• 1950'ler, new york/brooklyn, jazz, modanın altın çağı... edward norton yine iyi bir oyunculuk sergilemiş (bkz: primal fear) filmindekine benzer bir karakteri canlandırmış. biraz kara komedi, biraz mafya, biraz suç, biraz gizem... hepsinden var. ama filmin süresinin uzunluğu, başlangıçta büyük merakla nolacak dediğiniz şeyin filmin sonuna doğru biraz yavan şekilde ilerlemesi sıktı. yine de bu kadar kötü filmlerin çekildiği dönemde izlenilebilecek bir film. çünkü filmde bazı durumlar şu an ülkemizde de yaşanılan şeyler o yüzden yabancılık çekmezsiniz!!!
    bu arada filmin yönetmeni de edward norton. biraz daha pişmesi gerekiyor. ben affleck'in (bkz: gone baby gone) filmi'de buna benzer şekilde ilerleyip, sonuçlanmıştı. ama filmin sonu, şaşırtıcı bitmişti. bu filmde öyle bir son yok. daha çok o dönemde yaşanılan yolsuzluğa yapılan bir hiciv bu film...
  • yine insanların göründüğü gibi olmadığını gösteren bir film. yine gece gece misafirliğe gelmiş karanlıklar efendisi bir thom yorke, (bkz: daily battles).

    "bir devin gücüne sahip olmak çok güzel fakat o gücü bir dev gibi kullanmak acımasızlıktır."

    lionel'le beynimizin en iyi yaptığı şeyler dinlemek ve hatırlamak.
  • edward norton'un oynuyor olması yeterli.
    izlenir... nitekim izledim de..
  • motherless brooklyn (2019)

    7.4 / 10

    edward norton'un yine her zaman ki gibi döktürdüğü, modern noir atmosferine sahip ancak çok akıcı olmayan bir anlatıyla işlenmiş, amerika'nın kirli düzenini, zenginlere ve siyasilere peşkeş çekilen semtlerin sıkıntılarını da doğru şekilde dile getirebilmiş, edward norton imzalı başarılı bir film motherlees brooklyn. edward norton'u çok fazla sevsem de, yönetmenlik koltuğunda çok iyi bir iş çıkardığını düşünmüyorum. bu film usta bir yönetmen ile, kendisini çok daha fazla sevdirebilirdi. buna ilaveten, edward norton gerçekten muhteşem bir oyuncu. tourette sendromu olan adamı harika oynamış ve bu rolüyle bir nebze the score'daki muhteşem oyunculuğuna selam çakmış. (video spoiler içermez)

    https://www.youtube.com/watch?v=scb3f1d0c0m

    alec baldwin ve willem dafoe da rollerinin haklarını fazlasıyla vermişler, onları da beğendim. film oyunculuklara fazlasıyla doyuruyor. sürenin gereksiz uzunluğu ve anlatıdaki yavanlıktan puan kırsam da, genel hatlarıyla en azından kaliteli oyunculuklar izletebilmiş güzel bir film motherless brooklyn. çok büyük beklentilere girilmezse tatmin eder. ben beğendim.
  • hikayesi, kurgusu, oyunculuklari vesaire ile, 2019 un en underrated filmidir.

    edward norton hem oyunculuk, hem de yonetmenlikde kendini asmis desem yeridir. yonetmenlik anlaminda efsane bir is yok ortada ancak, edward in ilk kayda deger yonetmenlik icraasi oldugunu dusununce, bence hakkini vermek lazim. standardin ustu bir is cikartmis oldugu cok bariz.

    filmdeki tek gereksiz oyuncu sanirim bruce wills idi. hatir gonul vs ile abi gel surda oyna, isminden gisede adam toplariz diye politik bir karar almislar sanirim, ancak filmin sade ve temiz anlatimini, 30lar havasi, coen kardesler esansini goz onune alinca, insan orda bruce wills yerine, gene unlu ama daha tutarli birisini ariyor. john malkovich i koy, ben kingsley i koy, nebliyim, bruce will olmamis oradaki role.

    gene ayni sekilde dominant ve guclu karakter rolundeki alec baldwin de siritan bir secim olmus cast icin. tamam isteneni yapmis eyvallah ancak, alec baldwin o rolun adami degil. kotu degil eyv, ama onun yerine ayni paraya sean bean benzeri bir cast daha iyi olurdu.

    tabi hem bruce hem de alec basrol olmadiklari icin, gozardi edilemeyecek kadar buyuk sorunlar degil bu secimler. mide bulandiran sinek hesabi iste.

    onun disinda film nefis, bu filme 6 kusur oy vermek imdb de, baya ahmaklik. tertemiz, izleyiciyi kasmayan, sanattan odun vermeden, izlence ve tuketim anlaminda da is goren bir film yapmislar. gerilim ve gizem orani pek yerinde, kolpasi oldukca dusuk, pik noktalari, temposu pek yerinde, bi film olmus.

    imdb notu helalinden 8 lik filmdir ozetle.
  • filmin hikayesi hepimizin içinde bulunduğu hayata dair. hukuksuz, kirli güç savaşları. zaman 1957 veya 2020 olsa da. new york veya istanbul, her neresi olursa olsun
  • 3 günde anca bitirdim.yukarıda iyi yorumlar var fakat bence kötüydü.
  • süre olarak biraz uzun olunca, tempo giderek düştü finalde sönük kaldı, norton özelinde çok çok iyi bir performans diğer öğeler ona ayak uyduramamış maalesef, senaryonun gizem tarafı hafif kaldı, senaryo çok üstdüzey değil, bu hikayeden ancak bu kadar film çıkar açıkçası...
  • türkiye'de gösterime girmemiş filmdir. (girdiyse de haberimiz olmamıştır.)

    yorum yoğunluğu malum sitelere düşüşle coşmuştur!

    film başarısız değil, hatta vasat üstü oyunculuklar, senaryo... neden bir vizyon tarihi olmadı?!

    filmi ilginç kılan bir diğer kısım morton'un yapım, senaryo olayında yer alması ve neredeyse 20 yıllık bir proje olması! yeni nasip olmuş...

    --- spoiler ---

    edward'ın farklı bir hastalığa sahip dedektif yamağını canlandırdığını, score'daki karakterden sonra oldukça da başarılı olduğunu söylemek gerek.

    iyi kim, kötü kim, kim iyilik yapıyor, kim fark etmiyor, toplumda terakki için toplum feda edilmeli mi, ... ???

    buradaki kötü karakter ki alec oluyor gibi ama o da tam olarak kötü şablonuna uymuyor! adam cesur, bir şeyler yapma sevdasında ama hasar vermeden yapamıyor! belki de hasar verilmeden yapılamıyor topluma!

    bu tip durumlarda kafam karışıyor...

    ülkemizde de çok sık rastladığımız durumlar bunlar! bir şeyler feda edilmeden gelişim sağlanamıyor, öte yandan ilkellik de kimseyi sarmıyor, iki ucu b.klu değnek!

    --- spoiler ---
  • bir film projesi düşünün ki yaklaşık 20 yıllık bir hazırlık sürecine sahip. kağıt üstünde filmin kadrosu oldukça doyurucu. ödüllü bir kitaptan uyarlama. şu bir gerçek ki her iyi oyuncu aynı zamanda iyi bir yönetmen olamıyor. edward norton iyi bir aktör ama yönetmenliği için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. en azından bu film için öyle. ilerisi için bir tahmin yürütmek zor tabi. beklentinin çok büyük olduğu bir filmdi. filmin ilk dakikalarında bir şeyler olacak hissi verilse de sonraki süreç tamamen durağan. bir cinayeti çözme üzerine kurgulanmış ağır bir film. zenciler üzerinden yürütülen bir emlak skandalını aydınlatmaya çalışan tourette sendromlu bir dedektif/gazetecinin mücadelesi anlatılıyor. genel kanı senaryonun zayıf kaldığı yönünde ki katılıyorum. film ile ilgili beğendiğim şeyler ise dönemin rengi ve kostümleri gayet güzel verilmiş. ayrıca alec baldwin’in oyunculuğu çok iyiydi. bir de filmin müziği iyi seçilmiş, filmin ağır havası ile halvet olmuş.
hesabın var mı? giriş yap