• motorun özgürlük temsili olduğuna inanmayanların en az 1 defa gerçekleştirmesi gereken eylemdir. insanda "resmen uçuyorum?" hissi uyandırır.

    uzun yıllardır motor hayalim vardı ve bir ay önce bu hayalimi gerçekleştirip bi xmax aldım. bugün halı yıkandığı için kayganlaşan asfalt yüzünden motor altımdan uçup gitti. şükür bende çizikler dışında sıkıntı yok ama motor fena dağıldı.
    şimdi asıl soruya geliyorum. ben motoru daha dün quick sigortaya kaskolatmıştım, tam 1 gün sonra kaza yaptım. kasko firması açısından sorun yaşanır mı? böyle durumlarda ne yapılıyor acaba?

    edit: korktuğum olmadı aradım ve sağolsunlar benim işi çözdüler. hayatta ilk defa bir işten karlı çıktım çok mesudum dadı.
  • dün akşam saatlerinde ikincisini gerçekleştirdiğim eylem, ne yazık ki tahliye yolundan çıkan elektrikli motordaki bir gence ana yolda giden ben çarpmamak için motoru altımdan kaydırdım ve ufak tefek çiziklerle atlattım üzerimde full ekipman olması ise büyük oranda hasar almamı engelledi. karşımdaki şahsın ne ruhsat ne ehliyeti olmamasıda trafik denetiminin ne halde olduğunun küçük basit bir örneğidir.
    umarım kimsenin başına gelmez ve aldığınız ekipmanların aksesuar olmadığını öğrenmek zorunda kalmassınız. ekipmansız ne olursa olsun en kısa mesafede bile giymenin ne derece önemli olduğunu bir kez daha gördüm.
  • 45 dakika önce başıma gelen.
    sons of anarchynin introsunu söyleyerek köy yolundan aşağı doğru sürüyordum. tam "the crow flights straight" kısmına gelmiştim ve viraja giriyordum ki karşımdan bi arabanın gelişini gördüm. acemi olmamın etkisiyle yolun kenarına doğru kaydım ardından arkamdaki arkadaşımla kendimizi yerde bulduk.

    getiriler: sol dirsekte biraz çizik, sol dizde deri kalkması, sırtımda küçük izler ve avuç içimde küçük sıyrıklar

    (bkz: kamu spotu)
    ekipman kullanın
  • gemis olsun, verilmis sadakan varmis.
  • 29 aralık 2018 günü ilk güzel kazamı yaşadım. yuvarlak kavşak ta kavşak icine biraz fazla girdigim için motorun 9n tarafı koptu ve kendimi bir anda yerde buldum.
    daha kötüsü olabilirdi sanıyorum.
    motoru kaldırmama birileri yardım etti. olayın sıcaklığı ile kim olduğunu dahi hatırlamıyorum.
    tek söylediğim hiç bir şey anlamadım acaba ben neden düştüm demek oldu.
    kaldırıp eve kadar getirdim motoru.
    fakat ilk kaza anında da yerde yağ görmüştüm.
    eve varınca anladim ki sol motor karteri ( debriyajı içeren kapak) sürtünmeden erimiş ve yağ kaybediyor alet.
    eve gelince altına bir kova koydum içine aksın akacak olan diye. v.s.
    üzerine düştüğüm sol elimin küçük parmağı ağrıyor idi.bu sabah ağrı dayanılmaz hale gelince hastaneye gittim.
    parmağımın kırıldığı söylendi. sabitleyici bir parca yapıldı. v.s. şimdi gayet iyiyim.
    ekipman önemli. çünkü eldiven mont v.s. kullanmıyor olsa idim bu küçücük kaza bile zannediyorum beni baya bir haşat ederdi.
    bu hasar ile atlatmak sevindirici.

    dikkat edin motorda çünkü kaporta direkt bedeniniz.
    tekeriniz düz bassın.
  • ya öldün ya da öldün amk
  • dün akşam başıma gelendir. saniyelik bir olaydır esasında. 100lük scooterımla yokuş yukarı giderken arkamdan gelenler arkamda kuyruk oluşturmasın, rahat rahat geçsinler diye biraz daha sağa kayayım dedim. orada da belediye yolu yarmış üzerıne mıcır dökmüş. tabii benim arka lastik mıcırla buluşunca kaçınılmaz son gerçekleşti. motorla biraz yerden sürüklenirken aklıma motoru bıraksana lan diye bir ses geldi ve düşme işi nihayete erdi. kafamda kask, üstümde normal kışlık mont vardı (motor için olan değil), sırtımdada eşek gibi sırt çantası. sırt çantası içindeki laptobumla beraber sırtımı korurken, yere düştüğüm anda kaskın yere küt küt vurmasından anladım ki kask da bir hayli koruyucuymuş. yalnız düşme sonrası o yerde yattığım an unutamayacağım bir andır. bacağım kasılmış kalmış oynatamıyorum gibi geldi. yanıma duran araçlardan inen bir hanımefendi hemen ambulans çağırıyorum deyince kendime geldim. bir saniye dedim baktım bacak oynuyor sıkıntı yok. yavaşca doğruldum ve motora doğru ilerledim, baktım keratanın sadece ayna düşmüş başka sıkıntı yok, servis aracını durduran bir dayı motoru kaldırdı yerden. yardımcı olmak isteyenlere teşekkür edip eve doğru sürdüm yavaşça. tabii ordan hastane röntgen vs., allaha şükür kırık falan yok ama zor basıyorum bacağın üstüne. yumuşak doku zedelenmesiymiş.

    bu olayın ana fikri de kanımca şudur; eve çok yaklaşmışken markete uğradım, normalde hava sıcak olsa marketten eve geçerken kaskı takmayabilirdim, çünkü 5 dk'lık mesafe. bundan sonra 1 dk'lık mesafe dahi olsa kasksız yola asla çıkmam. ha kask olmasa ölmezdim tabii ama kafa göz de yarılırdı muhtemelen. ikinci olarak da özellikle karanlık gece sürüşlerinde önüne arkana dikkat etmenin yanı sıra yola da bakmak gerekir. gündüz olsa o mıcırın üstüne çıkmazdım kesinlikle.

    allah göstermesin bundan sonra diyor ve yolumuza devam ediyoruz tabii.
  • ekipman, ekipman, ekipman diyorum arkadaşlar.. şu an, sol omzumun uyutmayan ağrısı eşliğinde yazabiliyorsam, bunu ekipmanlara borçluyum. yaklaşık 50 - 55 km/h ile giderken, tamamen kendi hatam sonucu, göz göre göre bir mallık yaptım ve feci şekilde asfalta yapışarak, ikinci kazamı yapıp, nazarlığımı tamamladım.

    aşağıdan yukarı gidelim, şayet destekli motorsiklet botu giymemiş olsaydım, ayak bileğim ve kaval kemiğim, kraker gibi dağılabilirdi, dizliğin belki bu kazada direkt faydası yok, ama kaval kemiğini sardığından, desteklediğini düşünüyorum.

    sonra mont, en az kask kadar önemli, tamam öküzlüğüne öküzüm, ama yere güm diye öyle bir çaktım ki, şayet o mont olmayaydı, ne o omuz eklemi, ne dirsek, ne de kaburga kalırdı. gelelim kaska, haliylen o ivmelenmeyle kafayı çot diye koyuyorsun asfalta, kask takılı olmayaydı, beynin pekmezi şu sıralar liveleak' a düşmüştü.

    gelelim taşıta, super sport ve sport touring kullananlar, grenajların ne kadar kolay dağılıp, uğraştırdığını iyi bilir. her ihtimale karşı taktırdığım koruma takozu sayesinde, çat diye kırılan ayna dışında hasar yok.

    200 kg' lik motorun altında kalmış, hemen hemen 100 kg' lik beni, kolumdan tutup yukarı çekme suretiyle, 'dikeltmeye' çalışan bayburt şiveli amca, allah senden de razı olsun.. gül gibi lacileri çekip, rahat rahat arabaya binip gitmek varken, sağa sola görüşmeye gitmek için, pideci kuryesi kılığını tercih eden bana da ders olsun.

    not: düzeltme.
  • o çarpacağını biliyorsun ya 1 saniye içinde gerçekleşecek ya hani o kaza ama sen içinden "ay amına koyayım" diyorsun ya böyle göz bebeklerin büyüyor ya.

    -napsam acaba sağ elimi mi yoksa sol elimi mi kullansam?
    -omzumun üzerine mi düşsem?
    -arabaya mı çarpsam yoksa motordan elimi çekmeyip bacakları kafanın üzerinden mi geçirsem?
    -ölcek miyim la?
  • dizlik giymemenin etkisini bir bucuk ay topallayarak hissettirtmis durumdur. neyseki ceket kast eldiven ayakkabi tamdi da oralardan yirttim.
hesabın var mı? giriş yap