• http://arkeofili.com/?p=3378

    yeni krallık tekniği:

    bir cesedi, belirli aşamalardan geçirerek, mumya haline getirme işlemi yaklaşık 70 gün sürüyordu. başlangıçta, ölen kişinin cesedi 3 gün bekletilirdi. daha sonra vücut potasyuma batırılırdı ve bir hafta geçmesi beklenirdi. bir haftadan sonra organların vücuttan çıkarılma işlemine başlanırdı. ilk olarak beyne, burun deliğinden bir metal çubuk sokuluyor ve beynin burundan akıtılması sağlanıyordu. bağırsak, akciğer ve mide ise çıkarılan diğer organlar arasındaydı. bunun için vücudun sol tarafında bir delik açılıyordu. mısır’da kalbin öte dünyada yargılama işleminde kullanılacağına inanılıyordu. bu yüzden kalp çoğu zaman çıkarılmazdı. kalp çıkarılsa bile ayrıca mumyalanıp geri yerleştirildi.

    çıkarılan iç organlar dört adet çömleğe konuluyordu. bu çömlekler kaponik olarak bilinir. duamutef adında bir çakalın tasviri olan çömleğe mide konurdu. bir insan olan, imseti’ye ait çömleğe karaciğer konurdu. kebehsenuef adındaki şahin tasviri olan çömleğe bağırsaklar yerleştirilirdi. hapi adındaki bir babuna ait olan çömleğe de ölünün akciğerleri konurdu.

    organları çıkarılan ceset, mumyacılar tarafından nemi de emen koruyucu bir madde olan natron tuzuyla kaplanırdı. bu tuzun içinde bekleyen ceset 40 gün sonra kururdu. kuruyan ceset, daha sonra nil deltası’na götürülür ve suya batırılırdı. vücudun tamamen kurumaktansa esnek kalması yerine yağlar kullanılırdı. daha sonra, vücudun şeklini koruması için yağa ve reçineye batırılan talaş,saman gibi maddeler vücuda yerleştiriliyordu. maddeler doldurulduktan sonra vücuttaki delik palmiye ipliğiyle dikiliyor ve sargı işlemine geçiliyordu.

    sargı işlemi sırasında, kişiyi öte dünyada koruyacak eşyalar ve değerli mücevherler, her sargı katmanında aralara yerleştiriliyordu. ayrıca, her kata reçine ve güzel koku sürülüyordu. sarılma aşamasında kullanılan yağ ve reçineler yoğunlaşarak, neredeyse katran kıvamına geliyordu. bu maddeye bölgede zift anlamına gelen “mumiya” adı veriliyordu. mumya ismi de buradan gelir. son olarak mumyanın başına, mumyalama tanrısı olarak bilinen anubis’in maskesini takan bir görevli tarafından, bir maske yerleştiriliyordu. en son olarak, baş mumyacı ölünün etrafında dualar okuyordu. mumya böylece tabuta koymaya hazır hale geliyordu.

    mısır’da zengin olan herkes mumyasını bir tabuta koydurabilirdi. eski ve orta krallık dönemlerinde tabutlar dikdörtgen biçimindeydi. tabutlar parlak renklere boyanıyordu. ölünün başının bulunduğu yere “udjat” adı verilen bir göz yerleştiriliyordu. böylece, ölünün etrafı görebileceği düşünülüyordu. orta krallık dönemi’nde bu göz konmamaya başladı. artık ölünün idealize edilmiş bir portresi tabut üzerine yapılıyordu.

    eğer kraliyet ailesindenseniz birbirinin içine geçmiş birçok tabutunuzun olabiliyordu. kimi zaman bu tabutlar lahit adı verilen taştan bir tabutun içine yerleştiriliyordu. son olarak bu tabutlar mezar odalarına konurdu fakat bu da zenginlere tanınan bir ayrıcalıktı. eğer yoksulsanız tabutunuz direk toprağa gömülürdü.

    mumyalama oyunu için:

    http://oi-archive.uchicago.edu/…i/mus/ed/mummy.html

    (bkz: tarih /@lonelycowboy)
  • bitkilere bir sıvı enjekte edilerek yapılabiliyor fakat o sıvı maddenin ne olduğuna dair fikrim yok. sonsuza dek olmasa da, dalından kopmuş bir bitkiyi bu yöntemle birkaç yıl canlı bir görünümle saklamak mümkün. bitki mumyalama ile ilgili bilgisi olan biri varsa bilgi almak isterim.
  • mumyaların bozulmadan kalmalarının nedeni, içinde bulundukları ortamın, çürümeyi gerçekleştiren mikroorganizmaların yaşamasına izin vermemesidir. ortam koşulları mikroorganizmaların yaşamasına elverişli olacak biçimde değiştiği zaman mumyalar çürümeye başlar.
    mumyalamanın en önemli aşaması çürümenin engellenmesi için iç organların cesetten çıkarılması ve vücudun çeşitli baharatlar ve palmiye şarabıyla yıkanmasıdır. daha sonra natron (sulu sodyum karbonat) kullanılarak, içi boşaltılmış vücudun ve derinin sudan arınması sağlanır. iç organlar da sudan arındırıldıktan sonra ya gövdenin içine konur ya da ayrı kapların içinde saklanır. mumyalamanın bu ilk aşaması yaklaşık 40 gün sürer. su cesetten uzaklaştırıldıktan sonra mumya keten kumaşlarla sarmalanır ve reçineyle kaplanarak nemli havayla temas etmesi engellenir. böylece mikroorganizmaların ölüyü çürütmesinin önüne geçilir.
  • öldükten sonra cesedin çürümesini engellemek için uygulanan kimyasal işlem.
  • kökeni antik mısır'a dayanan, ölen kişinin çürümeden kalması için uygulanan bir yöntemdir.
    öncelikle burundan sokulan bir çengelle beyin burun deliklerinden çıkarılır. vücut, yanlardan ve karından kesilerek iç organlar çıkartılır. çürükçül bakterilerin işlevini ortadan kaldırmak için vücudun nemi yok edilir. geriye sadece sargılama işlemi kalır ve kişi kıymetli eşyalarıyla defnedilir.
  • mumyalama bilimi ve sanatı eski mısır'da oldukça gelişmişti ve bu işlem mısır uygarlığının ayırıcı özelliği olarak görülmektedir. en özenli ve pahalı şekli söz konusu olduğunda, mumyalama süreci üç ay veya daha uzun sürebilmekte ve yalnızca kraliyete mensup ve zengin insanlar için yapılmaktaydı; diğerleri kısmi mumyalamayla yetinmeliydi. yoksullar için ise mumyalama hiç yapılmazdı.

    tüm bedenin mumyalanması için kafatasının tabanında bir delik açılarak beyin çıkarılır ve önemsiz olduğu kabul edilerek çöpe atılırdı. daha sonraki aşamada karın kesilerek akciğerler, karaciğer, mide ve bağırsaklar çıkarılırdı. bu iç organların hayati önem taşıdığı düşünülüyordu, bu yüzden her biri, o organa bakan belirli bir tanrı ile ilişkili olan dört kanopus kavanozu içine konulurdu. daha sonra kanopus kavanozları vücutla birlikte saklanırdı. osiris tarafından teraziyle tartılacağı için kalp hiçbir zaman yerinden çıkarılmazdı.

    vücuda daha sonra 70 gün süreyle su çeken bir çözelti olan natron emdirilirdi. bu sürenin sonunda vücut tamamıyla kuruyarak gevrek ve kırılgan bir hâl alırdı. daha sonra, 15 gün süren ayinler tarife uygun yapılarak vücut dikkatlice bandajlandırdı. parmak gibi herhangi bir kısım koptuğunda, yerine yapay bir parçanın konması gerekiyordu. vücudun bütün olmasına ve olabildiğince kişinin hayatta olduğu gibi görünmesine çok dikkat edilirdi.

    insanların dışında hayvanların da ara sıra mumyalandığı olurdu.
  • bu videoda hintli abimiz, bacaktaki ana damardan girip, kimyasalı basarak mumyalama işlemini yapıyor.
    stajerlerden birinin görevi de kadavranın billurlarını tutmak. ileride hatıra olarak anlatır artık.

    +18

    https://www.youtube.com/watch?v=vsghhng5hew
  • bir fantezi çeşididir.
  • mum'yalamayın mum'yalanmayın iyi bir seçenek değil. hele de canlı yapıldığı zaman.
  • sadece mısır'da değil tarihte diğer medeniyetlerde de bulunan ölüleri koruma eylemi.
    mısır'da ie erken dönemlerde sadece firavunların ve büyük rahiplerin cesetleri mumyalanmıştır.
    mısırlılar için önemli bir ritüeldir. mısırılarda ölüm ve yaşam aynı paranın iki ayrı yüzüdür, birbirlerinden ayrılamazlar.

    efsaneye göre ölülerin tanrısı anubis, şiddet tanrısı seth'in öldürdüğü horus' un cesedine bu işlemi uygular. bu işlem sırasında osiris ve isis de ona eşlik eder. ancak osiris'in cinsel organı bulunamaz. daha sonrasında ise ruhun büyük kuşu ulu tanrı horus onu bulup, şahin kılığına girerek isis'in omuzlarına bırakır ve horus'a gebe kalır.
    hz isa'nın doğum hikayesinin geldiği ana kaynak burasıdır. osiris'in cinsel organı ise sonrasında nil'e bırakılır ve nilin bereketi de buradan gelir. genç horus büyümüş ve babasının katili seth'i yenmiştir, seth kaçmış ve timsah biçiminde göllerin derinliklerine gitmiştir. horus'un bir gözü bu savaşta kaybolur ve daha sonrasında tekrardan hayat bulur. canlıları kollayan, gözetleyen bu göz daha sonrasında bilinen horus'un gözü, wedjat'a dönüşür.

    mumyalamanın da mantığı budur. ölen firavunun, prensin, prensesin ruhunun yeniden, farklı bir formda, farklı bir bedende hayat bulacağına inanılır.
hesabın var mı? giriş yap