• türkiye koşullarında mecburen varolması gereken uygulama. çocuğu olmasa bile kadının ne yazık ki çoğu kadının ekonomik güvencesi kocası. keşke böyle olmasaydı ve kadın okusaydı, çalışsaydı. düşünün türkiye gibi bir yerde okutulmamış ya da hatta okutulmus ama iyi okutulmamış bir kadın var. ailesinin ona çizdiği gelecek evlenmesi haliyle. iş dünyasında çok şansının olmadığı gerçek. yapabileceği çok iş yok. biriyle evlenerek o kişiye eş olma, evinin işini yapma, çocuk bakma gibi sorumluluklarla maddi bir geliri olmadan yaşıyor. onunla bunları bilerek evlenen kocası, bir gün boşanmak istese ya da kadın boşanmak istese ( böyle bir hakları sözde var anvak uygulamaya geçince çok ciddi bir siddet yoksa ekonomik ve toplumsa nedenlerden dolayı biliyorsunuz ki kadın boşanmaktan korkuyor) ne olacak? ailesi yaşıyorsa imkanları yettiği kadar bu kadına destek olurlar belki. belki onu da yapmayan olur ya da yapamayan. bu evinin kadını toplum modelinin bir sonucu olarak nafakaya bağımlıyız. keşke herkes eşit bir birey olarak çalışıp iş hayatında, özel hayatta eşit fırsatlara sahip olsalar. her adamın her kadına nafaka vermesi mantıklı değil. ancak kadına layık görülen bu karın tokluğuna çalışan ev işletmecisi muamelesi deavam ettikçe, bu sisteme mecburuz.

    ayrıca engelli çocuğunun nafakasını üç yıldır ödemediği için ceza gelen adamın, nafaka kalksın mağduruz.ben yeniden bir hayat kuracaktım. ceza silinsin bundan sonra yollarım. tarzı karaktersiz konuşmalarına da şahit oldum. davaro o çocuk ebenle haminnenin mi çocuğu? senin çocuğun. yaa, aile planlaması diye boşuna demiyoruz. madem bakmayı düşünmüyorsun, 3 kuruş yollamak sana zor geliyor, ne diye yaptın çocuğu. işte öyle yaptım salıyorum şimdi olmuyor.
  • yabancilik unsuru tasiyan ve cocuklara iliskin nafaka uyusmazliklari lahey sozlesmesine gore cozumlenir .
  • gittiğim müzik topluluğunda feyyaz adında bir abimiz var. 50-55 yaşlarında, belediyenin park ve bahçeler müdürlüğünden emekli. yalnız yaşıyor; 20 sene önce eşinin isteğiyle boşanmış. zaten feyyaz ağabeyde, şu anki haline bakarak söylüyorum, boşanmak veya herhangi bir insana sinirlenip tartışm çıkaracak potansiyel yok. müzikle ilgileniyor olmasa muhtemelen kafayı kırma ya da alkolik olma potansiyeli yüksek, hayattan bir beklentisi kalmamış.

    feyyaz ağabeyin 19-20'li yaşlarında bir oğlu olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. neden mi? çünkü adam hiç bahsetmedi oğlunun olduğundan. daha bebekken eşi kendisinden ayrıldıktan sonra oğlunun yüzünü görememiş. boşanma davasında mahkeme çocuğun velayetini eşine vermiş, üzerine de düzenli olarak nafaka ve çocuk için bakım ücreti ödemesinde karar kılınmış.

    feyyaz ağabeyin 2000 tl emekli maaşı var. 1200 tl'si nafakaya gidiyor. emekli olduktan sonra eline geçen 3-5'le kendine 1+1 apart almış, orada yaşıyor. geceleri inşaat bekçiliği yapıyor geçinmek için. eee büyük şehirde yaşam kolay değil.

    feyyaz ağabey eski eşini ve çocuğunu 20 yıl boyunca hiç görmemiş. hiç görmediği ama varlığından haberdar olduğu birilerine maaşının yarısının ödenmesine devlet tarafından karar kılınmış. allah devletimize zeval vermesin.

    bu 20 yıllık süreç içerisinde feyyaz ağabeyin eski eşi boş durmamış tabi. yaklaşık 15 yıl önce biriyle evlenmiş. evlenmiş dediysem de resmi nikah değil, imam nikahıyla. ve bu kadın 15 yıldır başka biriyle birlikte olmasında rağmen hiç utanmadan o nafakayı almaya devam etmiş, hala ediyor. feyyaz ağabey artık hayattan beklentisi kalmamış derbeder bir adam olduğu için çok umursamıyor bunları. en büyük derdi bisikletinin inen lastiğine nerede hava bastırabileceği.

    benzer bir durumla ben karşı karşıya kalsam, devlet başka biriyle evlenmiş olan eski karıma nafaka ödemek durumunda bıraksa beni? bilmiyorum. benim paramla başkasının koynuna girip, başka birine çocuğuma babalık yaptıran kişiye karşı çok ılımlı olmayıp-olamayıp; eğer beni bu durumdan çıkarak herhangi bir hukuki yol da yoksa, herhalde şiddete başvururdum.

    şuraya nafakanın tanımını da bırakıyorum:
    "nafaka, boşanma davası sürerken ya da boşanma davasının sona ermesinden sonra maddi olarak zorluğa düşecek olan kişiye bağlanan ve her ay ödenmesi gereken para olarak ifade edilebilir. her nafaka türü için farklı şartlar gerekir. bu şartların yerine getirilmiş olması durumunda ancak alınabilir."
  • hamiledir, çocukludur, yaşı ilerlemiştir kesinlikle anlarım.. fakat 25 yaşında olup 3 ay evli kaldığın adamdan ömür boyu nafaka almak onursuzluktur.

    ek: kendim ya da bir yakınım değil..
  • nafaka bağlanması yada bağlanmaması durumu hakkında yorum yapmayacağım.

    düşüncem şu; bir işi yapmadan ya da bir durumu yaşamadan fikir beyan etmek, yargıya varmak, önerilerde bulunmak ve son olarak öfkeli yaklaşım sergilemek aşırı kolaylaşmış.

    yapmayın. bilmediğiniz işe burnunuzu sokmayın.

    olmayan paranızı olmayan eski karınıza nafaka olarak vermiyorsunuz.

    bi rahat olun yahu.
  • eli ayağı tutan bir kadının esinden nafaka alarak yaşamasının adil olup olmadığına karar vermek icin kisilerin yaşadıği toplumun yapısına bakılmalıdır.
    bekarete önem veren türk toplumunda evlenip ayrılmış kadının secenekleri az ve kötüdür.eger boşanma sebebi erkeğin kusurlu davranışlarıysa burada kadının ciddi ve hayati bir mağduriyeti söz konusudur.kadın onca iyi seçeneğin arasından kendini mağdur edecek bu kişiyi secmiş ve yarı yolda bırakılmış olmasinin bedelini elbette almalıdır üstelik ortada çocuklar varsa ve kadındaysa (ki toplumumuzda kadın evlatlarini bırakmaz) kadının artık yeniden mutlu bir yuva kurmasi neredeyse mümkün değildir.
    yapmıs olduğu hatalı seçim kadını ömür boyu mutsuz ve yalnız bir hayata mahkum etmiştir.bu açıdan bakıldiğinda hukukun bağladıği nafaka ,bir insanın geleceğinin kör kuyuya mahkum edilmesi karşısında neredeyse yok hükmünde sayılacak ve ucuzlaştıracak kadar düşüktür.

    nafaka aslinda geçim payı değil bir insanın hayatını ve geleceğini kusurlarıyla mahvetmiş bir cinsiyetin karşı cinsiyete ödemesi gereken
    bir bedeldir.

    evlilik oyuncak degildir ,sorumlulukları vardır ,bu sorumlulukları yerine getirmeyen aile hukukuna aykırı yaşantıya sahip yahut evlendikten sonra duygu ve fikir değiştiren her birey cinsiyet farkı gözetmeksizin karşı tarafa ciddi bir nafaka ödemelidir.

    ınsan degerli bir varlıktır.hayatı ve geleceği kendini ve ne istediğini bilmez kişinin keyfinde ucuzlaştırılmamalı basite indirgenmemelidir.
  • "daha çok kadın karnına bıçak yer sokak ortasında. nafakanın sonu %90 ölümle biter her daim" demis yazar. oha. kadin cinayetlerini boyle boktan sebep-sonuca baglayip mesrulastirmayin.

    kadinlarin da calisma hayatinda yer bulabildigi, hatta erkeklere kiyasla daha rahat is bulabildigi bir cagda nafakanin kosullari da ona gore ayarlanmalidir. tamamen kalkmasi da olmaz, cunku ne babalar var, anneyi cocukla bir basina birakip hic sorumluluk almadan cekip gidecek...

    nafakaya bu kadar karsi cikilmasinin sebebleri arasinda nafakanin hep tek tarafli islemesi, cocuk olmadan nafaka odenmesi (ki ancak kadin calismamaya zorlanmissa sureli olarak odenmesi anlasilabilir), kadinin ihtiyac oraninda degil de erkegin donuna kadar alabilecek yuksek meblaglarda nafaka istemesi, ve nafakanin omur boyu devam etmesi var. bazi kadinlar nafakayi yeni erkek arkadaslariyla eziyor, ve sirf odeme kesilmesin diye evlenmiyor. boyle bir suihtimal soz konusu.

    ama gelip de nafaka kalkmazsa dogal olarak kadinlarin %90'i bicaklanir gibi bir imada bulunmak kadin cinayetini sebep-sonuca dayandirarak mesrulasturmaktir.
  • ülkemizde ayrılan çiftlerin kanlı bıçaklı ayrılmalarının temel sebebi.
hesabın var mı? giriş yap