• odtü'ye son yıllarda gördüğü en baskıcı yönetimi yaşatan rektör.

    keyfi ve kısıtlayıcı uygulamaları ile kendini atayana layık olmaya çalışıyor anlaşılan.
  • bugün 2017 mezuniyet töreninde öğrencilerin ve konukların büyük bir kısmı tarafından konuşması boyunca yuhalanmış odtü rektörüdür kendisi. rektör seçimlerinde 2. olup saray tarafından rektör atanmasının ve akabinde gelen uygulamaların bu protestonun yaşanmasına neden olduğunu düşünüyorum.
  • odtü mezuniyet töreni sırasında hak ettiği şekilde protesto edilen odtü atanmış rektörü. o tepkiler bana verilse utançtan insan içine çıkamazdım ama kendisi üstün bir azimle (!) konuşmasını tamamladı galiba.
  • durumuna üzüldüğüm okul rektörümüz. attığı maili ilk okuduğumda adama üzüldüm, bu insanlar bu görevi yaparken başka maddi gelirleri kaybettikleri için tazminat alıyorlarmış. e o zaman bu gayet mantıklı değil mi? kimsenin burs parası, normalde okula harcanacak bir para değilmiş. öyle cebine atmıyormuş. sanırım öyleymiş gerçi net bilmiyorum ama hoca bana çok samimi geldi. ve yıllardır bu aynıymış. kendini açıklamaya çalışması, şeffaf olması son derece iyi görünüyor bana bir rektör olarak.

    asıl problem en fazla oy alan 2. hoca iken rektör olarak atanmasında oldu. oradan hükümetin adamı imajı aldı herkes. en fazla 2. oyu alan olarak rektörlük yapan ilk isim. bir baskı olması çok doğal. hükümete yakınlığını falan hiç bilmiyorum yorum yapamayacağım. ancak hocanın okulda şenliğe tekrar bi adım atması, yemekhane yenilikleri, kantinlerde fiyat düzenlemeleri vesaire beni memnun eden adımlar oldu. hocanın fazla üstüne gidiliyor gibi geliyor ve içten içe adama üzülüyorum açıkçası. eğer varsa bilmediğim detaylar, bilmek isterim yeşillendirilmek suretiyle.
  • ikinci seçilerek atandığı odtü rektörlük makamında, okulun başındaki kişi olarak resmen mobbing'e uğrayan kişi. bu adam size ne etti bu kadar anlamıyorum. birinci seçilen adam gelse çok mükemmel bir okul mu olacaktı odtü acaba ?

    (bkz: #35341910)

    ahmet acar döneminde bahsi geçtiği üzere türlü türlü işlerin baş mimarı olduğu iddia edilen, şenlikleri iptal etme seviyesine getirdiği, devrimi kapatmaya çalıştığı iddia edilen bu adam mı gelseydi ?

    adam ne yapıyorsa şunu yaptık bilginiz olsun diye mail atıyor. adam ne sorununuz varsa gelin diye toplantı yaptı. yemekhane şartları denilince adam oturmuş ne sıkıntı var çıkarmış, bulabildiği şeylerden birisi yemekhane ekipmanının temizliğiydi. yemekhanedeki tepsilerin arasında 1 ay önceden kalma çürümüş balık artıkları çıkıyordu. yemeklerden türlü böcekler çıkıyordu ahmet acar döneminde, millet japon mutfağı diye dalga geçiyordu. adam bunu çözdü, artık yok gençler, böyle böyle çözüm bulduk haberiniz olsun dedi. adamla dalga geçtiler. neymiş yaptığını söylemek komikmiş.

    odtüde şenliği düzenlemeye çalışan, ahmet acar döneminde 3 sene rektörlük bizi engelliyor diye ağlanıp bok gibi şenlikler düzenleyen ve muhtemelen sadece kendilerinin katıldığı topkek yeme yarışması gibi saçma şeyleri şenlik diye yutturmaya çalışan uluslararası gençlik topluluğu resmen bu adamla tekrardan yükselişe geçti. devrimde iyi kötü 3 gün konser düzenleyebildiler. iyi kötü 5 tane sanatçı geldi. c heykelinin önündeki saçma alanda sıkış tepiş leş gibi alanda yemekler yerine basket sahalarında geniş geniş alan kuruldu. gözlemleyebildiğim kadarıyla en düzenli şenliklerden birisi oldu.

    adam açık açık okul bütçesinden son bilmemkaç aydır 2000-7700 lira arası ödeme yapıldı yönetimdekilere diye bildirimde bulundu. bunun nedeni de hiçbir proje, araştırma gibi geliri olmaması nedeniyle yasa çıkması olarak açıklandı. 1986 yılından beri böyle ödemeler de var, hepsi de kayıtlı. bize özgü değil diyerek açıklama yaptı ki bu tarz bir olaydan kimse haberdar değildi bence daha önce. bir motorlu taşıt şirketine 2 ayda geliştirilebilecek bir sistemi yapıp 2 yıl önce satmak 100.000 lira gelir getirirken, danışmanlık yaptığı öğrenci başına aylık ek maaş ödeneği alırken bu gelirden kayba uğramışken insanlar bu parada gözü olmak saçma geliyor. ha almasa daha hoş olmaz mı ? olur. ama bunu okulun gelirinin %25ini alıyormuş diye yansıtmak klasik türk solcusu demagojisinden öteye geçmiyor.

    ne bileyim lan, bu adamın neyini beğenmiyorsunuz bana da söyleyin de ben de bileyim.
  • kendisiyle mailleştiğimde iyi bir insan olduğunu düşünmüştüm. kötü bir insanmış. bu da benim ayıbım olsun.
  • kendisiyle mailleştiğimde iyi bir insan olduğunu düşünmüştüm. iyi bir insan öğrencilerini, dostlarını, akranlarını, meslektaşlarını, aynı yıl mezun olduğu insanları, yüzlerce ağacı, gelecekte büyüyecek ankaralı vicdanlı çocukları böyle üzmez en azından benim nazarımda bu böyledir. demek ki iyi birisi değilmiş. bu da benim ayıbım olsun.

    tahminimce btk'nın yanında devam etmekte olan inşaata dair gözdağı verilmiştir ve susmak durumunda kalmıştır.

    ben bu hususta, eğer öyle bir şey olduysa, (olduysa diyorum çünkü böcekleri kaplumbağaları ağaçlarıyla beraber her şeyiyle başka yere taşınacakmış buradaki alan) bir allahın yarattığı canlının dahi kılına zarar verilmişse, bu işle en ufacık bağlantısı olan en alttakinden en yetkilisine dek hiçbir kimseye, eğer okulun bir zamanlar öğrencisi olmakla gelen bir gram hakkım varsa helal etmiyorum. yaradılanı severiz yaradandan ötürü öyle mi? lütfen kalsın.

    gelecekte bakacaklar için konu burada irdelenmektedir:
    (bkz: 9 eylul 2017 odtu ormanina gece operasyonu)
  • sabah arabayla a1 kapısındaki sırada bulunduğum bir sırada kendisi de makam aracıyla sıradaydı. bilen bilir a1'in arnavut taştan yapılmış kısa bir yolu vardır ve tek araba sığar oraya. heh işte tam oraya geldiğimde yan yanaydık arabasıyla. hemen hızlanıp önüne geçmiştim. arkamdan gelmek zorunda kalmıştı.

    şimdi düşünüyorum insanlık için küçük ama benim için büyük bir adımdı iyi ki yapmışım.
  • kendisi bir yeni türkiye tezahürüdür. kötü bir melih gökçek kopyasıdır adeta. okulu yarı belediye yarı şirket gibi yönetmektedir ama sadece bir okul gibi yönetmemektedir. her geçen gün eğitim kalitesini düşüren, üniversite sıralamalarında çakılan odtü'ye yaptığı en büyük hizmet yemekhaneye tepsi kurutma makinası almaktır. odtü kimliğinin en büyük ögesi kampüsü koruyamazken, kampüs için mücadele etmekten çok uzak olduğu hatırlatılınca adeta bir melih gökçek figürüne dönüp 'ama biz de yemekhaneye kurutma makinası aldık' demektedir.

    güvenlikçilere verdiği geniş yetkiler ve güvenlikçilerin öğrencilere karşı tavrında onlara verdiği cesaret ile odtü'yü yavaş yavaş yeni türkiye'nin bir parçası yapmaktadır. güvenlikçiler öğrencileri istediği gibi aşağılama hakkını kendinde bulurken, bu gücü rektöreden aldıklarını da hiç çekinmeden vurguluyorlar kampüsün her yerinde.

    ince ince okulun ruhuna yeni türkiye zehrini katıyor, bunu bilerek isteyerek yapıyor. günden güne betere giden odtü'yü, okulun her yerine astırdığı reklamlarla mı kurtaracak zannediyor yoksa okulun bookstoreuna açtırdığı 3.nesil kahveciyle mi kurtaracak sanıyor? buranın bir akademi olduğunu bence unuttu ve kendini bir şirketin ceo'su sanıyor bazen.

    odtü dün vardı, yarın da var olacak ama verşan kök'ü herkes okulun tarihinde karanlık bir anı olarak hatırlayacak.
hesabın var mı? giriş yap