• kiz arkadasim, nam-i diger sevgilim...

    her sabah mondial marka motorumun arkasina atlar benimle cagaloglu'na kadar gelir. sonrasinda bir opucuk kondurup motoru benden teslim alir ve mecidiyeköy'e dogru yola cikar, isine gider...

    aksam da gelip beni alir... böyle bu isler...

    entry'ye ek: ayol ne kiskanc seysiniz siz oyle ya... kiz biniyor motora, babalar gibi isine gidip geliyor... bunun nesi kotu be? ulan beni bile aglak yaptiniz, sikayet edip duruyorum niye kotulendi bu diye...
  • son günlerdeki üzücü, yıkıcı haberlerden sonra buraya da eklemenin doğru olacağını düşündüğüm yazım.

    motora ilk başladığımda hatta kendime bir motor almadan önce hep işyerine, arkadaşlarımın yanlarına, evlerine, gezmelere motorla gidiceğim ve bunun artık çok normal olacağı günleri hayal ettim. o günler bir süre sonra doğalıyla geldi tabii. artık motor bi parçam, ve ben de ''kendisinden büyük bu motoru nasıl kullanan kız''dım. benim için motor kullanma hali her ne kadar kadın erkek farketmeyen bi durum olsa da (hatta üstüne düşünmemiştim bile hiç), başkaları için öyle olmayabiliyordu. yanlarından geçerken ''yürü be abla kim tutar seni! helal olsun!'' diye bağıranlar mı, camlardan sarkıp eliyle süpersin işareti yapanlar mı ya da sadece motor kullanan bir kadın olduğum için trafikte sıkıştıranlar mı dersin.. ''abla kaç yapıyo bu?'' sorusuna cevap alabildiklerinde erkeklerin gözlerindeki parlamayla kırmızı ışık yeşile dönüyordu.

    sonra bir gün gittim amerika ve kanada'da 2 ay motor kullandım. 2 ayda toplam 19.000 km yaptım arkadaşımla birlikte. orada daha ilk günden bir kadın motorcu olarak aslında yaptığım şeyin anormal ya da değişik olmadığını hissettim. aslında bizim memleketteki ilgiden çok daha fazla hoşuma gitmişti bu. ben de alt tarafı onlardan biriydim işte. buradaki ''motor erkek işidir ama yine de bunu yapmaya cesaret eden kadın'' olmaktan bir anda çıkmış, sonunda kendimi herhangi bir motorcu gibi hissetmeye başlamıştım. motora ve sürüşe ait olabiliyordum ve kendimi uzaylı gibi hissetmek zorunda kalmıyordum.

    fakat burada kırmızı ışıkta durup en öne geçtiğimde yanıma denk gelen aracın şöförüyle göz göze gelmemek için biraz önde durmam gerekiyor, genelde camı açıp söyleyecek bir sözleri oluyor çünkü. iyisini de, kötüsünü de söyleyen var. özellikle üstüme kıranlardan bahsetmiyorum bile. bunu motor kullandığım için mi yoksa kadın olduğum için mi yaptıklarını asla bilemeyeceğim ama sokakta yürürken bile hep dikkatli olmak zorunda olan kadın kısmısının bir üyesi olarak bunun kat be katını trafikte, seyehatte de yaşıyoruz.

    uzun yola gittiğimde duraklarda herkesin ''vay be helal olsun abla sen bu motoru nasıl kullanıyorsun?!'' demesini istemiyorum. bunların kötü niyetle söylenmediğini biliyorum fakat ne onaylanmaya, ne de kendimi iyi hissetmeye ihtiyacım yok. motorumu devirdiğimde ya da bir sorun yaşadığımda yanıma yardıma gelenlerin kadın olduğum için değil, o anda yardıma ihtiyacım olduğu için gelmelerini istiyorum.

    bana ''saçını kaskın içine saklamalısın, kadın olduğunu anlamasınlar trafikte, daha çok taciz ederler!'' diyen herkesin de bunu aslında iyi niyetle söylediklerini biliyorum ama buna inatla karşı çıktım hep. salına salına, saçımı da savura savura motoruma bindim, binmeye de devam edeceğim. (hatta yolda giderken bazen aynadan saçıma bakıyorum, nasıl uçuşuyor diye, çok da hoşuma gidiyor :)

    kaç kere motora başlamayı düşünen yeni kadın sürücülere mail attım, telefonda konuştum hatırlamıyorum bile. korkulacak bir şey olmadığını, kadın sürücü olarak kimseden farkımız olmadığını anlatmaktan yorulmadım, yorulacağımı da sanmıyorum. ama bu tedirginliğin içimize işlenmiş olduğu gerçeğini değiştirmiyor ne yazık ki bu konuşmalar.

    motor artık hayatımın en kocaman yerindeki parçam. hayatımı, planlarımı, erkek arkadaşlarımı bile ona göre seçmeme sebep olabilecek kadar çok sevdiğim bir parçam hem de.

    tek dileğim bir motor sürücüsü olarak bu memlekette ''erkek işi'' olarak bakılan bu durumun artık normalleşmesi. söylenecek konuşacak çok şey var ama uzatmayayim daha fazla.

    lütfen unutmayalım, motosiklet kullanmanın cinsiyeti, yaşı yoktur. daha çok motora binmeli, rengarenk kasklarımız, vespa'larımız, enduro'larımız, cross'larımız, yarış motorlarımızla korkmadan, çekinmeden yollarda olmalıyız.
  • ekşiteker'de kendilerine sour ladies denmektedir...
  • türkiye şartlarında devrimci kadındır. dün suadiye civarlarında cbr125 motorumla herzamnaki gibi kurallara uyarak seyir halindeyken malum yanlız kadınların degil tüm sürücülerin korkulu rüyası kurye ile denk geldim. kafasının yanlızca saç kısmını kapatan yukarı itilmiş kaskıyla anlamsız makaslar ile yanımdan geçti her zamanki gibi yol verdim. ilerde arkadaşıyla denk gelip yolun ortasında durup sohbete giriştiler iki kurye. önce gayet sabırlı bir sürücü olarak beklemeye karar verdim ama baktım kahkahalar falan sohbet koyu. hiç sevmediğim halde korna çaldım ilerlediler. yanlarından geçerken ilk gördüğüm arkadaş bakıp 'erkek bile değil' diye bir laf ederrek yol verdiğine pişman oldu. normlde gün içinde şaşkın suratlara, anlamsız laflara, sırıtmalara, yandakini dürtüp göstermelere ( bazen motoru bir maymun kullansa daha az şaşırırlar diye düşünüyorum) bir kadın sürücü olarak alışkınız bunlara tepki asla vermeden görmemiş sağırmış gibi yola devam et derim hep kendime. ama nedense erkek bile değil lafı acayip ağrıma gitti. sene olmuş 2015 hala bu zavallılarla beraber yaşıyoruz.
    ilerde ışıklarda durduk ve geçicek yeri olmadığı için yan yana durmak zorunda kaldık. vizorümü açıp ' ne dedin sen az önce?' diye sordum. amacım sadece öyle ağzına geleni söyleyemeceğini bildiren bir iki kelma etmekti. aldığım cevap kıpkırmızı olmuş surattan korkudan gözlerini kaçırarak ' yok bişe abla' cevabıydı. o kadar zavallıki aslında kaçacak yeri olmadığı için korkup diyecek bişe bulamadı. tabi bunun ruh hastası sadist versiyonlarıda olabiir yine duymamak lazım ama özetle sen daha 1 dk önce söylediğin lafın arkasında duramayacak kadar korkak ve zavallıyken ben bu ülkede imkansız gibi görünen erkeklerin bile yapmaktan korktuğu iki tekerin üzerinde özgürlüğümü yaşıyorum. sen kalkıp benin cinsiyetimin küçümsenek bir şey olduğunu düşünüyorsun.
    araba kullanıyorsan, bisiklet kullanıyorsan motor da kullanırsın kadın okuyucu. dünyanın en zevkli uçmaya en yakın hissidir motor sürmek. çoğalın da maymun muamelesi görmeyelim
  • türkiye'de algı dışı olduğu için erkek sanılırlar.

    yol üstünde 2-3 yaşlarında bir kız çocuğu ve annesi var diye site içinden çıkışa doğru yavaş yavaş ilerlerken anne farketti ve;

    - (kızın elinden tutarak) gel kızım bu tarafa da abi geçsin.
    - (vizörü açarak) abi değil ablaaa
    - (karşılıklı gülüşmeler)

    aslında gıcık olmuştum, niye güldüysem.

    bu da böyle bir anımdır
  • motosiklet kullandığı sürece yaşadığı mutlulukları, yaşamdan aldığı tadı ailesiyle paylaşamayan kadındır.

    motosiklet satın aldığımı öğrendiğinde annem ve babam, "motosiklet tehlikelidir" algısı pek çok insanda olduğu gibi onlarda da yer ettiğinden, bir de üzerine ebeveyn olmalarının getirdiği aşırı derecede koruyup kollama huylarından olsa gerek "hemen sat onu" dediler. satmadığım takdirde konuşmayacaklarını söylediler.

    zaman içerisinde satmayacağımı anladılar. bu kez de motosikletimle ilgili hiç konuşmayacaklarını, bir şey duymak istemediklerini söylediler. yine de aldığım eğitimlerden bahsettim. güvenli motosiklet kullanma yönünde çabalarımın olduğunu anlatmaya çalıştım. en azından bu şekilde biraz da olsa rahatlatmak istedim onları (aslında sadece annemle paylaştım, annem de babamla).

    ancak sinmedi içlerine ne yapsam da. benim de öyle tabi. destek olsalar daha iyi olurdu. olmadıkları için de bir şeyler eksik kaldı.

    motora binmeden önce içimin kıpır kıpır oluşu, kalbimin atışının motora her yaklaştığımda biraz daha artması, heyecanlanışım, motoru çalıştırıp yollara düştüğüm andaki sakinleyişim, başka hiçbir şekilde tadını alamayacağım bir yolculuğa çıkışım... motosiklet kullanırken yaşadığım güzellikler, mutlu olduğum anlar... hiçbirini paylaşamadım onlarla.
  • seksi meksi değildir. ekipmanı giyince hepsi birer mahmut abiye, fuat enişteye döner. ha karizmatik derseniz o başka ama seksi değil...

    o öyle sizin reklamlarda, filmlerde gördüğünüz gibi incecik deri tulumla motora binilmez çünkü, korumalı, destekli ekipman lazım.

    not: kışın bi de içlik giyiyorlar. demedi demeyin.
  • çok da acayip değildir. ne de olsa motosiklet pipiyle kullanılmıyor.
  • zaman zaman trafik polislerinin eğlencesi olabilen kızlardır. bir örnekle desteklemek gerekirse: mugu chappy * siyle yavaş yavaş trafikte ilerlemektedir, bir trafik polisi önde giden diğer motorlu arkadaşları görmeksizin muguyu durdurur:
    p: yanaş şöyle bakalım
    m: (ehliyetini yeni almış, heyecanlı) merhaba!
    p: ehliyetin var mı bakayim senin?
    m: aa tabi buyrun hem yeni aldim daha
    p: ( şevki kaçmış bi şekilde) ruhsat?
    m: o da burda buyrun ( ehe bulamadın eksik)
    p: ( ahaha sen görürsün şimdi) yangın söndürücü?
    m: ?!!?? hı?? nereye koyucam ben onu ??
    p: al bi tane sepetinde dursun
    m: ..tamam o halde.. ??...!..tıss..
  • şu fani dünyada beğenimi idealize etmekten kaçınsamda, motor kullanan dişilere karşı çok ayrı bir zaafa sahibim.

    bir baştan çıkarma.

    ayrı bir tutku.

    aynı rüzgarda, sesteş çığırtkanlık.
hesabın var mı? giriş yap