• sürükleyici, düşündürücü ve psikolojik tahlilleriyle insanları anlamaya yardımcı olan netflix dizisidir.
  • ikinci sezon, ilkinden daha başarılı, izlemesi heyecanlı ve oturaklıydı. belki de karakterlere ilk sezondan alışmış olduğumuzdan bu sezonda olaylara daha çok yoğunlaşabildik. bu arada, katillerle konuşmalar devam ederken, bir yandan da arka planda büyük ve ürkütücü cinayetler silsilesinin işlenmesi diziyi daha izlenir hale getirmiş. özellikle (bkz: atlanta çocuk cinayetleri) diziyi çok başka bir yere taşımış. sezonun son iki bölümü ve özellikle de son bölümü bu açıdan bakıldığında muazzamdı. son iki bölümü tek başına bir film gibi bile izleyebilirsiniz. son bölümde yaşananları zodiac filmine çok benzettim. en sevdiğim filmlerden biri olması sebebiyle son bölümü izlerken heyecandan yerimde duramadım.
    ikinci sezonda, holden'ın bayık ilişkisi yerine bill'in bir film olabilecek derinlikteki aile meselelerini izlemek de ikinci sezonun başka bir artısıydı. evlat edindikleri çocuğun bulaştığı olayların büyüklüğü ve vahşeti, diziyi izlerken kendinizi fazlasıyla bill'in yerine koymanıza yol açıyor. onun gibi daralıyor, korkuyor, susuyor ve çaresizleşiyorsunuz.
    ve charles manson sahnesi... kısa ama etkileyiciydi. oynayan aktörü ne kadar tebrik etsek azdır. gerçeğini izler gibi hissettim o sahnede. aklıma zerre rol yapıldığı gelmedi.
    ve üçüncü sezonda geleceği kesinleşen yeni katilimiz. ben bu sezon gelmesini bekliyordum aslında ama üçe bırakmakla iyi yapmışlar. atlanta çocuk cinayetleri zaten tek başına devasa bir konuydu. gizemli ve merak uyandırıcı katilimizi üçüncü sezonda umarım görebiliriz. yani umarım dizinin üçüncü sezonu çekilir. bu harika dizi iptal edilirse yıkılırım gerçekten.
    ve muhteşem film müzikleri. her bölümün sonunda çalan o harikulade nağmeler, insanın içine işleyen birbirinden güzel şarkılar. benim en beğendiklerim şunlardı. hele de in every dream home a heartache yok mu efsaneydi.

    marianne faithfull - guilt
    roxy music - in every dream home a heartache
    pat benatar - hell is for children
  • bu kadar başarılı olmasının, her şeyin tamamen gerçek olmasından kaynaklandığı, katil psikolojisini doğrudan anlatan pek kaliteli dizi. katillerle birebir yapılan diyaloglar aynı pasajlardan alıntı bütünüyle. şu videodan gerçek kemper ve karakter kemper arasinda hiçbir fark olmadığını kolayca fark edebilirsiniz. dizinin başarısı da burdan geliyor kanımca. mükemmel bir cast seçimi var. dileriz daha uzun yıllar devam eder.
  • --- spoiler ---

    seyirciye seri katillerle ilişkide asla normalleştirme çabası kuran bir empati olanağı sunmadığından takdir ettiğim dizi. skym manson ın felsefesini ya, nedir bu sapkınlığa haklı gerekçe bulma çabaları, arzuları falan. holden ın ed kemper ın kendisine sarılması sonucu verdiği tepki, malesef neredeyse hiçbir cinayet dizinde, filminde görmediğimiz bir biçimde örnek bir tepki. anası zalimmiş, babası dövüyormuş,..vs bunlar gerekçe değil, sonra emine bulut un katiliyle empati kurmaya çalışan namussuz insan yığını türüyor işte.

    --- spoiler ---
  • true detective sonrası hayranlıkla izlediğim dizidir.
  • kurgusu, senaryosu ve tüm prodüksiyonu ile muazzam bir dizi.

    iyi bir psikososylojik harmanının yanında, 70-80'li yıllardaki teknoloji eksikliğini ve ses kayıt cihazlarının giderek kücülmesiyle döneme ait teknolojik gelişimleri de hissedebiliyorsunuz.
  • charles mansonl , btk katili falan iyi hoşta ed gein nerde kardeş?
  • favori listeme girmiş dizidir ki 4 günde 2 sezonu bitirmiş bulunmaktayım. ayrıca fringe dizisinden 2 değerli efsane oyuncuyu bünyesine almasıyla gönlüme taht kurmuştur; fringedeki rolleri
    olivia dunham (bkz: anna torv)
    the observer (bkz: michael cerveris)

    --- spoiler ---

    fbı'de katilleri, suç meydana gelmeden önce tespit ederek, engellemeye çalışmak amaçlı davranış bilimi birimi kurulmaktadır. bu birimin kuruluş, gelişim safhasına tanık olmaktayız. 2 ajan ve bir akademisyenle kurulan bu birim, yüksek şiddetli cinsel sapkınlıklarla işlenen cinayetlerin sorumluları olan katillerle hapishanede görüşmeler yaparak, onları anlamaya ve yaptıkları suçları mantık çerçevesine oturtarak profil çıkartmak için bu görüşmelerden faydalanmaktadırlar. şu ana kadar ki çözülmeye çalışılan tüm cinayetlerde, sanki olayı anlamaya çalışan diğer ajan sizmişçesine dizi içine çekmektedir ve çok sürükleyici bir dizidir.
    --- spoiler ---

    izlemenizi gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
  • an itibariyle ikinci sezonunu nihayete erdirdiğim dizi. bu sezonun ilk sezona açık ara fark attığını düşünüyorum.

    --- spoiler ---

    psikoloji literatürüne ‘seri katil’ kavramının dahil oluş sürecini anlatan bir dizinin bambaşka bir perspektif sergileme cesaretini sergileyerek psikolojiyi böylesine alaya alabilmesi gerçekten büyük bir başarı. şahsen ben sezon finali itibariyle tokat yemişe döndüm.

    psikolojiyi ve psikanalizi çok severek günlük hayatının her köşesine analitik yorumları dahil etmeye çabalayan biriyim. rüyalarımdan sosyal ilişkilerime, dil sürçmelerimden sakarlıklarıma kadar her şeyin altında yatan manaları anlamaya çalışırım. bunlara en az benim kadar kıymet veren ve bu işi profesyonel olarak yürütmeye çalışan holden ile bill ikilisinin yaptıkları bu korkunç hata beni dehşete düşürdü. hedeflerine öyle odaklanmış ve detaylarda öylesine boğulmuşlardı ki akıl almaz bir yanlışa imza atarak inşa etmek için bir taraflarını yırttıkları şeyi yerle bir ettiler. katilin psikolojisini kafalarında belirleyerek birkaç sabit detaya tutuldular ve gözleri başka bir şey göremez oldu. hele holden'ın, zamanın tüm suçlularını tarif eden 'genç ve siyahi bir erkek' profiline körü körüne bağlanması gerçekten inanılmazdı.

    insan denen varlığın ne kadar kompleks bir bütün olduğunu, psikolojinin hiç de göründüğü kadar kolay bir alan olmadığını, hata yapmanın an meselesi olduğu bu alanda kötü yürütülen bir psikanalitik sürecin ne kadar korkunç bir sonuca yol açabileceğini izledik hep birlikte. mahkeme kuruldu, yargı dağıtıldı, hüküm verildi ve yanlış tanılarla yanlış kişi idam edildi; katil ise hala aramızda. bu bana çoğunlukla yanlış ellerde yürütülen psikoterapi dünyasında sıkça yaşanan şu elim gerçeği hatırlattı; süreç boyunca yanlış tanılar konulur, suçlanması gereken asıl kişi/kişiler suçlanmaz, konuşulması gereken asıl perspektifler ele alınmaz, önemsiz detaylarda boğulurken önemli noktalara değinilmez ve sürecin tamamlandığı düşünülürken aslında yara hâlâ kabak gibi ortadadır.

    --- spoiler ---

    o zaman o manidar hikayeyi anlatıp entry'yi bitirelim:

    öğrenci profesöre sorar: "bilim nedir?"
    profesör yanıtlar: "bilim karanlık bir odada siyah bir kedi aramaktır."
    aradan biraz zaman geçer, meraklı öğrenci yine sorar: "hocam felsefe nedir?"
    profesör "felsefe..." der, biraz duraklayıp ekler: "felsefe; karanlık bir odada siyah bir kedi aramaktır, odada bir kedi olmadığı halde."
    öğrencinin merakı sona ermez, üçüncü bir soru gelir; belki de en zor olduğunu düşündüğü sorusunu sorar: "pekala psikanaliz nedir?"
    profesör bu defa duraksamadan cevap verir: "psikanaliz, karanlık bir odada siyah bir kedi aramaktır ve odada bir kedi olmadığı halde eninde sonunda bir şekilde o kediyi bulmaktır."
  • ikinci sezonuyla kendini aşmış, beni de almış götürmüş dizi.
    true detective ilk sezonundan daha iyi hatta daha daha iyi çünkü hikayenin tamamı gerçek.
    gerçek suç dünyası ile ilgili ne bulursa seyreden beni inanılmaz etkiledi. diziyle ilgili en ufak bir detay vermek gibi bir niyetim yok. zira her anını ilk kez duymak, ilk kez seyretmek isteyeceksiniz. durdurup, kaçırdığınız sahne veya cümleleri muhakkak tekrar izleyip/okuyacak/dinleyeceksiniz.
    holden’ın ilk sezondaki salak özel hayatından sonra bill’in yaşadıkları ilaç gibi gelecek. ne desem boş. ben imdb de bastım 10’u..
    hee son olarak kulaklıkla seyredin imkanınız varsa. kulaklıkla gelen sesler, müzik, fon inanılmaz etkileyici oluyor..
    müzikler söylenmiş ama bill-brian ilişkinizdeki fon müziği gerilimin, endişenin, korkunun dile gelmiş hali sanırım.
    baby crime-jason hill
hesabın var mı? giriş yap