• roskilde, glastonbury ya da graspop'a kendi imkanlarıyla gidecek kadar para kazandığını düşündüğüm ve bana göre türkiyede müziği en iyi bilenlerden biridir.

    değil hıncal uluç, memleketin en ağır abisi bile hakkında yazılar yazsa , kötülese, mansur hakkında fikrim değişmeyecektir ki ciddi bir kitlenin mansur hakkındaki görüşlerinin aynı kalacağına ve her daim saygı duyacağına inancım sonsuz. neymiş efendim, mansur roskilde'ye gidemedi diye sinirlenmiş , yok ya??

    yahu bir gazeteciyle diğerlerini karşılaştırırken insanda göz olur nizam olur, müzik bilgisi olur ki elmalarla armutları ayırt edebilsin. illa mansurun yaptıklarını birileriyle karşılaştırmak isteniliyorsa bu asla ayşe özyılmazel ya da hıncal uluç olmamalı. mansur ayarında birilerini arıyorsanız bu kanat atkaya, memet tez gibi kişiler olmalı.

    ben açıkça sevdiğimiz müzik türünden anlamayan insanların mansur forutan ve ona benzeyen yazarlar hakkında yorum yapmasını kabul etmiyorum. gidin kardeşim partilere katılın, göbek atın, halay çekin, en kral yerlerde yemeğinizi yiyin, mojitonuzu için, konserlerde vip ya da protokolde oturun. karışmayın mansura. mansur üzerinden prim yapmayın. mansuru yazılarınıza alet etmeyin.. gidin kendi tarzınıza yazılar yazın..
  • "bir festivale davet edilmediği icin bir kadına kinlenebilen biri olduğu' seklindeki iddialari haketmedigini dusundugum kisidir.

    evet, gundemdeki kisinin * , kendisi yerine roskilde ye gonderilmesine bozulmustur. bozulma sebebi de parayla pulla ilgili degil, yillardir olusturduklari bir gelenegin konuyla alakasiz biri tarafindan delinmesidir. bu hadisede de son derece haklidir kanimca. yani her hafta yaptiginiz hali saha macina durduk yerde sizin yerinize bir kiz gelip oynarsa ve bunu takim arkadasim organize ederse siz bozulmaz misiniz?

    ayrica cagrilip, cagrilmama hadisesi mevzu bahis malum kizimizin, isle ilisiginin kesilmesinden sonra gerceklesmistir. eger bu olayla ilgili bir kuyruk acisi olsaydi bu gundem tam da o zaman olusurdu. simdi degil.

    olay tamamen, hasan pulur un atesledigi, hincal uluc un benzin doktugu ve kendisine bulastigi satirlardadir. eger kendisinden bahsedilmeseydi mansur forutan in oturup boyle bir yazi yazmayacagini, onu okuyan herkes az cok bilir diye dusunuyorum.

    yoksa birkac yuz euroluk ucak bileti ve otel odasi parasindan kacacak, bunun icin cemkirecek biri degildir. en azindan bana oyle gelmiyor.
  • köşe yazılarını yazdığı konu hakkında bir etkinliğe (mansur foroutan spor, rock müzik hakkında sık sık yazar) kendisi yerine basın kontenjanından o konu ile alakasız birinin gönderilmesini, o kişinin arkasının ne kadar güçlü olduğunu ispat için köşesinde yazmış kişidir. amaç üzüm yemek değil bağcı dövmektir. polemiğe sonradan katılan bir kişi olarak örnek verme hakkı olan insandır
  • "tek başına tatil için de kimse kıçını kaldırmaz. ben öyle biri değilim yani. haşmet babaoğlu gibi tek başıma yollara düşüp gizem de yapamam. kuzey ege’de sofralık zeytinyağına baktığımda eski sevgililerimin mah-cemalleri aklıma gelmez benim. gelse gelse “zeytinyağı işine girsek köşe olur muyuz” gelir. "

    http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=6473,,107
  • "demokrasimiz hala bir demo tadında" sözüyle, yüzlerce yazarın onlarca yıldır büyük bir ciddiyetle yaptığı yorumlardan ve çıkarımlardan daha açık bir anlatım sergileyen ve bunu bir maç yazısında pipisinin ucuyla yapabilen akıllı yazar. iyi fenerbahçe'li.
  • bu herifin gerek sabah'ta gerek akşam'da kopartan onlarca yazısı vardır, hatta sabahın köründe koşa koşa gazete almaya gittiğim günleri bilirim bu herifin yüzünden. sabah'ta yazmayacağını öğrendiğim gün de bütün üşengeçliğimi bir tarafa bırakıp hayatımda ilk defa birine e-mail yazmıştım, çok duygusal ve baya bir uzundu, demek ki baya bir üzülmüşüm. sonra kısacık bir maille cevap geldi: "çok teşekkür ederim, akşam'da görüşürüz."

    ulen ne günlerdi diye hayatımın belirli bir dönemi aklıma gelince mansur forutan'da mutlaka aklıma geliyor, onlarca entelektüellik abidesi kitap, yazar, köşe yazarı, ıvır zıvıra rağmen ille de mansur. hayatımın en kaygısız, en vurdumduymaz yıllarını sadece acaba yarın yazacak mı kaygısıyla geçip giden günlerden olsa gerek. vurdumduymaz derken öyle sabah kalkınca "ne giysem, saçımı nerde yaptırsam" diyen tiki kız ya da, "hacı şu kız veriyormuş" muhabbeti yapan abazan erkek öğrenci vurdumduymazlığı değil bildiğiniz sikerim dünyayı vudrumduymazlığı, ve evet ben öyleydim ve bu adam sanki beni yazıyordu.

    aynı beni.
  • kazim kanat-osman tanburaci ikilisi icin turkiye cumhuriyetinin 2. dunya savasindan bu yana gordugu en buyuk tehlike diyerek yarmis bir insan.
  • özlenendir. ergenliğimdir. ben bu adamı okumak için her gün gazete alırdım. kokoreçi hala onun sevdiği, tarif ettiğj gibi yerim; içi alınmış iyi kızarmış ekmeğe bol domatesli
  • bir çaylak entry'si okurken içinde "hangi mesleğe yatkınsınız testi" cümlesini görmemle aklıma gelen köşe yazarı. şimdilerde ne yapar ne eder? merak ettirmiştir. ha, test ne alaka? derseniz akşam gazetesindeki köşesinde (2004-2005) bir gün bu testten bahsetmiş, kendisinin de ortaokulda bu testi yaptığını ve sonucun kamyon şoförü çıktığını anlatıyordu. eğlenceli yazardı, takip ederdim. vay be aradan en az 12 yıl geçmiş.
  • bir dönem esquire dergisini yönetmişliği bulunur.
hesabın var mı? giriş yap