• emekleri karşılığı istihdam edilen kişi.
  • istihdam edilmis olan..
  • calisan anlamina gelir ama hademeymis gibi algilanir.. memur anlamina bile gelir.
  • okulda "hademe" diye hitab ettiğimiz çalışanlara hocaların kızarak "onlara öyle demeyin böyle deyin" dediği kelime...

    (hademe direkt odacı manasına gelir halbuki; yanlış değildir ama müstahdem bir nevi employee manasına geldiği için nedense daha kibar algılanır...)
  • hukuk terimi olarak da kullanılmaktadır. "hizmette bulundurulan kimse, hizmetli" anlamlarına gelmektedir.
  • meryem onu geri gönderiyor, dolap gibi bir yerden, iki kadeh ve bir şişe çıkarıyor:

    gemiciler kibar olur derler, doğruymuş.

    — kaba ve ayyaş, diye düzeltiyorum. üstelik ben gemici sayılmam. alelade bir müstahdemim: kamarot. yâni garson

    attilâ ilhan, sokaktaki adam iş kültür 2012 basımı, s. 81
  • ayak işlerinde çalıştırılan kişilerin zümresine denir.
  • yalnızca alt tabaka çalışanlar için değil; hizmet eden herkes için kullanılan, hizmetli anlamındaki kelime.
  • sabah sabah aklima dusen kelime.
    sene 1991, ilkokul ikiye gidiyorum. minicik bir seyim. tuvaletten cikmis sınıfıma giderken, cizmeleri dizini asacak kadar kisa boylu, celimsiz, kıllı ve bir o kadar sinirli mustahdem popoma "ne bekliyon amk" diyip bir tekme atti. neye ugradigimi sasirip kosarak sinifima gittigimi hala unutmam. kimseye de anlatmisligim yoktur malesef.
    bu bende bir travma yasatmis olacak ki, kabuslarimin en korkulu igrenc görüntüleri; okul tuvaletindeki pis lavabolar, kırık kapılar ve yerdeki ıslak kötü kokulu zemin...
  • kendisine devlet hizmeti tevdi olunan ve sicilli mahsusunda mukayyet olarak umumi veyahut hususi bütçelerden maaş alan kimseye memur, devlet işlerinde ücretle kullanılan ve memurin sicillinde mukayyet bulunmayan ve memurin hukuk ve salahiyetinden müstefit olmayan kimseye müstahdem denir.
hesabın var mı? giriş yap