makatlar

• istanbul'da bir semt.
• akatlar olmasın o?
• tarihin tozlu sayfalarından çıkıp gelen, basurlular‘la kuzey sınırını paylaşmış olan uygarlık. makatlar.
  
  tarihi gelişim süreçleri birbirine çok benzer. her iki uygarlık da, başka bir şeyden çekmemiştir götlerinden çektikleri kadar. oturamadıkları için yerleşik hayata geçemeyen basurlular, zaman içerisinde anadolu'nun kuzeyine doğru ilerlemişlerdir. çünkü bu bölgede yetişen kara lahana ve patlıcanın, fistüle ve basura iyi geldiği yönündeki söylenceler o dönemde çok popülerdi. fakat, kara lahananın suyuna çömelerek oturmak suretiyle şifa bulunabileceği basurlular tarafından bilinirken, makatların patlıcanın nasıl kullanılması gerektiği konusunda hiçbir fikirleri yoktu. zaten tarihlerindeki en büyük nüfus kaybı da bu geçiş döneminde yaşanmış, uygarlığın büyük bir kısmı “patlıcandan şifa bulacağız” diye telef olmuştur.
  
  aynı dönemde, mezapotamya'da burada kol gezen “ölenin götüne pamuk tıkama” furyasının verdiği dehşetin esiri olan makatlar ise, bayır yukarı (kuzeye doğru) koşmaya başlarlar. “götünüz yiyorsa koşmay ın” mottosuyla makatlar'a duyrulan bu göç esnasında, basurlular'ın geçerken uğradıkları toprakları görüp, epey şaşırmışlardır. çünkü tuvalet diye adlandırdıkları yerler mezbağayı, siyasi kararlarını aldıkları aldıkları mekanlar da otel lobisini andırıyordu. tek bir sandalye, tek bir göt koyumluk taş… hiçbir şeyin olmayışı, makatlar'ın “çok uzağa gitmiş olamazlar” diye düşünmesine neden olmuş ve koşularına devam etmelerine zemin hazırlamıştır.
  
  karadeniz'in havadar, ıslak ve ferah topraklarında götleri bayram eden basurlular ise hallerinden oldukça memnundurlar. kadim dostları, dert ortakları makatlar'ın, mevcut bölgeye aşağıdan giriş -ki burası karadeniz bölgesi oluyor- yapmalarının ardından uzun yıllar boyu o coğrafyadaki birlik ve beraberlikleri sayesinde diğer uygarlıklara kan kusturmuşlardır.
  
  hatta kimi tarihçilere göre; “götünden kan almak” lafının, gaddar basur ve makat ordularının uyguladıkları namüsait işkence tekniğinden geldiği söylenir.