bağnazlardan ne farkın kalır!
    sorumlular yakalanıp idam edilmesine rağmen tüm bölge halkının batı ve orta anadoludaki gerici sünni köylere sürülmesi de asimilasyondur. meselenin bir kaç eşkıya avlamak değil bütün bir kültürü yok etmek olduğu ortadadır. bir moron değilsen anlarsın. ha moron değilken anlamamakta ısrar ediyorsan, orospu çocuğunun tillahı sensin.
  • iddia dogruysa savunulacak tarafi yoktur. bunu demek icin sucu bucu ak troll pkkli zart zurt falan olmaya gerek yok. zaten tum dunya biliyor ki tc de bu kavramlarin bir degeri yok. kim takiyor musliman turglerin argumanlarini? su terorust bu terorus diye surekli etrafa atar yapanlari kim niye ciddiye alsin. ayrica tarihi de ortada.

    kendi vatandasinla dusman gibi mucadele etmezsin. suclu varsa hukuk onunde cezalandirirsin. ermeni soykirimini savunanlar, rum soykirimini savunanlar hep ayni kisiler nedense. biri mustafa kemal donemi ike osmanmi dobemini her firsatta tokusturanlar bile is katliamlara gelince "devletin bildigi vardir" der. kufur tek millet miydi neydi? osmanlidan bu yana katliamlarin eksik olmadigi bir cografya burasi. bu sayede kimligini olusturdu. elbette katliam varsa onu yapacak kisiler de olacak. ve bolca destekci olacak.

    ben uzun suredir bunlarin inancini da ahlakini da milletini de terk ettim. cok daha huzurluyum. barbarlik bana uzaktir.
  • halkın isyan ettiği için öldürüldüğünü iddia eden bu yüzden onlara orospu çocuğu demeyi kendine hak gören bir yaratık ihtiva eden başlıktır.

    siz "isyan etmişler" deyince o halk isyan etmiş olmuyor. bunun belgesi, mahkemesi olur. var mı?
    ben söyleyeyim yok.

    tek söylenen, karakol basıldığı ve bir askerin öldürüldüğü ve köye giden bir köprünün de imha edildiği.

    bunun için köy köy, mezra mezra, kasaba kasaba, "bütün bir halkı" imha etmeye kalkmak ve bunu savunmak ahlaksızlığına kalkışmak, bilip bilmeden yorumlar yapmak, düpedüz cehalettir, faşistliktir, şerefsizliktir.
  • dersim "isyan"ında zehirli gaz kullanıldığı doğru mudur, kesin olarak bilemem ama dillendirildiğini duydum. o yıllarda çok yaygınmış, italyanlar önce libya sonra habeşistan'da (etyopyanın o zamanki adı), japonlar çin'de kullanmışlar (2. dünya savaşından sonra abd'nin vietnam macerası bir yana bırakılırsa her iki blok da iddialara göre bile ancak sınırlı olarak kullanmıştır).

    bu bir yana, dersimde ne katliam olduğu, sonrasında açıkça belgelenmiştir, ilgili bir link de aşağıdadır. gerçi benim kuşağımın, olanları öğrenmek için o kadar beklemesi gerekmedi. o günleri bizzat yaşayanlardan ziyade, sıklıkla (çocuk ve genç olarak) duyan kendi büyüklerimizden dinlemiştik. en çok tekrarlanan da kutu deresinde saklandıkları mağaranın içerisinde dumanla boğulan çocuklardı.

    dersim katliamındaki askerler konuştu

    not: böyle bir şey olmuş ya da olmamış; olasılığı üstlenip haklı diyenlere, doğal olarak kulak verecek akıl ve vicdanı kalanlara bir çift sözüm var. klavyenin tuşlarına basıp afkurmak, şu an için güçlü bildiğine sırtını yaslayarak üfürmek, yüksek perdeden sallamak kolay, gerçek yaşamsa bambaşkadır. zehirli gaz bin beter bir şeydir, insanın ciğerini söker, derisini soyar, güncel olanla kıyaslarsak covid-19 yanında bildiğiniz hiçtir. can düşmanıma dilemem, umarım başınıza da gelmez ama aklınızın bir köşesinde dursun, zamanı gelince (dünyanın şu andaki hali ve gidişiyle bilin ki herkesin sırası gelir) hatırlayın: men dakka dukka.
  • atatürk'ü hitler gibi sevenleri gördüğümüz başlık.sen "atam zihirli gazla milleti öldürmek istemişse doğru yapmış" diyorsan tam bir ortadoğu faresisin zaten.ataturkten bi halt anladığın yok.
  • oy farkının eriyip gitmesiyle trollük sektörünün prim yaptığını görmemizi sağlamış hede.
    böylelerine yatırın ve batırın tavsiyesidir.
  • bu iftiraları atan şahsı sözlük yönetimine şu metinle birlikte şikayet edebilirsiniz. buraya yazarak vakit kaybetmeyin ve başlığın entry sayısını artırmayın. kendi kendinize gaza gelmekten ve mayışlı trollere para kazanmak için ihtiyaç duydukları ilgiyi vererek tatmin olmalarını sağlamaktan başka bir şey yapmıyorsunuz.

    --- spoiler ---

    bu başlık ve #116462949 numaralı ilk entry, 5816 sayılı atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanuna göre suç içermektedir.

    sözlük yönetimince gereğinin yapılmasını rica ederim.
    --- spoiler ---

    tabi sözlük yönetimi ısrarla seslisessizharfler isimli atatürk düşmanı mayışlının açtığı başlık ve entryler için hiçbir şey yapmamakta, yazarlığına dokunmamakta. bunu da not ediyoruz, merat etmeyin. soru başlığa cevap entry girdik diye 2 hafta çaylak yapardınız bizi kanzuk, ne oldu da bu noktaya geldiniz siz?
hesabın var mı? giriş yap