• manipülasyon: kişinin kendi bilincini, bir başkasının bilincine dikte etme durumudur. bir nevi fikir ekmektir aslında. fakat bir öğretmen-öğrenci ilişkisi söz konusu değildir burada. zira öğrenci, elde ettiği fikrin kaynağının "öğretmen" olduğunun farkındadır. oysa manipüle edilen kişi, aklındaki fikrin kendisine ait olduğuna bütünüyle inanır. o fikri özümser ve fikrin kaynağının kendi bilinçaltı olduğunu düşünür. oysa manipülatör, karşısındaki insanın bilinçaltına nokta atışları yaparak, orada bir fikrin filizlenmesine sebep olur. doğrudan karşı tarafın bilinçaltı hedef alındığı için, manipüle edilen kişi bu düşüncenin kendisine ait olduğunu zanneder. klasik bir örnek vermek gerekirse:

    -sana "filleri düşünme" dersem ne düşünürsün?
    -filleri düşünürüm.
    -evet, ama bu fikri sana benim verdiğimi bilirsin değil mi?
    -bilirim elbet.
    -peki sana, "kurak afrika savanlarında, büyük kütleli hayvanların nasıl hayatta kaldığına şaşırıyorum" dersem, ne düşünürsün?
    -fil, zürafa benzeri hayvanları düşünürüm.

    üstteki diyalog, manipülasyonun tertemiz bir tanımıdır aslında! işte bu noktada, manipüle edilen kişinin bilincine, sahip olduğu fikrin temel kaynağı unutturulmuş olur. çünkü bilinç değil, bilinçaltı hedef alınmıştır! "filleri düşünme" ifadesi bilinçaltında; "filleri düşünmemem gerektiğini karşı taraf istiyor" itkisini doğurur. bu itkinin sonucu olarak bilinç, aksi bir reaksiyon göstererek filleri düşünür. fakat bu düşüncenin, karşı tarafın diktesi olduğunun farkındadır. çünkü bilinçaltına bu mesaj gitmiştir! oysa "kurak afrika savanlarındaki büyük kütleli hayvanlar" ifadesi bilinçaltında; "afrika belgesellerindeki büyük hayvanlar" itkisini yaratır. ve bilinç hızlıca "filleri ve zürafaları" düşünür. bilinçaltı her ne kadar, ortada garip bir durum olduğunu fark etse de, alenen bir tehdit görmediği için, dikte edilen fikri kabul eder ve bilinci uyarmaz. "dur, burada bir yanlışlık var" demez! böylelikle manipülasyon başarıya ulaşmış olur. şimdi, bu saldırının ne raddeye varabileceğine dair bir örnek verelim: a kişisi, b kişisini aldatmış ve affedilmek istemektedir. ilgili manipülasyon:

    -----------------------------
    b-bunu bana nasıl yaparsın?
    a-anlatırsam, anlar mısın beni?
    b-utanmadan bir açıklama mı yapacaksın?
    a-utanmamak nasıl söz, utanıyorum. kendimden utanıyorum. hayatımdan utanıyorum. senden utanıyorum! henüz 3 yaşında ölen küçük kardeşimden utanıyorum. kendimden nefret ediyorum!
    b-...
    a-bazen düşünürdüm çocukluğumda, "bir kardeşim olsa, ona nasıl da layık ve fedakar bir ağabey olacağım" diye.
    b-...
    a-ama olmadı, olamadım. kız kardeşim henüz 3 yaşındayken lenfoma'dan vefat etti. ve allah kahretsin ki ben, ona fedakar bir erkeğin nasıl olması gerektiğini öğretemedim! madem ki öğretemedim, madem ki bu denli acımasız davrandı hayat bana, "inceldiği yerden kopsun artık" dedim.
    b-...
    a-şu hayatta hiç kimse, nefret ettiğine dönüşmeden ölmezmiş. ben de böyle böyle, kendini tanıyamaz hale gelen pervasız bir adam oldum işte...
    b-bunu bana daha önce neden anlatmadın?
    -----------------------------

    görüldüğü üzere, a kişisi profesyonelce konudan uzaklaşırken b kişisinin bilinçaltına; "alakasız bir konuya dair empati kur ve bunu aldatılmaya bir sebep say" mesajı dikte ediliyor! b kişisi de nihayet "bunu bana daha önce neden anlatmadın" sorusuyla manipüle edildiğini kanıtlamış oluyor. bu manipülasyon sonucunda b kişisinin bilincinde; "demek bu yüzden böyle biri haline gelmiş" düşüncesi filizleniyor. ve bu fikrin kendine ait olduğunu sanıyor! oysa bu fikrin tohumları alenen manipülatör tarafından kendi bilinçaltına ekilmiş, hatta sulanmış durumda! şimdiyse bir başka örnek verelim: yine aynı şekilde; a kişisi, b kişisini aldatmış ve affedilmek istemiş olsun. ilgili manipülasyon:

    -----------------------------
    b-bunu bana nasıl yaparsın?
    a-çünkü yapayalnızdım. yardım edebilecek hiç kimse yoktu! onca çabalarıma rağmen yanımda olmadın. her zaman eleştirdin ve hep beni suçladın. şimdi kalkıp arsızca bana "nasıl yaparsın" diye soruyorsun. merak ediyorum da, aynaya baktığında gördüğün kişiden utanıyor musun acaba?
    b-...
    -----------------------------

    görüldüğü üzere, b kişisinin suskunluğu, manipüle edildiğini doğrudan kanıtlıyor! zira, "ben böyle yapmasaydım, o da beni aldatmazdı, her şeyin müsebbibi benim" itkisini; a kişisi alenen b kişisinin bilinçaltına dikte ediyor. b kişisinin bilinciyse, bir utanma reaksiyonu göstererek bu itki karşısında suskun kalıyor! gösterilen diyaloglar, sırasıyla pasif ve aktif manipülasyon örnekleridir. her iki örnekte de: a kişisi, b kişisinin zihnine "onu affetmeliyim" fikrini ekiyor ve başarılı oluyor. zira b kişisi, bu fikrin kendisine ait olduğunu zannedecek kadar saf ve ahmak! çünkü birçok insan gibi, henüz tanımıyor kendisini! peki "saf ve ahmak" olmak, yalnızca düşük iq'lu insanlara özgü bir nitelik midir? tabii ki hayır! her zaman örnek verdiğim gibi: einstein'ı kandırmak seni einstein'dan daha zeki yapmaz! yalnızca einstein'ın sana güvendiğini gösterir! işte söz konusu güven, doğrudan manipülatör tarafından oluşturulur ve karşı tarafa dikte edilir. bu yüzden ne kadar zeki, ne kadar güçlü olduğunuzdan bağımsız olarak, iyi bir manipülatör tarafından ahmaklaştırılabilirsiniz! "ya x kişisi zekidir, nasıl olur da böyle bir hata yapar" dediğiniz insanlar, aslında şiddetli bir manipülasyona maruz kalmış zavallı kimselerdir! onları çok üzmezsiniz dilerim.

    yaygın bilinen kanının aksine manipülasyon, her zaman bile isteye yapılan bir eylem değildir. hatta çoğu zaman manipülatör, manipülasyon yaptığının farkında bile olmayabilir! size "seni çok seviyorum" diyen manipülatör, bilinçli olarak gerçekten sizi çok sevdiğine inanıyor olabilir. yaptığının manipülasyon olduğunun farkında bile değildir çoğu zaman! fakat bilinçaltında "acaba seviyor muyum" sorusu gezinir durur. bu yüzden en tehlikeli manipülasyonlar, bilinçsizce yapılan manipülasyonlardır! zira manipülatör, karşı tarafın zihnine ektiği fikre ciddiyetle inanmıştır. bilhassa zeki ve mantıklı bir insansanız hep tetikte olun, çünkü detaycı ve kendine güvenen aklınız bu tür şeyleri görmezden gelebilir. tekrar ve tekrar söylediğim gibi: einstein'ı kandırmak sizi einstein'dan daha zeki yapmaz! yalnızca einstein'ın size güvendiğini gösterir! ve fakat, kandırıldığınızla kalmış olursunuz! siz "siz" olun, kandırılmayın! o da olmadı “sizsiz” olun, yine kandırılmayın! her solunum yapanın bir manipülatör kesildiği şu dünyada kandırılmazsanız, hiç değilse günün birinde "yaşadım, yaşayabildim" diyebilirsiniz belki!

    çünkü we are like the dreamer who dreams, and then lives inside the dream. but who is the dreamer? unut çabuk yosun amca, unut! ve bir daha asla hatırlama! hatırlama ki hep gülesin, çok gülesin...
  • mutlu hissettiren ve tat verdiğini sandığınız şeylerden çıkın. size bahşedilen umutlardan ve içiniize yerleştirilen korkudan arının. kötü sandığınız şey aslında kurtuluşunuz
  • bu konu bir çok ilişkide de çok görülür. karşı tarafın samimiyetine inanarak ve güvenerek her anlattığınız olay size suistimal edilerek koca bir tepside sunulur. telefonda mı duyuyorsunuz bunları ? gözlerinizi tavana dikersiniz. yüzünüze mi söyleniyor ? kafanızı sağa sola sallarsınız. evet tam da burda sıradaki kişi için iyi niyet ve hoşgörü tam anlamıyla biter. sıradakilere geçmiş olsun.
  • bilgi sahibi olmaktır.
    bilgi kaynakları da manipülatif olabiliyor; demek ki bilgiden önce onu alacağımız kapının ve koyacağımız yerin standartlarını yükseltmemiz gerekiyor.
    bu, doğruyu yanlıştan ayırabilecek bir algı kapısına ve temiz bir belleğe ihtiyacımız var demektir.
    yöntem ve ölçüm teknikleri hakkında temel bilgilere sahip olmalıyız.
    bilgileri bilimin süzgecinden geçirmeliyiz.
    medya okur - yazarlığı da şart.

    herkese tavsiye: önce beyin nasıl çalışıyor, onu öğrenin.
  • karşınızdaki kişiye sizi manipüle etmesi için fırsat verdiğiniz için kendinizi eleştirin.

    bir ders daha aldınız hayattan ve bir insanı daha tanıdınız, şimdi de kendinizle gurur duyun.
  • manipüle edildiğinizin farkına vardıktan sonra; bir kısım için ise bunu, yani kendinize bunu yaptırdığınızı kabul ed-ebil-dikten sonra bir daha asla ama asla manipüle edilmeyeceğiniz özgüvenli ve karakterli insanlarla ilişki kurmanızı tavsiye edebilirim. gerçi gerçek bir manipülatörün kurbanı olduktan sonra hayata ve kendi bilincine dönmek bile zaman alıyor ama olsun.
  • genellikle ilişkilerde yaşanan bir durum olmakla birlikte muhtemelen manipülasyona uğrayan insanlar buna maruz kaldıklarının farkında değiller ve sevdikleri için sorgulamamaktalar.

    birkaç manipülasyon örneği verirsek;
    -fikirlerini, söylediklerini umursamaması
    -yalan söylemelerine ya da haksız olmalarına rağmen geçmişteki hata bile denmeyecek en küçük bir hatanızı yüzünüze vurarak kendi hatasını unutturmaları. (bu durumda kendinizi savunmaktan onun hatasını unutuyorsunuz)
    -bir sorununuz olduğunda önemsemeyerek abartıyorsun ben neler yaşadım diyerek ilgisini göstermemek
    -göstermesi gereken ilgiyi sevgiyi göstermeyip yapması gereken en normal ve basit şeyleri büyük bir şey yapmış gibi satması

    vs. vs. böyle uzayıp gider. işin özü ilişkide çok fazla üzülüp ağlıyorsanız bir konuşmaları gözden geçirin ve anında kurtulmaya bakın. asla düzelmeyecek çünkü
  • (bkz: pascale chapaux morelli)
    (bkz: pascal couderc)'in

    - “ikili ilişkilerde duygusal manipülasyon” adlı kitabı var. çerezlik 180 sayfalık. mutlaka hatmedin. notlar alın.

    kurban rolünden çıkmanızı sağlayacak, kırmızı hap niteliğinde tavsiyeler ve ilginç saptamalar var kitapta.
  • iş hayatında en iyi en melek insanın bile bilinçaltında yer alan bir olay bu

    gülünç, şaşırtıcı,bir nebze korkutucu

    önerim ise manipüle edileceğiniz bütün noktalara hakim olup gard almak
  • 1- manipülasyona uğramayın.
hesabın var mı? giriş yap