• cannes odullu bir oyuncudur artik uzak'ta oynayan. itiraf edeyim, ben o juride olsam* kendisine odul vermezdim. ama meg ryan ve aishwarya rai'nin bildigi birseyler var herhalde.
  • "sazıyla sevişen adam"

    cazla büyüyüp sazdan bihaber yetişen nesil olarak "sanatta 35 yıl" başlığıya tanıtılan bir sanatçıdan bihaber olmamın normalliğini kimse savunamaz evet biliyorum ama durum bundan ibaret. bu harika insandan 10 mayıs pazar günü'ne kadar bihaberken pazar sabahı katıldığım etkinliği beklerken mekanın karşısındaki ufak bir çay ocağında çayımı içiyor gazetemi okuyorken karşılaştık. isimlerimizi söylerek birbirimizi tanıdık, müzisyen olduğunu öğrendim ve çaylarımızı içtik ve etkinliğe girdik. kendisi "müzisyenin vecd hali" başlığında bir sunum gerçekleştirecekti. çok kısa bir konuşma yaptı yanlış hatırlamıyorsam 21 yaşında yazdığı bir şiirini okudu ve "ben konuşmayı çok beceremem, sazımı alayım ve o konuşsun, yatan sazı sevmem saz ayakta durmalı" gibi bir şeyler söyledi sazı dik bir biçimde tutarak vecd olmaya başladı evet yanlış okumadınız vecd olmaya çalmaya değil çünkü çalmıyordu. sunum başlığını o an anladım: müzisyenin vecd hali... kendisiyle ilgili izzet öz'ün tanımı her şeyi açıklıyor sanki: "sazıyla sevişen adam". sanatından bir kere daha tatmak niyetiyle hocam sizi canlı tekrar nasıl dinleyebilirim dediğimde ismine özel hazırlanmış ve basılmış özel bir dergiyi hediye ediyor ve numaramı alıyor "ben size haber veririm" diyerek. dergideki kimdir? kısmını buraya ekliyorum:

    1961 yılında doğan muzaffer özdemir küçük yaşlarda yazmaya başladı ve ilk şiirini onüç yaşında yayımladı. birçok dergi ve gazetede çeşitli inceleme yazıları ve şiirleri yayımlanan özdemir, 1987 yılında "20. yüzyıl büyük türk şiiri antolojisi"ne, 1989 yılında "behçet necatigil edebiyatımızda isimler sözlüğü"ne, 1999 yılında "cumhuriyetten günümüze türk şiiri antolojisi"ne, 2001 yılında "yüzyılın türk şiiri antolojisi"ne, yine 2001 yılında "emek şiirleri antolojisi"ne alındı.

    bugüne kadar onüç kitabı yayınlanan sanatçının film müziği, belgesel müziği çalışmalarının yanısıra kendi bestelerini içeren beş kaseti piyasaya sunuldu. sezen aksu, uğur yücel, yalçın menteş ve daha birçok ünlü isimle çalışan sanatçının bazı şiirleri edip akbayram, hasret gültekin ve onur akın tarafından seslendirildi. 1994'de istanbul ikitelli'de yerel bir dernek ve küçükçekmece kaymakamlığı'nın çabalarıyla kurulan beşbin kitaplı bir halk kütüphanesine adı verildi. eserlerini bir albümde topladı ve türkiye'de ilk şelpe (elle çalınan bağlama) kaset ve cd'sini yayımladı. altı enstrüman icat eden özdemir bunların içinde ta'yı çok önemsiyor. ta, curanın, çöğürün, tamburanın ve divan sazının seslerini aynı anda duyuruyor. yurt içinde ve 20 kadar avrupa ülkesinde konserler veren sanatçı yaklaşık elli ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası folklör festivalinin türk jüri üyeliğini yapmaktadır. 1998'de bbc'de, 1998-99'da istanbul'da uluslararası mistik müzik festivali'nde verdiği konserlerde müthiş beğeni topladı.

    muzaffer özdemir'in yayınlanmış yapıtları şunlardır: çelik renkli şiirler(1982), yazıldığına pişman olmayan şiirler (1985), bu dünyadan gökçe geçti (1986), mor gecemin terlediği yıldızlar (1987), yorguncunun anıları (1988), muzovizyon (1990), ömrümde bu gün (1992), gökyüzü bahaneydi (1992), iyi akşamlar perşembe (1992), mizahımı elleme gıdıklanıyorum (1995), öyküleriyle türkülerimiz (1996), bebek evde kız bahçede sallanır (1996), bağlama'dan ta'ya şelpe (1999), sazım sözüm sobe (türkülü kabare, 2000)

    http://www.muzafferozdemir.com/
  • mayıs sıkıntısı'nın setindeki röportajı çok ilginç. bir insan bu kadar mı istemeye istemeye oynar yahu? ona rağmen uzak'taki performansıyla cannes film festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülü aldı. ironiye gel.

    bahsettiğim röportaj şuradan izlenebilir.

    "bi bulaştık işte arkadaş hatırı için..."
  • birgün arkadaşımı beklemek için kadıkoy vapur iskelesinde bekliyorum.yanıma aksayarak yuruyen biri geldi.adalara giden vapuru sordu."2 saat daha varmış abi" dedim. "sen burda dur da ben su aletleri getireyim" dedi.gitti bir dolu muzik aletiyle geldi.sonra başladık muhabbete.ikimizde sakatız. önce ben sordum. hayrola dedim. bana gecirdiği trafik kazasını anlattı.ben de ona deniz kazasını.daha vapur yok ortalıkta benim arkadasta şileden yeni çıkmış yola.tam 1.5 saat konuştuk ayaküstü.biara sinirlendi. degmez bu insanlar için savasmaya mucadele etmeye dedi.haklısın abi dedim.bi sigara yaktı. konu bi anda kansere geçince öğrendim ki kazım koyuncu yla yıllarca aynı evi paylaşmışlar. "adam radyasyondan felan ölmedi. sigaradan öldü.içkiden öldü" dedi."ama güzel adamdı. çok güzel arkadaştı" dedi.özlemle yad etti.istanbul a kaçta geldiğini.geldiğindeki istanbulla su ankini anlattı.zaman nasıl geçiyor o ara anlamadım bile. telefonuna baktı.saati gördü ama sarjı bitmek uzereydi.telefon için" power bank ın var mı?" dedi. var abi dedim.verdim.memleket nereye geldi sıra. "boşver" dedi.sonra ekledi. "malatya" . ben gözleri 2 açtım. "neresinden abi?" dedim."hayrola sende mi malatyalısın? arguvan " dedi. "abi sen neptın şimdi akraba çıkacaz az daha gitsen" hangi köyü diye sordum. "isa köy kardeşim" dedi. "ahada arif amcamların köyü". konu memlekete dönünce vapurda kuyruk bekleyen bi abla. "ya ben de arguvanlıyım" diyince iyice memlekete gittik. neyse azcık topragımızı yad edip insanına kızdıktan sonra. vapur için kapı açıldı.muzaffer abi onca muzik aletini sırtlayıp "hadi genç bana müsade" diyip izin istedi.ben ise daha adını soramamıştım bile.toprağım dedim içimden "güle güle".
  • oyuncu ve yönetmen. 2003'te alin taşçıyan'la yaptığı röportajda kasaba'ya dahil oluşunu şöyle anlatıyor:
    "yenice'ye birkaç günlüğüne gittim. biraz takılırım diyordum. biliyorum sıkılacağımı. bir gittim, iki kişiyle film çekiyor! bir tarafından tuttum. video asisti verdi bana, bir türlü kaçamadım. bir gün 'kasabanın delisini bulamıyoruz, sen oynayacaksın' dedi. 'ben oynamam' dedim. 'sana çok uyar' diye ısrar etti. büyük uğraşlarla bana yüklediler rolü. bilge önce otelde oyununu oynadı, sonra sadık oynadı. hiç beceremediler. videoya çekildi oyunlarımız. 'bak sen daha iyisin' dedi. bunlar hep bilge'nin kurnazlıkları."
  • ilk uzun metrajlısı yurt ile çok sıkı bir başlangıç yapmıştır. merakla yeni filmlerini bekliyoruz..
  • benim için nuri bilge ceylan'dır muzaffer özdemir. bir yerde nuri bilge ceylan ile ilgili bir şey dinliyor, izliyorsam karşımda duran nuri bilge ceylan'ın görüntüsü hiçbir anlam ifade etmez. o ödül törenlerinde, röportajlarda konuşan kişi başka birisiymiş gibi gelir. o kadar özdeşleştirmişim.
  • kendisini dobra görüşleriyle gezici film festivali'nde izledik. kimse alınmasın darılmasın ama ilk filminde biraz nuri bilge ceylan'dan biraz belma baş'tan sahneler gördüm sanki. elbetteki verdiği mesajı, edindiği konuyu göz ardı edemem. heslerle ilgili mücadeleyi gerçekten çok iyi bir şekilde yansıtmış. bir yönetmene benzeme işi her zaman olumsuz bir şey değildir.
  • ilk filmi yurt ile 18. altın koza'da yarışacak yönetmen.
    http://www.altinkozafestivali.org.tr/…d=240&lang=tr
  • asıl mesleği mimarlık olan oyuncu
hesabın var mı? giriş yap