• cidden bunun ne ifade ettiğini bilmiyorum. bunu aşmak için twerk yapıp topuklu giyip oje mi sürmek gerekiyor? twitterda hep böyle paylaşımlarda dönüyor bu konu
    öyleyse eğer ben kırılganlığımla memnunum.
    hassas ve alıngan da bir insanım zaten
  • entel kuntel taşağı geçmeye gerek yok, hepiniz tanıyorsunuz bu erkekleri. hiç burda ağız burun yapmayın.
    bak ben halk ağzıyla anlatayım.

    -karısını çocuğunu dövmez, dışarıda şişip şişip eve gelip hıncını evden çıkarmaz.
    -iltifattan, güzel sözlerden sakınmaz. evdekileri hoş tutar, sever, bunu hem sözlerle hem davranışlarla ifade eder. çayı getiren karısına bakarak sevgiyle gülümser ve "hanım gibi hanim bee" der. bazen de kalkar çayı o getirir mesela. hanıma yardımdan sakınmaz, bilakis keyif alır.
    -dışarda patlamaya hazır bi bomba gibi kavgaya hazır dolaşmaz. sakindir.
    -kiskancligi yoktur, hanımın pazara ya da bi düğüne giderken ne giydiğine "o gözle" bakmak aklına gelmez. hanımını kendine denk görür, yaptıkları kontrole muhtaç bir astı gibi değil.
    -yatakta rahattır, eğlencelidir. sekse oynaşsız başlayıp yangından mal kaçırır gibi bitirmez.
    biter bitmez çarşafı önüne alarak (ereksiyonu kaybetmiş penisi kadından saklama çabası) kıçın kıçın banyoya koşup içerden giyinmiş halde çıkmaz. 5 dakika önce seks yapmamış gibi davranmaz.

    ne mutlu ki bu adamlar var ya. öyle cihangir mihangir değil yani, gayet sokakta sıradan insan bunlar. pazarcisindan tut, marangozuna, muhasebecisine, tesisatcisina, araba tamircisine, işçisine kadar var.

    öyle ampır ampır konuşmaya gerek yok bunların hakkında. tahsille, sosyo-ekonomik katmanla ilgisiz bu hal.
    kalpten sevmek, içten bir saygı duymak, olmayacak şeyleri tehdit olarak algılayıp saldirganlaşmayacak kadar "insan" olmak yeterli bunun için.

    saldırganlık çünkü, kirilganliktan beslenir. korkudan, çaresizlikten.
    hayvan yönümüzden beslenir.

    tehdit algılandığında bünyenin verdigi 2 içgüdüsel tepki var;
    savaş ya da kaç.

    toksik kırılganlık, işte bu "savaş" pozisyonunu; sevgilisine/ eşine, ailesine, çevresine karşı alan erkeğin durumudur.
    aslında varolmayan bir tehdit hissetmesinden dolayı "kırılgan"lığını,
    ve bu olmayan tehdide bir saldiri/baski/tahakküm tepkisi vermesinden de toksikligini anlıyoruz.

    normal koşullar altında, oda sıcaklığında hicbir erkek soğumuş çaydan, ilgi isteyen çocuktan ya da hanımın giydiği bluzun kol boyundan dolayı tehdit altında hissedip saldırganlaşmaz çünkü. saldırganlaşmamalı

    ama işte soktuğumun ataerkisi başka bi yapı kurguluyor, normalimizi manipüle ediyor.
    zaten olması gereken erkek normlarını maskülinitenin toksik kırılganlığını aşmış erkek filan gibi tanımlamak zorunda kalıyoruz.
    sonra da taşağa sarıyor sistemin komponentleri bunu.

    normal olun lan normal.
    dişisine saldıran, onu kuşatan, kontrol etmeye çalışan, kısıtlayan ya da hapseden 1 tane hayvan gördünüz mü?
  • boynuzu yer.
  • piç adamın teknik tanımıdır. kadını sahiplenme, kıskanma gibi tripleri olmaz, dolayısıyla triplere kıskançlık krizlerine, bırakırım tehditlerine eyvallahı olmaz. sonuç olarak "maço ne yaa öğk" yapan kızları ağlatan erkekler bunlardır.
    **
  • cinsiyeti konusunda özgüven sahibi erkektir.

    başlık aklıma tom holland'ın şu muhteşem lip sync battle performansını getirdi.

    performansın iyiliğinin yanısıra adamın toksik maskülenliği aşmış olması, kadın kıyafetleriyle şov yapıp şovun hakkını "aman feminen duracak hareket yapmayayım" demeden vermesi, o kıyafetler ve o dansların errrkekliğinden bir şey götüreceğini düşünmeden acayip eğlenmesi videonun herkese sempatik gelmesinde önemli bir etken bence. bu adamın günlük hali değil sonuçta. ama 5 dakikalık olayın kendisini cinsiyetinden men edeceğini düşünmediğinden harika bir sahne performansı sergilemiş.

    cinsiyet kimliğini en ufak norm dışı espride, konuşmada, kıyafette parçalanacak kadar kırılgan görmek de verilmek istenen mesajın tam tersini veriyor bence.
  • bir gün erkek erkeğe içerken gaza gelip, bana yapsa vururum dersin. sonra yapar, vurmaz güler geçersen aşmış oluyorsun işte. circle bir kere tamamlanınca tekrar etmeyecek diye bir kural yok bu arada. o toksik kırılganlık yuvada ki kuru sıkı mermi hep ağzında silahın.
  • kimler size basit ifade edilebilecek şeyleri farklı kelimelerle söylemenin havalı olduğunu öğrettiyse onlarla iletişimi kesmelisiniz
  • (bkz: maskülenitenin toksik kırılganlığını aşmış erkek)

    şu başlıktaki banabi ve getir kuryelerini gören yazarların tepkisi aklıma geldi.
  • "eğitimsiz varoş çoğunluk tarafından dayatılmış toksik maküliniten yaşam kalıplarını aşmış erkek" de diyebiliriz.

    maskülenlik ne demektir? erkeksilik veya maskülenlik, genellikle erkek olmakla ilişkilendirilen roller, davranışlar ve nitelikler dizisi.

    bu tanıma göre maskülinite aslında; "erkeğe yüklenmiş davranış kalıplarını" ifade eder. maskülinite kavramına bu tanım üzerinden bakınca, "maskülitenin toksik kırılganlığı" kavramının da genel olarak yanlış anlaşıldığını söyleyebiliriz. şöyle anlatayım: örneğin bir erkek eşinin giyimine karışıyorsa bu onun kendine özgü kişiliğinden ya da "komşular bana gavat der" kaygısından kaynaklanıyor olabilir. bu kaygı, erkeğe toplum tarafından yüklenmiş kalıpların dışına çıkma korkusuna dayanır ve masküliniten toksik kırılganlık yaratır. kendi özgün kişiliği nedeniyle eşinin giyimine karışan erkeği tespit etmenin yolu ise erkeğin başka kadınlara yönelik tutumudur. eğer eşinin giyimine karışan bu erkek, başka kadınlara aç köpek gibi bakıyorsa "maskülinitenin toksik kırılganlığını aşamamış erkek" teşhisini hak ediyordur. oysa adam, kendi hayatında küfür eden ya da uzun sakalla dolaşan arkadaş istemediği gibi açık giyinen kadın da istemiyorsa ve bu tercihi de dinin ya da toplumun erkek cinsine yüklediği anlamsız, değişken ve toksik davranış kalıplarına dayanmıyorsa, kendisinin maskülinitenin toksik kırılganlığının kurbanı olduğunu söylemek doğru olmayabilir.

    yine bir erkek, pembe rengi çok sevdiği halde köyüne giderken utancından pembe tişörtünü çantaya koyamıyorsa ona da "maskülinitenin toksik kırılganlığını aşamamış erkek" teşhisini koyabiliriz. ancak bu erkek, "pembe tişörtüm köyde kirlenir" kaygısıyla hareket ediyorsa, kendisi maskülinitenin toksik kırılganlığını aşamamış erkek yaftasını hak etmez.

    kısacası maskülinitenin toksik kırılganlığı, erkek cinsinin doğuştan getirdiği kişilik özelliklerinden kaynaklanan davranışlarla değil; erkek kişinin, varoş çoğunluğun erkek cinsine yüklediği toksik yaşam kalıplarına uyma çabası sırasında ortaya koyduğu davranışlarla kendini belli eder. dolayısıyla hem kavramın anlamını hem de kendimizi ve diğer erkekleri sorgularken, salt davranışa bakmak yerine davranışın temelindeki saiklere bakmak daha doğru olur.

    olaya sadece kadın kıyafeti giymek ya da feminen davranış kalıplarını benimsemek olarak bakan ya da bakabilen hemcinslerim! lütfen bilumum sosyal ortamları acilen terk edin, kasıyor çünkü...
  • (bkz: östemperleme)
hesabın var mı? giriş yap