• balkan savaşlarına katılmış bir kolordu kumandanıdır. balkan savaşı günlüğü isimli kitapta geçer. soyadı kanunundan sonra adı mahmut muhtar katırcıoğlu olmuştur. ahmet muhtar paşa'nın oğludur. almanya'da harbiye eğitimi almıştır ve izlenimlerime göre iyi bir subaya benziyor. yalnız biraz fazla pervasız. kaç kere adama kendine dikkat et fazla ateş hattında dolaşıyorsun diyorlar dinlemiyor. pervasızlığı askerin moralini de arttırıyor ama bir kumandanın kendine biraz daha dikkat etmesi lazım. vuku bulan bir bulgar saldırısını durdurduktan sonra taarruz yapmak istiyor. taarruzdan önce ben kendim keşif yapıcam diyerekten bulgar siperlerinin oraya atıyla dörtnala koşturunca tabi ki vuruluyor. neyse ki bir askerin de yardımıyla türk siperlerine yaralı olarak geri dönüyor. tabi bu talihsiz olay sonucu bir alt rütbedeki subay komutayı devralıyor. paşa geçirdiği ameliyat sonrası kurtuluyor.
  • demek ki neymiş, kontrolsüz cesaret
    cesaret değil; aptallıkmış.
    ee, enver paşa'nın harbiye nazırı olduğu ülkede
    içine enver paşa'nın kendini beğenmişlik virüsü
    kaçmış , plansızlığı, akılsız cüretkarlığı , kibri
    hesapsızlığı bir şey sanan akılsız paşaymış desenize?
    atatürk'ü bu adamlardan ayıran, akılcılığı, bilimselliği
    ve hesaplamadan asla bir şey yapmamasıdır.
    yoksa nasıl olsa yunan kaçıyor , dur şu anamın babamın
    memleketi selanik'i de alayım diye devam etseydi
    bugün edirne'yi bile kaybederdik.
  • çok başarılı, zeki ve cesur bir komutandı. lüleburgaz muharebesinde diğer osmanlı ordusu çekilirken bu adam ard arda zaferlerlerle ilerliyordu. ayrıca kendisi bulgarların birçok güçlü saldırısını durdurmuştur.

    çatalca hattında, yine bir karşı taarruzdan önce, tek tek incelediği tabyalardan birinin bulgarların eline geçtiğini bilmiyordu.
    bir bulgar alayı, nöbetçilerin uyumasından yararlanarak, tabyayı sabaha karşı yaptığı sızma harekatıyla ele geçirmiştir. fakat bundan bulgar ordusunun da türk ordusunun da haberi yoktu. işte burayı denetlemek ve ileri taarruza hazır hâle getirmek isterken çok ağır yaralanmış ve askerlik yapamaz duruma gelmiştir. tabya ise, bulgar ve türk orduları tarafından aynı anda bombaladı ve en nihayetinde tekrar türk hakimiyetine girdi.

    ayrıca ahmet muhtar paşanın, enver paşa ve ittihatçılar ile arası son derece bozuktur. bu sebeple ülkeyi terk etmiştir.
  • mahmut muhtar paşa; fazla bilinmeyen savunma!
    bursa'nın ipekçi esnafının önde gelenlerinden katırcıoğlu ailesine mensup sadrazam gazi ahmet muhtar paşa'nın oğlu olan mahmut muhtar paşa osmanlıların ünlü komutanlarındandır.
    9 şaban 1284'de (6 aralık 1867) istanbul'da doğan mahmut muhtar, galatasaray'da okudu ; harp okulu'na girdi ve almanya'da metz kentindeki askerlik okulundan mezun oldu; prusya ordusunda görev yaptı. 1897 osmanlı-yunan savaşı'na katılan paşa, 1900'de ferik, 1907'de birinci ferik (orgeneral) oldu..
    hareket ordusu ile işbirliği yaparak 31 mart isyancılarına karşı çıktı. 1909'da aydın valisi oldu. ibrahim hakkı paşa'nın sadaretinde, 1910'da bahriye nazırlığına getirildi..
    1912'de babası gazi ahmet muhtar paşa'nın kurduğu "büyük kabine" ismiyle anılan hükümette ikinci kez bahriye nazırı oldu..
    paşanın hayatını karartan, sonradan türkiye cumhuriyeti'ne küsüp istanbul'a bir daha dönmemesine yol açan olay, bu bakanlığı sırasında gerçekleşti.
    o sırada seyr-i sefain (denizyolları) idaresi "times ıron works" isimli ingiliz gemi yapım şirketine yaptırılmak üzere üç gemi siparişi vermiş ve peşin olarak ödenmesi gereken maliyetinin üçte biri olan 20 bin altın lirayı herhangi bir kefil aramaksızın ödemişti. bu şirket, ödeme yapıldıktan dört ay sonra iflas etmiş, gemiler teslim edilmediği gibi, ödenen 20 bin altın da geri alınamamıştı..
    olayın gerçekleşmesinden on yedi yıl sonra, cumhuriyet döneminde seyr-i sefain idaresi'nin başvurusu üzerine, bu zararın sorumlularının divan-ı âli'ye yan, yüce divan'a sevk edilmelerine karar verildi. bunların başında da, o sıralarda elini eteğini faal hayattan çekmiş bulunan mahmut muhtar paşa vardı.
    paşa bu hadiseyi haber alır almaz avukatı alaeddin nasuhioğlu vasıtasıyla "büyük millet meclisi riyaset-i celilesine takdim eylediğim 15 mayıs sene 929 tarihli layihai acizanem suretidir" başlıklı bir savunma kaleme almıştır. istanbul'da burhanettin matbaası'nda mahmut muhtar paşa tarafından özel kişilere verilmek ve mahkemeye sunulmak üzere bastırılan 15 sayfalık, özel ve sayılı baskı kitapçık, derleme kanunu henüz çıkmadığı için hiçbir kütüphaneye kayıt edilememiştir.
    yüce divan'da görülen ve cumhuriyet tarihinin ilk önemli yolsuzluk davalarından birinin en önemli ve ilk ağızdan belgesi konumundaki bu savunma, bir devrin önemli anı ve hukuksal belgelerindendir..
    savunmasından sonra paşa türkiye'yi terk edecek, mısır'da yaşamaya başlayacak ve bir daha geri dönmeyecektir..
    mahmut muhtar paşa'nın eşi, mısır hıdivi ismail paşa'nın kızı prenses nimetullah'tır. çiftin ilk çocuğu emine fuat (tugay)'ın yazdığı "bir aile üç asır" adlı kitap da bu döneme ışık tutar..
    ibnülemin mahmud kemal bey "son sadrazamlar" isimli eserinde paşanın türkiye'yi terk edişini kendine has üslubuyla şöyle anlatır:
    "bahriye nazırı iken seyri sefain idaresi içün bir ingiliz fabrikasına ısmarladığı vapurların bedeline mukabil -vaki olan ihtara rağmen- teminat almaksızın 20000 ingiliz lirası verdirdiğinden ve fabrika iflas ederek verilen para battığından divanı âlide gıyaben muhakeme edildi. altınla evrakı nakdiye kanunen müsavi iken batan parayı altun olarak vermeye mahkûm oldu. haczen istifası kararlaştırıldığından bilmecburiyye 20000 altun lira verdi. bu mesele üzerine memleketten alakasını kesti. hayatını mısır'da ve avrupa'da geçirdi.."
    mahmut muhtar paşa'nın mahkumiyetinden doğan borca karşılık moda'da bulunan ve "mermer konak" adıyla anılan köşkü de devletleştirildi.
    mahmut muhtar paşa'nın babası gazi ahmet muhtar paşa'nın feneryolu'nda bulunan köşkünün bahçesinden getirilen ünlü at heykeli de (şimdilerde emirgan'daki sabancı müzesi'ne adını veren atlı köşkün önündeki heykel) bu köşkün bahçesinde bulunuyordu. bu heykel, 1950'lerde yapılan bir müzayedede hacı ömer sabancı-vehbi koç çekişmesine neden olacak ve bu yüzden ünlü iki iş adamının arası açılacaktı..
    mahmut muhtar paşa, iskenderiye'den avrupa'ya giderken, 1935'de vapurda öldü..

    kaynak: emin nedret işli'nin ntv tarih dergisinin temmuz/2010 sayısındaki yazısından derlenmiştir..
  • paşanın moda'da bulunan ve dış cephesi mermerden olduğu için mermer konak olarak da bilinen köşkünün (bkz: mahmut muhtar paşa köşkü) içindeki çok kıymetli eşyalar, paşanın ölümünden sonra 1950'lerin başında aret portakal'ın yönettiği müzayede yoluyla satışa çıkarılmış.

    - beyaz steinway piyanosu ilham gencer'e satılmış.

    - bahçesinde bulunan at heykeli hacı ömer sabancı'ya satılıyor ki bu heykel, şu an sakıp sabancı müzesi olan atlı köşk'e adını veren heykel.

    - paşanın bahçesindeki geyik heykelini ise vehbi koç alıyor ki halihazırda divan oteli'nin bahçesinde bulunuyor.

    tek bir konaktan çıkanların bunlarsa diğer konak, köşk ve yalılardan çıkanları varın siz düşünün.
    (bkz: boğaziçi yalıları)
    (bkz: kadıköy konakları)
  • osmanlı’ya sayısız asker ve devlet adamı yetiştirmiş katırcıoğlu sülalesine mensuptur
  • soyadı kanunu sonrasında adı mahmut muhtar katırcıoğlu olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap